23- Orion ve Artemis

1K 101 37
                                    

TİFFANY

"Nerede kaldı bu"dedi Tiffany elini ritmik bir şekilde bar masasına vururken.

" Bu sefer..." dedi Miles çekingen bir şekilde "bu sefer gerçekten bir şans verecek misin ?"

Tiffany derince iç çekti. "Bunu çok kez denedim Miles. Ama başka biriyle görüşünce kendimi Andrew'u aldatıyormuş gibi hissediyorum"

"O seni lisede aldattı sersem." dedi Miles uzakta hala Marea ile dans eden abisi Andrew'a sinirli bir bakış atarak. "Ve sen onunla çıkmamana rağmen başkasıyla görüşünce onu aldatığını mı düşünüyorsun ? Senin sorunun ne !?"

"Bir bilsem" dedi Tiffany dalgınca önündeki bardakla oynarken.

Bakışlarını etrafta gezdirdi. Cidden nerede kalmıştı bu ?

Gözleri ısrarla Ursulayı ararken aniden birini gördü.

Amanın dedi içinden. Uzun ve zarif bir delikanlıydı bu. Saçları mekandaki ışıklar yüzünden beyaz gözüküyordu. Ve ya gerçekten beyazdı Tiffany kestiremiyordu. Çıkık adem elması ve kıvırdığı gömlekten görüldüğü kadarıyla hafif damarlı kolları ve elleriyle kesinlikle Tiffany'nin tipiydi.

"Ağzını kapat Tiffany salyaların akıyor" dedi Jack kıs kıs güllerken Tiffany beyaz saçlı çocuğa bakmaya devam ederken Jacke gelişi güzel bir tane vurdu.

Jack ahlayıp kolunu ovuştururken Milles ta baktıkları yere baktı.

"Vay canına. Tiffany böyle erkeklerden mi hoşlanıyor ? Andrew'a hiç benzemiyor."

"Aslında Andrew istisna. Tiffany iflah olmaz bir şekilde zarif erkeklerinden hoşlanır. Bilirsin şu nazik olanlar ve sanata düşkün insanlarla. Özelikle keman yada piyano çalıyorsa Tiffany'i durdurmak daha da zorlaşıyor."

"Beni sapıkmışım gibi anlatıyorsun"

"Değil misin ?"

Tiffany tekrar kardeşine vurmaya çalışırken Jack çevik bir hareketle ondan kaçıp gülmeye başladı.

"Vay canına ben seni hep sert çocuklarla hayal etmişimdir. Motorcularla ve ya siyah giyinenlerle" dedi Miles

"Bilemiyorum nazik ve tatlı insanlar beni daha bir cezbediyor. Belki de bunun sorumlusu çakma bir kötü çocukla büyümemdir." dedi Jack e bakarak.

"İyide Andrew da kelimenin tam anlamıyla çakma bir kötü çocuk değil mi ?" dedi Miles kolasından bir yudum alırken.

"Aşk keşke seçilebilen bir şey olsaydı. Ayrıca neden o çocuğa bakıyoruz ki ? Birazdan Ursula'nın kuzeni gelecek. Ve bu gencin kesinlikle ultra taş, kusursuz bir kız arkadaşı vardır"

"Ya Ursula'nın kuzeni oysa" dedi Jack

"O kadar şanslı biri değilim " dedi Tiffany uzanıp Jack in birasından bir yudum alırken.

"Ama bize bakıyor ve gittikçe yaklaşıyor"

"O-ona dik dik baktığınız için olmalı. Belki de ona baktığımız için rahatsız olmuştur ve bunu kesmemizi söylemek için bize doğru geliyordur"

"Kızgın gibi durmuyor daha çok gülümsüyor gibi" dedi Miles

En sonunda onları duyacak kadar yaklaştığında üçlü sustu.

"Afedersiniz " dedi Delikanlı Tiffany'e doğru.

Aman Tanrım yakından daha yakışıklı görünüyor !

"Efendim" dedi Tiffany soğuk kanlılıkla.

"Ursula sanırım benden bahsetti. Sakıncası yoksa..." elini zarifçe kıza uzattı. "Benimle dans eder misin ?"

Ölümcül ÇocuklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin