6. Pişmanlık

12.1K 418 462
                                    

Jungkook'un ağzından

Biraz abarttımı acaba? Aradan 7 saat geçti ve ben biraz endişelenmeye başlamıştım. Ama Taehyung bunu hak etmişti. O sözleri nasıl Yung Ji ye söyleyebilir ve resmen kafasını kanatmıştı. Bir de bana "şerefsiz" demişti. O bu cezayı hakkediyordu. Aslında bana sürekli öyle birşey yapmadığını söylüyordu. Namjoonu iyi tanırım yani onlara bu konuda daha çok güveniyordum.

Telefonum çalmıştı ve kontrol ettiğimde Namjoon'un aradığını görmüştüm. Açıp kulağıma götürmüştüm.

,,Alo?"

,,Jungkook. Sana birkaç önemli şey söylemem gerek."

,,Evet, Namjoon. Dinliyorum."

,,Şey...Bugün olanları biliyorsun ve eminim ki neden seni bu saate aradığımı merak ediyorsundur. Yung Ji ağzından bir kaç şeyler kaçırdı."

,,Devam eder misin lütfen?", merakım yükselmişti.

,,Taehyung'a bu bir ders olsun gibi birşey dedi. O kadar emin değilim ne yazik ki. Lütfen kamera görüntülerine bakar mısın?"

Içimde bir korku duygusu çıkmıştı. "Tamam" diyip kapatmıştım. Zaten çalışma odamdaydım ve hemen bilgisayardan kamera görüntülerini açmıştım. Gördüklerimle ağzım açık kalmıştı ve ellerim titremeye başlamıştı. Benim bebeğim Yung Ji ile oyun oynamak istemiş ama hem kendi yaptığı kuleyi kafasına yiyip hemde benden böyle bir işkence çekmişti.

Karnımdan yukarıya doğru çıkan ve canımı yakan bir his hissetmiştim. Göğüs kafesim yanıyordu ve sandalyemden hemen kalkmıştım. Çalışma odamdan hemen çıkıp bahçenin yolunu tutmuştum. Bebeğimi yerde görmüştüm ve boynumda yanmaya başlamıştı. Bahçeye çıkıp Taehyung'un yanına koşmuştum. Vücudunu küçültmüş yerde öyle yatıyordu. Hemen kuçağıma alıp içeriye girmiştim. Elleri maviydi ve hareket etmiyordu. Nabzını kontrol ettiğimde düzgün atmadığını fark etim. Büyük bir pişmanlık hissetmiştim ve gözlerimdeki yaşları akıtmıştım.
.
.
.
.
.

Hastanede ordan oraya dolanıyordum. Doktor durumun kötü olduğunu söylemişti. Içerde ne yaptıklarından haberim yoktu. Gözlerim ağlamaktan kan çanağına dönmüştü ve ölmesinden çok korkuyordum. Ölürse o zaman kendimi asla ama asla affetmezdim ve muhtemelen kendimi öldürürdüm.

Doktoru görmemle durumun ne olduğunu sormuştum.

,,Gerçekten çok kötü donmuş. Üçüncü derece donma bu. Gerçekten çok tehlikelidir ve biraz daha geç kalsaydınız o zaman hastayı kaybederdik. Şuan durumu iyi ve size bir kaç ilaç yazıcam. Müvçutu baya zayıf bu yüzden ona sıcak ve bol proteinli şeyler yedirin. Geçmiş olsun.", doktor bunları dedikten sonra içim rahatlamıştı.

Namjoonun sayesinde benim bebeğim hala hayattaydı. O telefon etmeseydi onu kontrole bile gitmez olurdum.

Yavaşça hastene odasının kapısını açıp etrafa bakmıştım. Bebeğimi yatakta yatarken gördüğümde kalbim sızlamıştı. Benim yüzümden orda yatıyordu ve buda beni gerçekten çok üzüyordu. Kapıyı kapatıp onun yanına gitmiştim. Yatağın kenarına oturup ona bakıyordum. O güzel saçları ve tatlı suratı beni öldürüyordu. Ağzı hafif açıktı ve gözüne düşen tutamları geriye itmiştim. Ne zaman uyanırdı bilimiyordum.

Kalkıp birtane sandalye getirmiştim. Üstüne oturup Taehyung'u izlemeye başlamıştım. Fazla uykum vardı ve gözlerimi kapatıp, kafamı geriye yaslayıp uyumuştum.
.
.
.
.
.
.

Taehyung'un ağzından

Gözlerimi açtığımda hastanede olduğumu görmüştüm. Sol tarafa bakınça dışarının manzarası gözüküyordu ve sağ tarafımdada Jungkook, bir sandalyenin üstünde, uyuyordu. Ona kızgındım ve hala benim suçum olduğunu düşünüyorsa o zaman bir çaba sarf etmiyçektim. Insan sevdiğine, güvendiğine inanmazmı hiç.

Ageplay- Vkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin