Merhabalar! Yeni bölüme hoş geldiniz.Umarım keyifle okuduğunuz bir bölüm olur. Herkese keyifli okumalar diliyorum.
Lütfen yorum yapıp oy vermeyi unutmayın!
Gözlerim şaşkınlıkla büyürken duyduklarımın keskinliği bilincime hızlıca yayılmıştı. Bedenime inen akım ve soğukluk neredeyse terlememe neden olmak üzereydi. Gözlerimi telaşla Akın'a çevirdiğimde sorgular bir biçimde kaşlarını hafifçe çatmış yüzüme bakıyordu. Bunun üstüne beklemeden ve sakin kalmaya çalışarak savunmaya geçtim.
Mümkün olduğunca gerçekçi olmasına özen gösterdiğim bir biçimde gülümserken boştaki elimi Melisa'nın yumuşak saçlarına götürdüm ve hafifçe okşarken nefes nefese kalmamaya çalışarak konuşmaya başladım.
"Tabii ya, doğru. Geçen gün Aslı bize gelmişti, yakın arkadaşım, sıkılıp eski fotoğraflara bakmaya başlamıştık. Gökhan'ın senin ve benim olduğum bir fotoğrafımız vardı, Melisa'da ona şahit olmuştu. Oradan tanıdı seni."
Melisa ufak yüzüne sorgulayan bir ifade yerleştirerek ve kaşlarını çatarak bana baktığında yüreğim ağzımda atarak yeniden Akın'a dönmüştüm. Melisa'nın yüzündeki aynı sorgu onun ifadesine de yerleşirken sorguladı.
"Üçümüzün fotoğrafı mı var? Öyle bir an hatırlamıyorum hiç."
Yavaşça yutkunurken Melisa'nın elini başında hafifçe sıktığım için ses çıkarmamasına şükrediyordum. İşleri çıkmaza sokmaya daha fazla tahammül edemezdim.
Hatırlamazdı. Çünkü öyle bir an yoktu! Gökhan ve ben üniversiten önce zaten tanışıyorduk. Gökhan ve o üniversitede tanışmışken ben Gökhan vasıtasıyla ilk kez Akın'ı görmüştüm. Gökhan'ın babası başarılı öğrencilere oldukça iyi burslar veren bir iş adamıydı ve ben de onunla oldukça tesadüf eseri tanışmıştım. Babasının şirketindeki özel burstan yararlanarak onunla aynı liseye gitme şansım olmuştum. Aramızda bir sene vardı ancak Gökhan benden üç yaş büyüktü. Bir sene belirli sınırları aştığı için sınıfta kalmıştı. Bir senesi ise buradaki eğitimini dondurup dil eğitimi için yurt dışına gitmesi ile boşa gitmişti. Kendisi ergenliğini fazlasıyla şımarık bir çocuk olarak geçirdiği için ve üniversite sınavına az bir zaman kaldığı için babası onu dizginlemek adına benimle iletişime geçmişti. Böylece Gökhan'ı mümkün olduğunca uslandırma ve derslerinde başarı elde etmesi adına belirli bir yola girmiştik. Bu konuda başarılı olmuştum da. Kendisi üniversiteye girmesine rağmen şu anda da o eski şımarık halini devam ettiriyordu ve bu kez benim dahi pek fazla yapabileceğim bir şey kalmıyordu. Onunla tahmin etmediğimiz kadar iyi anlaşırken inanılmaz güzel zamanlar geçirmiştik. Benden bir sene önce üniversiteyi, iç mimarlık bölümünü kazanmıştı. Ve olanlar onun okula başlamasından sonra olmuştu.
Onunla hiçbir zaman irtibatımız kesilmediği için sık sık görüşüyor ve haber alıyorduk. Gittiği okul en iyi okullardandı ve o zaman benim de gitmeyi planladığım yerdi. Beni okula davet ettiğinde, ortamı ve okulu yerinde görmemi istediğinde büyük bir heyecanla gitmiştim. Her şey oldukça güzel ve büyülü giderken, okulun ihtişamı aklımı başımdan alırken o gün kalbim de elimden alınmıştı. Onunla merdivenlerde çarpışmamıştık, üzerine kahve dökmemiştim. Ben onunla okulun belirli köşesinde, kimsenin pek olmadığı yerde dört tane kediyi beslerken tanışmıştım. Gökhan onunla yakın olduğundan beni de tanıştırmak istemiş ve ortalıkta olmadığında orada olduğunu söylemişti. Adını ara ara duyduğum kişinin yüzünü gördüğüm an yüreğim ısınmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN
RomanceBen, onun 'Mezarlık Şehir' olarak adlandırdığı yerde yaşıyordum. Onun can acılarının olduğu yerde... Ona aşık olduğum yerde... Ve o, 'Mezarlık Şehre' geri dönmüştü. İki seneyi aşkın zamandır onu beklerken, gördüğümde canımın bu kadar acıyacağını...