Uzun bir zamandan sonra yeni bölümü atabildim. Bu geç gelen yeni bölüm için üzgünüm, sağlık sorunlarım nedeniyle yeni bölümü yazamadım ama şu an çok daha iyiyim ve artık arayı açmadan yeni bölümleri yazmayı planlıyorum. Lütfen yorum yapmayı unutmayın. Yorumlarınız benim için gerçekten önemli. Yazma isteğimi arttırıyor.
⭐
İki hafta sonra
Dudaklarıma sürdüğüm vanilyalı nemlendiricimin kapağını kapatıp geri komidinin üstüne koymuş ve okyanus kokulu parfümünün birkaç kere sıktıktan sonra babamın sinirli ve kızgın çıkan yüksek sesini aşağıdan duymuştum.
Üstümdeki açık pembe tişörte ve açık mavi kot pantolonumu düzelttikten sonra sarı saçlarıma aceleci bir şekil verip hızlı adımlarla oturduğum sandalyeden kalkarken Hyunjin kapının önünde beni bekliyordu.
Anlamaz bakışlarla ona bakıp olayı anlamaya çalıştığımda kısa bir cevap verip beni geçiştirmişti.
"Telefonda ortaklarıyla konuşuyormuş, rahatsız etmemeni söyledi."
Onun bu kısa cevabına kaşlarımı çatarak baktıktan sonra merdivenlerin olduğu yere adımladım ve boşluğa oturarak babamın beni görmemesi için elimden geleni yaparken babamın söylediklerini dinlemeye başladım. Sesi her ne kadar yüksek olsa da evimiz iki katlı olduğu için sesini net olarak duymakta zorlanıyordum ama abimin onu sakinleştirmeye dair çıkardığı nezaket cümleleri açıkça anlaşılır bir biçimdeydi.
"Senin yaptığın bu şerefsizlik bu sefer sınırı geçti. Oğlumla beni-"
Babam sözünü bitiremeden Hyunjin'in iri eli benim bileğimi tutarak geriye doğru çektiğinde bedenim ilk önce oturduğu yerden ayağı kalkmış daha sonra da geriye doğru savrulmuştu ama hala bileğimi tutan beden sayesinde düşmekten kurtulmuştum.
Sırtımı duvara yasladıktan sonra babamın sesini duyamaz olduğumda sinirle beni kendisi ve duvar arasında sıkıştıran bedene bakmıştım. Sırtım acıyor, kemiklerinde ufak bir sızı başlıyordu ama bunu umursamamaya çalışarak sinirle konuşmuştum.
"Neden dinlememe izin vermedim? Sen söylemiyorsun onu anladım ama bari öğrenmeme izin ver. Bu zor bir şey değil." diyerek sinirle tısladığımda elini bileğimden ayırmış ama bedenini benim bedenime yakın tutmuş ve beyaz ütülendiği belli olan pürüzsüz gömleğinin kol düğmesini açarken bana yandan bir bakış atarak düz bir sesle konuşmuştu.
"Baban, senin onu dinlemediğinden emin olmamı istedi. Benim patronum o ve onun istediği her şeyi yerine getirmek zorundayım." dediğinde dedikleri göz devirmeme sebep olmuş ve bu iki hafta içinde babamın sözünden dışarı çıkmaması gözlerimi yaşartmıştı.
Babamın sözünü bu kadar çok dinleyen bir korumayı hayatımda ilk defa görüyordum. Bu kadar görevine aşık bir insan olamazdı.
Bu iki hafta da tam anlamıyla babamın gözüne girmiş, benim yanımdan bir saniye bile ayrılmamış ve kötü bir şey yaparsam anında babama yetiştirmeye çalışmıştı ama neyse ki o yetiştirmelerinden kıl payı kendimi kurtarmış ve bir daha yapmayacağıma onu inandırdıktan sonra beni babama söylemelerinden kurtulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vanity and Beauty ° HyunLix [✓]
Fanfiction-Tamamlandı- →Lee Felix, babasının en küçük oğlu, ailesi tarafından en çok sevileniydi. Bu yüzden bir gün kumarhane çıkışında denk geldiği üç kişi onu kaçırmak istemişti. Hyunjin ise o sokaktan geçen birisiydi.← Başlangıç; 29.03.2021 Bitiş; 05.07.20...