Bölüm Dokuz - Tuzla Buz

761 63 22
                                    

KARARTI

9.Bölüm:"Tuzla Buz"

Korku ,verem gibi bedenime dağılırken ben sadece izliyordum. Hayatımın herhangi bir bölümünde yerim yoktu. Ah! Bu biraz yanlış oldu. Hayatımda,bana biçilen rol ana karakter değil. Ne onlar gibi mükemmel bir hayatım ne de bana çok aşık bir prens.Bana verilen sadece bir senaryo vardı ve benim kafama göre yaşayabilme hakkım yok. Ezbere bir hayatın içinde hapsolmuştum. Çünkü ben lanettim. Şimdi hayatıma bomba etkisiyle zorla dahil olmaya çalışan bu adam. Bana tüm ezberimi unutturuyordu.Belki çoktan dahil olmuştu. Gözlerindeki koyu karanlık herhangi bir rengi temsil etmiyordu. Eğer acımasızlık bir renk olsaydı bu hakkını onun gözlerinden alırdı. Ve benim gri hayatımı ,kanlı elleriyle parçalayacaktı. Benim ezbere hayatıma göz koymuştu. Daha yirmi yaşında hayatın başlama noktasındaydım. Daha hayattamn almam gereken dersler ,vermem gereken yıllar vardı. Sizce de çok erken değil mi? Sonra aklıma kapkara gözleri geldi.

Gözleri

Ömrümden çalan gözleri

Gözleri ,acımasızlığın tonuydu.

Şimdi karşımda dikilmiş yanan gözleriyle ellerimize bakıyordu. Terleyen elimi Arda'nın elinden kurtarırken, bu sessizliğin hayra alamet olmadığının bilincindeydim.Onu tanımama gerek yoktu ,gözleri sinirden zift karasına dönmüştü. Aynı o gün olduğu gibi Mert ile konuşurken böyle bakmıştı. Kapkara okyanusunda cansız bedenler vardı ama daha garibi gözlerinde kırılan bir şeyler vardı. Belki de benim yanılgımdı.

Ve o an gözlerimin fal taşı gibi açılmasına sebep olan şeyi gördüm. Buse ,Dağhan'ın boynuna atlamıştı .

Şaka?

Kaşlarım anın şokuyla çatılırken ,Buse cıvıltıyla konuştu,
"Sen buraların yolunu bilir miydin sevgili abiciğim?" Sesi sitemkârdı.

Dağhan'ın gözlerine leke gibi sinen öfke hala yerinde bir savaşçı gibi korurken ,gözleri anlık bana kaydı,dudakları düz bir kıvrım almıştı.

"Annemi biliyorsun Buse."

Ses tonu o kadar keskin ve boğuktu ki nedensizce korkmuştum. Bu adam ses tonuyla bile korku salan bir adamken ,sanki hiç gizlice odama girmemiş bana o sözleri söylememiş gibiydi.

Buse yanımda biterken ,elini sırtıma koydu. Bakışlarım mıhlanmış gibi Dağhan'daydı. Üşüyordum bakışlarından ve bu yanmaktan daha beterdi.

"Ah abi tanıştırmayı unuttum. Berze."

Dağhan aramızdaki mesafeyi sıfıra indirirken ,bunu o kadar yavaş yapmıştı ki tabii kalbimin aksine. Çünkü kalbim delirmiş gibiydi.

Elini uzatırken,gözlerim saliselik ellerine kaydı. Elleri benim ellerimden güzeldi. Hadi ama şuan son düşünmem gereken şey onun elleriydi.

Derin bir nefes alıp,ben de elimi uzattım. Elim büyük avcunun içinde kaybolurken , az önce gördüğü manzaradan dolayı elimi sıkmıştı. Tehtidkârdı. Bu adam her haliyle tehlike yayıyordu.

"Memnun oldum Berze."

Adım dua gibi çıkmıştı dudaklarından ,zavallı kalbimin delirmesine ramak kalmıştı. Göğüs kafesimi parçalayacak bir etkiydi. Bu kadar etki etmesi normal miydi? Benim kalbim bana ihanet etmezdi. Ben bu adamın hiçbir şeyinden etkilenmemeliydim.

KARARTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin