13.Bölüm

1K 53 97
                                    

BULUT'TAN

bütün gece gözüme uyku girmemesi bir yana, Dünya'nın huzursuzluğu bir yanaydı. bu gün cidden kabus gibi geçiyordu. Nazlı ve Beril de geç saatte gelmişlerdi ve misafir odasında uyuyorlardı. Nazlı, Ateş'in işi gereği böyle durumlara alışık olsa da Beril ve ben değildik. Utku'nun bir avukat olarak böyle şeylere karışıyor olması da işleri iyi bir hale getirmiyordu açıkçası. saat 6 ya yaklaşırken, evde bunaldığımı hissedip Dünya'ya baktım. huzursuzca gözlerini ovuşturuyordu ama asla uyumaya niyetli değildi. Dünya'nın uyumamasını fırsat bilerek beşiğinden çıkartıp yatağıma yatırdım. madem ikimizin de uykusu yok, anne kız sabah yürüyüşü yapabilirdik. minik montunu kollarından geçirirken hevesle kıpırdanmasından, onun da gezmek istediğini anlamıştım. aslında kızım için çok üzülüyordum.. aklı bir karış havada olan, vurulan, ölümden dönen bir annesi, sürekli başını belaya sokan, sadist ve azrailin ta kendisi olan bir babası vardı. yanında ben olsam babası, babası olsa ben yoktum. ben de sorunlu bir aile yaşantısı içinde büyümüştüm ama en azından annem ve babam hep yanımdaydı.. bir işe yaramasalar da. 

Sonunda ikimiz de hazır olduğumuzda telefonumu ve Dünya'yı alıp yavaşça aşağıya indim. kapıyı sessizce açtıktan sonra kapının kenarında duran bebek arabasını da diğer elime alıp çıkışa doğru ilerledim. sonunda dışarıya çıktığımda Dünya'yı  arabasına bindirerek rahat bir nefes verdim. henüz yaralarım iyileşmediği için kızımı taşımak bile zor geliyordu. sokağın sonuna geldiğimde ilerideki parkı görüp oraya yöneldim. ancak önüme çıkan tanıdık bir yüzle yerimde duraksadım.

"Bulut hanım? geçmiş olsun demeye fırsatım olmamıştı."

Özlem yüzünde kocaman bir gülümsemeyle bana elini uzatırken midemdeki bulantı hissini yutkunarak geri çevirdim. 'besle kargayı oysun gözünü' diye boşuna dememişlerdi tabi. suratımdaki soğuk ifadeyi farketmiş olacak ki, biraz bozularak elini indirdi.

"yüzünüzden olanlardan haberiniz olduğunu anlıyorum. yazık oldu, en saf haliyle beni seven birisini kaybetmek istemezdim. "

ellerim arabanın tutacağını sıkmaktan bembeyaz olmuştu. içimden Özlem'in ağzıyla burnunun yerini değiştirmek gelse de kendimi zorlayıp gülümsedim.

"Evet, senin gibilerin psikolojisini pek anlayamadığımdan olsa gerek. şimdi düşününce... bakıcılık yaparak da bir yere kadar öyle değil mi? sen de güzel bir kapıya kapak atıp sefa sürmek istiyorsun tabi... Bu saatte buralarda olmanın nedeni bu mu yoksa? yeni bir av. ama benden sana bir tavsiye.. Doruk ve ben seni kale almadığımız için bu kadar rahatsan, başkasının da aynı şeyi yapacağını düşünme. kendine bekar birini bul tatlım"

 söylediklerime bozulduğu yüzünden okunurken keyifle gülümsedim. bir anlığına dağılmış olsa da kendini toparlayıp bana doğru yaklaştı ve tam kulağımın dibinde durdu.

" siz beni kale almıyor olabilirsiniz. ama sizce Doruk bey hiçbir şey yapmadan mı ona yaklaştım? karısı ölüm döşeğinde olan, yalnız, çocuğuna bakamayan bir erkek... o an bana ne kadar ihtiyacı olduğunu tahmin ediyor musunuz? Doruk beye bu kadar güveniyor musunuz?"

söylediklerine küçük bir kahkaha atarak boynuna sardığı fuları çektim. boynundaki parmak izleri hala duruyordu. iyice bembeyaz olan suratını rahatsız edici bir şekilde süzdükten sonra gözlerine soğuk bir şekilde baktım.

"evet, güveniyorum. senin gibi kaç tane yeni yetme oldu biliyor musun? ama Doruk her seferinde aynı sana yaptığı gibi cevap verdi. beni kışkırtmaya çalışma, işe yaramıyor. Ama seni bir daha bu kadar cüretkar görürsem... bu kadar sakin kalmam."

son cümlemi kulağına doğru fısıldayıp geri çekildim. artık o kadar cesur görünmüyordu. bütün yürüme hevesim kaçtığı için Dünya'yı da alıp eve doğru yürümeye başladım. bir yandan da sinirimden samuray gibi yürüyordum. yakışıklı kocan mı var derdin var! Hayır yani, Doruk'la tanıştığımdan beri, bütün hemcinslerim rakip gibi gelmeye başlamıştı. Böyle bela olanlar da cabası tabi... adama Bağcılar takım elbisesi giydirsem de yakışıklı olur...  düşündüğüm şeylere gülerken evin önüne geldiğimi farkettim. Dünya bir süre önce uyumuştu. onu dikkatlice kucağıma alırken, bir yandan da arabayı taşımaya çalışıyordum.

SADİST 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin