10. Bölüm

4.6K 346 736
                                    

GEÇ YAYINLADIĞIM İÇİN ÜZGÜNÜM 🥺

Ama ben en başta demiştim buna yavaş güncelleme gelecek diye :(

"İnanamıyorum sana ya." derken kollarımı göğsümde bağlamıştım. Film bitmişti bitmesine ama neredeyse hiç mısır yiyememiştim, çünkü hepsini Chan yemişti.

"Dalmışım, cidden çok özür dilerim. İstersen yine alayım."

Gözlerimi devirdim. "Film bitti Chan, şu an yesem ne işe yarayacak?"

Ensesini kaşırken gözlerini kaçırdı ve, "Fazla kaptırdım kendimi filme." dedi. Yüzümü asmaya devam edince aniden yanağımı öpüp tatlı tatlı bakmıştı. Hemen yumuşasam da belli etmeyip hafifçe koluna vurdum. "Kendini böyle affettirebileceğini mi sanıyorsun?"

"Hmhm." dedi gülümsemeye devam ederken.

"İyi affedeyim bari." dediğimde kahkaha atmış ve sarılmıştı. Gerçi pek sarılmış sayılmazdık, karnım engel oluyordu.

El ele konuk evine döndüğümüzde saat geç olmuştu. Kapının önünde duran bedeni görünce, Chan'ın söylediklerine gülmeyi bırakmış ve bir adım gerilemiştim. Chan bir sorun olduğunu anlayarak bana baktıktan sonra, gözlerini benim baktığım kişiye çevirmişti.

Babama yani.

Üstü başı dağınıktı, her zamanki gibi. Göz göze geldiğimizde beni yüzündeki o pis sırıtışla süzmüştü. Gözleri karnımda oyalanınca bir elimi karnıma koymuştum sanki saklayabilirmişim gibi.

Chan sertçe, "Ne işin var senin burada?" derken, bir yandan da beni arkasına almıştı. Ağlamamak için direndim ve titremeye başlayan dudağımı ısırdım. Bu adamı her gördüğümde çöp gibi hissediyordum.

"Benim biricik kızım hamile mi?" dediğini duyunca nefesim kesildi.

Chan, ona doğru bir adım attı. "En ufak yanlış hareketinde ne olacağının farkında mısın?" diye tehditkâr bir tonda sordu.

Burada olmak istemiyordum. Gitmek, uzaklaşmak istiyordum ama tek başıma yapamazdım. Chan'ın montunu tutup hafifçe çektiğimde bana baktı. Dolu gözlerimle baktım ona. "Gi-gidelim buradan." diye fısıldadım. Montunu tutan elimi tuttu sıkıca ve babama döndü.

"Bir kere uyaracağım. Seni etrafımızda görmeyeceğiz, tamam mı?"

"Beni kızımdan ve torunumdan uzaklaştıramazsın."

Chan elimi bırakmadan biraz daha yaklaştı babama, hâliyle ben de yaklaştım. "Şunu o sikik kafana iyice sok." dedi Chan. Yan profilini görebiliyordum sadece ama yüz ifadesi rahatça seçiliyordu. Kendine güveni tamdı ve söylediği her şeyi yapacak gibi duruyordu. Korkudan babam olacak o adama bakamıyordum. "Miyoung'a ve çocuğumuza göz ucuyla bile bakarsan seni buna pişman ederim."

Chan'ın elini daha sıkı tuttuğumda bir saniyeliğine bana bakmış, sonra yine babama dönmüştü.

"Bir anlaşma yapalım." dedi babam. Sesini duyunca gerilmiş ve titrek bir nefes almıştım. "Doğumdan sonra bu sürtüğü bana ver, çocuk sende kalsın."

Gözlerim kocaman olurken sonunda karşımdaki bedenin gözlerine bakma cesareti gösterdim. Ciddiyetle Chan'a bakıyordu.

Chan elimi fazla güç uygulayarak sıkınca acıyla inlemiştim. "Ne dediğinin farkında mısın?" dedi Chan şaşkınlıkla. Boştaki elimle koluna hafifçe vurduğumda bana bakmış ve elimi fazla sıktığını fark ederek hemen bırakmıştı. "Özür dilerim, iyi misin?" derken kızaran elimi ellerinin arasına almış ve endişeyle gözlerini üzerinde gezdirmişti.

Blueprint | Bang ChanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin