5.Bölüm: Sınanma

64 17 27
                                    







Herkese merhaba!
Oldukça uzun bir bölümle geldim. Bölüm altı bin kelimeye yakın oldu. Umarım okuyan herkes keyif alarak okur.
Hikaye belli bir düzende gitmeyecek. Sürekli farklı olayların içerisinde olacak. Buna gayret edeceğim. Bu yüzden bu bölüm aklımdaki hikayenin daha kemikleşmeye başlayan hali diyebilirim.

Yorum yaparak oy vermeyi unutmayın lütfen. Şimdiden teşekkür ederim.





Okuldan sonra Aslılara gelmiştik. Abime Aslı ile önemli bir sunumumuz olduğunu söylemiştim. Böylece gece de onlarda kalacaktım. Ancak sunum kısmı elbette öyle değildi. Konu, bu gece gideceğimiz yerdi!

Bir şeyler atıştırıp Aslı'nın odasına geldiğimizde omuzumdaki siyah sırt çantamı kenara bırakıp yatağın üzerine oturmuştum. Ellerimi geriye doğru yaslarken Aslı ellerini iki yana açarak bana bakmaya başlamıştı.

"Niye oturdun? Hadi kalk, bir an önce hazırlanalım."

Aramızdaki kısa mesafeden hafifçe ona uzanmış ve kolundan çekerek yanıma oturmasını sağlamıştım. İşaret parmağımı ona doğru uzatarak gözlerimi kısmıştım.

"Şu Gökhan olayını konuşmadan hiçbir yere gitmem. Dün de anlatmadın. Ben sana a dan z ye her şeyi anlattım, Aslı. Neden sakladın benden? Ne zamandır var böyle bir şey?"

Yüzündeki neşe yavaşça silinirken bakışları başka yere çevrilmiş ve kesik bir nefes almıştı. Bedeni bile onunla savaş veriyordu ve ben bu hisse fazlasıyla alışıktım.

"Uzun süredir. Söylesem de bir şey değişmezdi, Derin. Biz farklıyız, biliyorsun.  O çok farklı. Ben..." gerginlikle parmaklarını saçlarının arasına daldırdı ve gözlerini kapatıp açtı. "onu bilerek kapıldım bu hislere. Ama kendime engel olamadım. Denedim! Ama yapamadım. Kendimi ondan alamadım."

Ah, Gökhan! Bilmeden ne savaşların başlamasına neden olmuştu. Bilmeden ne kadar canını acıtmıştı. Onun acısını düşünemiyordum bile. Çünkü, Gökhan iki günde bir başka kızlarla takılan birisiydi. Onunla takılanlar da bunu bilirdi. Kimi zaman ters teptiği olurdu ama çoğunlukla bu böyleydi. Bu durum okulda olduğunda ise Aslı buna bizzat şahit oluyordu. Gökhan ve herhangi bir kızın oldukça yakın haline kaç kez şahit olduğunu hatırlamıyordum bile. Nasıl dayanmıştı? Ya da dayanabilmiş miydi?

Bunlar zihnimi acıyla kurcalarken yavaşça elinin üzerine elimi koydum ve bu gözlerimin içine baktı.

"Nasıl dayandın?"

Dudakları acıyla kıvrılırken gözlerine hızlıca yaşlar tırmanmıştı. Mavi gözleri sular altında kalırken benim gözlerime de sıçramıştı.

"Oradan bakınca dayanmışa benziyor muyum?"

Gözlerinden geçen daha öncede şahit olmuştum. Aynısına. Beni anladığını anladığımda bilmem gerekirdi. Bunu yaşamayan bu denli bakamazdı. Yüreğindeki ağırlığın altında kalmayan nasıl anlardı?

"Senin yerinde olsam böyle sağlam duramazdım."

Başını hızlıca iki yana salladı. Göz yaşları sessizce hızlanmıştı, boğazım düğümlenmişti.

"Asıl ben senin kadar sağlam olamazdım. Senin kadar dirençli olamazdım. Eğer onu görmediğim birkaç günüm bile geçseydi... Deli olurdum! Neyin içine düştüm bilmiyorum ama bataklık gibi... Herkesin gördüğünü gördüğümde geri çekilmem gerekiyordu, en başında! Ama ben battıkça battım."

Onu belki de benden iyi kimse anlayamazdı. Onu o kadar iyi anlıyordum ki, acısı içimdeki acıyı ağlatıyordu. Yapbozun parçası gibi acısına yerleşmişti. Dudaklarıma değen tuzlu histen tıpkı onun gibi ağladığımı anlarken başımı iki yana salladım.

DERİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin