"Endişelenmeyin kediniz şu an gayet iyi, sargıya dikkat ederseniz kısa sürede iyileşebilir." Üçlü derin bir nefes alıp Jin'e odaklanmışken Jungkook meraklı bakışlarını tekrardan veterinere çevirmişti. "Peki ya Jimin ve Jinyoung?" hepsi anlaşmış gibi kafalarını sallayarak bir cevap beklediklerini belirtirken hiçbir fiziksel zarar görmediklerini öğrendiklerinde rahatlasalar da garip bir durumun içinde olduklarının farkındalığıyla klinikten ayrılmışlardı.
Jungkook yorgun adımlarla evine girdiğinde kendini koltuğa bırakmış, kucağındaki kedisine yumuşak öpücükler bırakırken artık huzurlu olan minikle derin bir nefes almıştı. "Beni çok endişelendirdin can tanem." Jimin, adeta özür diliyor edasıyla başını eğip minik burnunu titrettiğinde koskoca bedenin kalbini tekletmeyi kolaylıkla başarmıştı. "Yapma ama böyle... Doyamıyorum sana." Daha birkaç saniye önce kesilen öpücükler yerini yenilerine hız kesmeden bırakırken iki beden de bu durumdan gayet hoşnut olmakta haklıydı elbette. Kim olmazdı ki? Sevdiğinin kollarında olabilmek, tanrının bir lütfuydu insanlara.
Açık pencereden esen hafif rüzgar, huzurlu ortama uyum sağlarken Jungkook aklına gelen fikirle koltuğun üstünde katlı duran ince battaniyeyi almış, sakin adımlarını terasa yönlendirmişken arkasından koşarak gelen minik kedisiyle yumuşak havaya bırakmıştı kendisini. Oturduğu zeminde omzuna sardığı örtüyle önünü de kapatmadan önce minik kedisinin kucağına yerleşmesini beklemiş, isteği anında yanıt bulurken boynuna tırmanan minik patilerle battaniyeyi tamamen sarmıştı. Boynu anında küçüğü tarafından ısıtılırken teşekkür öpücüğü de pek gecikmemişti haliyle.
Huzur ikili arasında durmaksızın dört dönerken yıldızlar da bu ana eşlik etmekte ısrarcı olmanın yanında kendi aralarında parlama yarışına girmişlerdi adeta. Jungkook, belki de hayatının aşkının teninde dinlendiğinden habersiz parmaklarını yumuşak tüylerde gezdirirken Jimin her şeyi bilmenin verdiği rahatlıkla derin nefeslerini kesmiyordu. Minik kalbine koskocaman adamı sığdırmayı hiç de sorun etmemişti, onu kaybe korkusu yaşıyordu elbette ancak onu sevmek bile güzelken uğruna acı çekmeyi de göze almıştı.
Aşk belki de 505'dı, acı verici ama güzel. En tabii bu, aşkın tek bir yüzü de olabilirdi. Acı verdiği gibi mutluluğun zirvesine de çıkaracaktı. Ancak demiştik ya, Jimin ne olursa olsun razıydı. Ya sevecek ya da yine sevecekti.
Peki ya Jungkook, o da onun kadar çok ve güzel sevebilecek miydi?
-
Merhabalar uzun süredir yoktum ve özür olarak bekletmek istememe ek bu kısa bölümü sizlere armağan etmek istedim. Bu bölümü de küçük bir soruyla kapatacağım, umarım hepiniz yanıtlarsınız.
Bir ilişkide iki taraf da eşit sever mi? Yoksa biri diğerinden daha çok mu sever?
Bölüm ithafı: @softiepy
Yeni bölüm için çok bekledin umarım beklediğine biraz da olsa değmiştir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
catmance, jikook
Fanfic[fluff au, jikook] melez bir kedinin, koskoca adamı minik kalbine sığdırmasının öyküsü. - topjungkook, bottomjimin | tüm hakları @chuvinette'ye aittir.
