37-Anne

696 73 26
                                    

-NEMESİS -

Bu imkansız !" diye bağırdı Nemesis "sen benim annem değilsin! Bende yanlızca telekinezi gücü var.Juliette ise benden tamamen farklı"

"Diğerleri sen ve kardeşin gibi değil Jules." dedi kadın rahatlığını bozmadan. " Siz aralarındaki tek safkansınız. Diğerlerinin sadece tek bir ebeveyni denek ama sizin iki ebeveyninizde"

"B-ben b-ben hiç bir şey anlayamıyorum" dedi Nemesis nefes nefese bağırarak. Hayatı boyunca geçmişini öğrenmek istemişti. Ailesinin kim olduğunu öğrenmek neden tek başına o ormanda uyandığını bilmek. Ama şimdi bunun bir hata olduğunu anlamıştı.

"Babanın gücü hipnozdu aynı Juliette gibi.Ben ise güçleri emebiliyorum. Telekinezi yeteneyinin olması telekinezi güçleri olan birinin güçlerini ememdi. Sonra ise size hamile kaldım"

"Bu yüzden telekinezi yapabiliyorsun" dedi Juliette "Annemden genetik aldığın için "

"Ne yani sen benim kardeşim misin !?"

"Evet" dedi sakin bir sesle.

Nemesis bu kadar sakin olduğu için onu öldürmek istiyordu.

"Peki ya hafızam neden kayıp"

Juliette'in bakışlarında bir an acı okunsada sonra eskisi gibi sert durmayı başardı. Cevap vermedi.

"Hafızam neden kayıp !" dedi Nemesis daha sert bir sesle.

"Kafana vuran bendim ama hafızan teknik olarak kardeşinin eseri " dedi Green Juliette e imalı bir şekilde bakarak. Juliette çenesini daha da sıkarken. Green bundan zevk alıyormuş gibi gözleri parladı.

"Zavallı çocuk seni benden kurtarmaya çalışıyordu. Ama riskli bir planı vardı. Senden daha güçlü olduğu için kendini daha üstün görüyordu. Ve benimle savaşıp kazanacağını sandı. Ama kaybetti"

"Daha güçlü mü ?"

"Julliete i senden farklı kılan ilginç bir özeliği daha var"

"Kapa çeneni" dedi Juliette fısıltı gibi bir sesle. Başını öne eğmişti.

Green Juliette in bu tavrını beğenmiş olacak ki gülümsedi. Sevgi ve mutlulukla hiç bir alakası olmayan bir gülümsemeydi bu. İnsanın tüylerini diken diken ediyordu.

"Sanırım Julliette bana senden daha çok çekmiş"

"Kapa çeneni dedim !" dedi Juliette öfkeyle. "Ben sana benzemiyorum"

Nemesis hala ne demek istediklerini anlamazken bunu sorgulamadı. Beyni o kadar doluydu ki artık bir şey düşünemiyordu.

"Sadece neden güçlerinin diğerlerinden az olduğunu düşün" dedi Green Nemesise , sırtını dönüp kapıya doğru gitmeden önce.

"B-bekle!" dedi Nemesis hızlıca. "Neden burada olduğumu hala söylemedin !"

"Bir süre sizden besleneceğim " dedi kadın ona arkasını dönmeden. "Güçlerinizi çoğaltıp yemeyi planlıyorum."

Bunu duyduğunda Nemesis yutkundu.

"Bunu ne kadar sürdüreceksin ?"

"Ömrümün sonuna kadar sanırım" dedi kadın hafifçe ona bakıp ürkütücü gülümsemesini yaparak.

...

DANTE

"Tiffany !" Dante uyandığında söylediği ilk şey buydu.Rahatsız bir yataktaydı. Önüne baktığında Sakura ayak ucuna oturmuş onu izliyordu.

"Tiffany nerede ?" dedi sert bir şekilde.

"Lütfen birazdan göreceğin kişiye saldırma " dedi Sakura sakin bir sesle.

Dante anlamayarak kıza bakarken sonra kızın daha uzağında yatakta oturan Juliette i gördü.

Bağırarak Juliette e atılırken boynunda keskin bir şey hissetti. Sakura ışık hızında katanasını çekmiş boynuna tutmuştu.

"Saldırma dedim Dante" dedi Sakura evcil bir hayvanı azarlıyormuş gibi.

"Katananı sonunda çıkarmışsın " dedi Juliette kendi kaşına pansuman yapıyordu. Muhtamelen Tiffanynin açtığı bir yaraydı. "Sonunda onu kızları etkilemek için değilde gerçek görevi için mi kullanıcaksın"

"Bu katanayla kimseyi öldürmeyeceğim " dedi Sakura sonra uysal bir şekilde Danteye döndü. "Sana asla zarar vermem ama Juliette e saldıramazsın"

Dante biraz geri çekildi. Sakura ve Juliette"i 12 yaşından beri tanıyordu.

Dantenin güçleri doğuştan değildi. Onu daha bebeken bulmuşlar ve kimsesi olmadığı için üzerinde deney yapmayı sorun etmemişlerdi. Ölme ihtimalini umursamamışlardı.Sonuçta ona sahip çıkacak kimi vardı ki ?

Tiffanynin babası Robert o 4 yaşına geldiğinde onu buldu. Dante deneylerden vahşileşmişti. Konuşamıyordu bile vahşi bir hayvandan farkı yoktu. Ama Robert onu bırakmadı. İçten içe küçük bir çocuk olduğunu biliyordu

Green saldırana kadar hayatı mükemmeldi. Green onu öldürememişti Robert dahil tüm denekleri öldürmesine rağmen Dantenin güçleri hepsinden daha öteydi. Dante kelimenin tam anlamıyla ölümsüzdü.

Green Jack ve Tiffany i öldürmekle tehdit edip onu yanına almıştı. Robert'ın öldüğü o gece kazanamayacığını biliyordu. Kazansa bile Tiffany ve Jacki kaybettiği bir galibiyet , galibiyet sayılmazdı. Bu yüzden teklifini kabul etti Tiffanynin kafasına silah dayamış kadına itaat ederek onlara dokunmaması şartıyla emrine amade oldu. Ama Greenin yaşadığı yerde iki çocuğa baktığı aklının ucundan bile geçmezdi.

Sakura ve Juliette

Jack ve Tiffanyden sonra en değer verdikleri insanlar olabilirlerdi.8 yıl onlarla yaşamış, abilik yapmıştı sonuçta. Tabi Juliette bu kadar sinir bozucu olmasa her şey daha güzel olabilirdi.

"Tiffany nerede Juliette ?" dedi tehditkar bir tonda.

Umursamaz bir şekilde "Bilmiyorum" dediğinde Dante yine ona saldırmaya çalıştı.

"Dünya sen ve sevgilin etrafında dönmüyor Dante!" dedi dedi Juliette sonra yaşlı gözlerle ona döndü. "Az önce Nemesise her şeyi anlattım"

Dante duyduğu şeyle sinirinin yatıştığını hissetti.

"Her şeyi ? Yani..."

"Kardeş olduğumuzu ! Greenin kızı olduğu" başını öne eğdi " Bana nasıl baktığını görmeliydin. Benden nefret ediyordu. Kafası karman çormandı"

Dante elini Juliette omzuna koydu. Juliette irkilerek ona baktı.

"Yaşadığın olay zor anlıyorum. Ama o kadını sevmemene rağmen neden hala ona yardım ediyorsun. Eğer Tiffany'i bulmama yardım edersen-"

Juliette öfkeyle Dantenin elini omzundan çekti.

"Tiffany Tiffany Tiffany söylediğin tek şey bu ! Bizi o kız için bırakıp gideceksin. Sakura söyledi !"

Dante şaşkın şaşkın Sakuraya bakarken Sakura bakışlarını kaçırdı.

"Bir görü gördüm. Ve 80 olasılığın 78 inde bizi terk edip Tiffany'i seçiyorsun"

"Bu doğru değil! Ben böyle bir şeyi..." duyduğu şeyi bir anda yeni idrak etti "Bekle yani Tiffany ile benim yüksek olasılıkla bir geleceğimiz mi olacak ?"

Juliette inanamayarak ona baktı "Takıldığın şey bu mu cidden ?!Senden de arkadaşlarından da nefret ediyorum Dante!" diye bağırıp revirin kapısından çıktı.

...

ALEX

Alexin gözlerini açtığında kollarının bağlı olduğunu görmesiyle panikledi. Her gün böyle uyanmıyordu sonuçta.

Lütfen bu bir kabus olsun diye düşündü.

"Demek uyandın" dedi önünden gelen bir ses. Hızla o tarafa bakarken Alex korkudan nefes alamadı.

"Tony!? " diyebildi sadece dehşetten titreyen sesiyle.


Evet ilk defa erken kalkıp bölüm yazdım. Şimdi mutfağa gidip gururla kahvemi içeceğim. Her neyse okuduğunuz için teşekürler 💙💙💙

Ölümcül ÇocuklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin