Vanity and Beauty ° HyunLix [✓]

Final; Tatlı Kıskançlık

Son bölüme hoş geldiniz. Tatlı ficimi okuduğunuz için ve sonuna kadar geldiğiniz için çok teşekkür ederim. Yanımda olduğunuzu bilmek beni mutlu hissettiriyor.

İyi okumalar dilerim~

⭐

-5 ay sonra-

Telefonum gürültülü bir şekilde çaldığında eşyalarımı toplayıp az önce biten dersimin dersliğinden ayrılmayı planlarken eşyalarımı aceleyle çantamı koymuştum. Alçım birkaç ay önce çıktığı için rahattım ama omzumda belirgin bir yara izi ve orada olmaya devam eden ufak bir sızı vardı.

Arka cebimde çalmaya devam eden telefonumun ekranından kimin aradığına bakarken bu kişinin Hyunjin olması benim gülümsememe neden olduğunda telefon son kez çalmaya doğru ilerliyordu. Daha fazla bekletmeden çağrıyı cevapladığımda Hyunjin tedirgin bir sesle konuşmuştu.

"Ders saatinde mi aradım seni güzelim?" dediğinde bu kadar düşünceli olması bana fazla gelirken derince iç çektim. Hayranlıkla hala bana karşı olan ilgisinin bir saniye bile sönmemesini seviyordum işte.

"Hayır, aslında tam zamanında aradın. Dersim az önce bitmişti, sadece eşyalarımı toplamaya çalışıyordum." diyerek çantamın içine tek elimle eşyalarımı sıkıştırdım ve çantamı tek omzuma gelişigüzel bir şekilde attıktan sonra dersliğin çıkışına doğru ilerledim.

"O zaman iyi, şu an boş zamanım var. Biraz gezelim mi?" dediğinde alt dudağımı ısırdım. Bu aralar derslerimle çok meşgul olduğum için fazla görüşemiyorduk ve Hyunjin bunu anlayışla karşılasa da kırıldığını hissedebiliyordum. İkinci dönemin ilk zamanları olduğu için şu anda rahattım bu yüzden sorusunu hemen cevapladım.

"Tamam gezelim ama bana sadece 10 dakika ver, biraz işim var sevgilim." dediğimde beni bekleyeceğini söylediğinde aramayı sonlandırdık.

Hızlı adımlarla lavaboya ilerleyip aynanın karşısına geçtim. Tabii ki de onun yanında olacaksam güzel görünmem gerekiyordu.

Siyaha dönen saçlarımı düzgün bir şekile sokmaya çalışarak alnıma düşmesine izin verdim. Sırt çantamın küçük yerinden vanilyalı lipbalmı çıkartıp dudaklarıma nazikçe sürdüm, her zaman çantamda bulundurduğum parfümümü de boynumun iki tarafına da birer kez sıktıktan sonra üstüme baktım.

Üstümdeki beyaz tişört ve altımdaki mavi kot pantolon vardı. 'keşke bugün daha güzel şeyler giyseydim." diye düşünmekten alamadım kendimi. Hyunjin'le buluşacağımı bilseydim daha güzel kıyafetler giyerdim.

İlkbahar aylarında olduğumuz için havalar ısınmaya başlamıştı. Bu yüzden üstüme ekstradan bir şey almamıştım. Telefonumdan saate bakıp neredeyse 10 dakikamın yaklaştığını görüp son bir kez aynadan kendime bakıp iyi göründüğüme emin olduktan sonra hızla lavabodan ayrılıp omzumdan düşmüş olan çantamı geri eski haline getirirken okul çıkışına doğru hızlı adımlarla ilerlemiştim.