Bölüm 2; Ceketini Çıkart

434 62 93
                                    

Birkaç gün içinde yazacaktım aslında ama birkaç işim çıktı ve ertelemek zorunda kaldım. Kısa bir bölüm olsa da full HyunLix içeriyor o yüzden oy verip yorum yapmayı unutmayın arkadaşlar.

Hâlâ okuyan var mı? 😔

İyi okumalarrrr.

İyi okumalarrrr

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eve yavaş adımlarla geldiğimizde saat 9.15'i biraz geçiyordu. Bu yüzden büyük bir sakinlikle merdivenlerden çıkıp adımlarımı odama ilerletirken sakindim. Üstümde hâlâ ona ait olan siyah bir ceket vardı. Terlediğim için bana verdiği ceketti. Hasta olmamı istemediği için... Bu birazcık hoşuma gitmiş olabilirdi tabii. Çünkü böyle düşünceli olmasını ondan beklemezdim.

"Üniversiteye kaydolmak için yola çıkmayı düşünüyorum. Aslında bunu birkaç gün sonra yapacaktım ama başvurular başladı ve madem erken işe geldin, birazdan çıkarız üniversiteye. Yani ben duş alıp hazırlandıktan sonra birlikte gideceğiz. Arabamın anahtarı odamda, anahtarı alıp aşağı inersin ya da beni odamda bekleyebilirsin. İkisi de bana uyar." diyerek arkamdan ilerleyen uzun bedene kısa bir bakış atarak yandan sırıtışı yüzüme kondurduğumda bana tek kaşını kaldırdıktan sonra alayla bakmış ve düz bir sesle konuşmuştu.

"Odanda beklemek yerine aşağıda beklemeyi tercih ederim yani çabuk olup aşağı inmelisin Felix." dedikten sonra odanın içerisine girmiştik. Arabanın anahtarını yatağın yanında duran küçük beyaz komidinin üstünden alıp dışarı çıkarken ona seslendim.

"Hey, Hyunjin?" dediğimde adımlarını durdurarak bana baktı. Bakışlarım baştan aşağı onun vücudunu süzdükten sonra omuzlarımda gevşekçe asılı duran siyah ceketi elime alıp ona doğru uzatırken kuruyan dudaklarımı yalayarak konuştum. Ses tonum kalın olmasına rağmen kısık çıkmıştı nedensizce.

"Dışarısı soğuk, hem de evin içindeyim. Artık ceketini alabilirsin." dediğimde adımlarını tekrar bana doğru yönlendirmiş ve tek elimde tuttuğum ceketi sakince alırken diğer eli de bileğimi tutup beni kendine çekmişti.

Uzun boyu olduğu için şaşkınlıktan irileşen gözlerim onun pürüzsüz boynuyla bakışırken ondan bu atağı hiç beklemediğim için şaşırmış ve heyecanlanmıştım. Kalbim onun bu anı davranışıyla hızlı atmaya başlamıştı.

Kendime geldiğimde gözlerimi normale çevirmiştim ama kalbim hızlı atışlarını bir saniye bile kesmezken nefesimi tuttuğumu kendime geldikten sonra fark etmiştim. Başımı yavaşça yutkunarak yukarı kaldırmış ve koyu bakışlarla bana bakmasına izin verirken konuşmuştum. Ses tonum ilk defa bu kadar cılız ve çaresiz çıkmıştı.

"Ne yapıyorsun sen?" dediğimde kekelemediğim için kendimi tebrik etmiş ve utancımı beynimin en ücra köşesine atarken bakışlarımı sertleştirmiştim.

Vanity and Beauty ° HyunLix [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin