''Utku , Demir beyi aşağıya götür.''
Demir bey kapıdan çıkarken bana kim olduğumu bilmiyormuş gibi bakıyordu. nefesimi vererek arkamdaki adama döndüm.
''tekrar ister misin? yoksa sorularıma cevap verecek misin?''
''vereceğim... ''
'' konuş o zaman. adın ne? kimsin? benimle derdin ne? abi dediğiniz adam kim? neden benimle uğraşıyor?''
adam derin bir nefes alırken yüzüme acıyla baktı.
''adım... Okan. benim seninle bir derdim yok... ben sadece bana söyleneni yapıyorum. emir kuluyum. abi için çalışıyorum. bütün kirli işlerini bana yaptırır ama kendini sır gibi saklıyor. sadece İzmir'de olduğunu biliyorum. Şahin diye bir adamı var onun haricinde kimse kim olduğunu bilmiyor. seninle derdinin ne olduğunu bende bilmiyorum ancak beni bazı kişilere gönderdi, çoğu seninle kanlı bıçaklı olan kişiler. hapçısı gaspçısı ne ararsan var. ''
''kim bu Şahin? nerede bulurum onu?''
'' İzmir'de büyük bir barı var. genelde orada takılır. barın adı Tren. ancak oraya tek başına girersen anında yok ederler seni. bar çalışanları da olmak üzere herkes tanıyor ve biliyor seni.''
ellerimi ovuşturdum. bir yol bulup Şahin denen adamı yakalamam lazımdı. bu Abi her kimse ona açılan yol bu adamdan geçiyordu.
''son bir şey ... babam ... yaşıyor mu?''
''ben ... bilmiyorum. ancak yaşıyorsa bile iyi koşullarda olduğunu söyleyemem. ''
''pekala Okan. sen bana yardım edeceksin. ''
Okan bana anlamamış gibi bakarken Utku ve Ateş'i çağırdım. bir yolculuğa çıkmamız gerekiyordu.
**
''ne yapacağımızı anladınız mı?''
Utku kaşlarını çatarken Ateş bana delirmişim gibi bakıyordu.
''Doruk. ne yaptığını bilmiyorsun kardeşim. bu adama nasıl güvenebiliriz ki? haydi güvendik diyelim ... ihanet etmeyeceğini nereden bileceğiz?''
''tam da bu yüzden sana ihtiyacım var Utku. Okan hakkında ne bulabiliyorsan getir. bir mecburiyeti var ki onlarla çalışıyor. aralarında benimle bir sorunu olmayan tek kişi o. ''
'' diğer üç adamın da seninle sorunu mu varmış? ''
''evet. önceden canını yaktığım kim varsa bir araya toplanmış, anlamıyor musun?''
Utku bir şeyleri sorguluyor gibiydi. ben ise bu planı nasıl yürüteceğimizi düşünüyordum. içeriye bir casus sokmadan bu işi tamamlayamazdım.
''peki diyelim ki işler yolunda gitti. bu adamın yüzü gözü dağılmış, oraya gittiği zaman aradan uzun bir zaman geçmiş olacak ve şüphelenecekler. bu durumda onu öldürüp atarlar ve plan suya düşer.''
''peki şöyle yapsak ... '' diye araya girdi Ateş.
''Utku'ya katılıyorum. adamdan şüphelenip direk öldürürler. ancak onlara bizden önemli bir bilgi getirirse işler değişir.''
''ne demek istiyorsun?''
Utkunun sorduğu soruyla Ateş arkasına keyifle yaslanıp bize gülümsedi.
''çift taraflı casusluk yapacak demek istiyorum Utku. bizim istediğimiz bilgileri onlara verecek. bu adam onların gözünde o kadar güvenilir olacak ki onsuz adım dahi atamayacaklar.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADİST 2
Teen Fictiontam da işler yoluna girdi derken bu da neyin nesi? mutlu sonun mutsuz hikayesi yeniden karşınızda. SADİST2