MULTIMEDIA'DA ANGEL'CIĞIMIZ VE ANNECİĞİ AMELIA VAR. BİR DE MULTIMEDIA'DAKİ ŞARKIYI HİÇ DİNLEYEMEDİM. HOPARLÖRÜM KIRIK VE BİLGİSAYAR KULAKLIĞIMI TANIMIYOR. UMARIM GÜZEL BİR ŞARKIDIR, AMA SİZ YİNE DE DİNLEYİN. :D İYİ OKUMALAR. :*
-Aysimayaz----------------------
"Yeter! Ben şeytan değilim, yemin ederim!" diye inledim ama damarıma batırdığı kutsal suyun yakıcı etkisiyle bağırmaya başladım. O evden beni apar topar çıkardı ve bu lanet mekana getirdi.
"Ha-ha-ha! Bir Winchester klasiği.. Yalan söylemek." dedi ve bı sefer kolumun üzerinde bir bıçak gezdirdi. Gıdıklanma olayını şu anda belli edersem... Etme an! "Bak, gerçekten, Cehenneme itaat etmiyorum." dedim. Elindeki malzemeler beni öldürmeye elbette yetmezdi. Sadece daha fazla dsevam ederse o zarar görecekti.
"Vay canına, Winchester! Başka yalan bulamadın mı?" dedi gülerek. "Hem bir sorum var.. Ne tür bir şeytansın sen? Ezik biri olsan hemen ölmüştün, kırmızı gözlü olsan.." Bir silah çıkartıp karnıma dayadı ve ateş etti. Acıyla kıvranıyordum ama kayış gibi bir şey kendimi yere bırakmama izin vermiyordu. "buna da dayanamazdın. Nesin sen, Winchester?" dedi. Ter içinde kalan suratıma yapışan ıslak saçları eliyle itti ve hemen önüme geldi. Gözlerimi kapatıp o kötülüğü yayan sıcaklığı çağırdım. Gözlerimi açtığımda bana gözlerini kısarak baktı. "Haydi oradan!" Minik bir kahkaha attım. "Beni bırak, yoksa gerçekten kötü şeyler olacak." dedim ama bu sırada kafamdan aşağı bir kova kutsal su döktü. Tekrar acıyla bağırmaya başladım. "Seni o.çocuğu! Buradan kurtulunca yemin ederim senin her bir kemiğini tek tek kıracağım!""Angel? Burada mısın?!" diye bağıran Bobby John'un sesiyle irkilerek eski halime döndüm. "Git buradan!" İçeri silahıyla girince, hemen arkasında birini daha gördüm. Kim olduğunu çözecekken Frank ona da bir kurşun sıktı. Bağırarak yere düşen Bobby John, arkasındaki kızın üzerine kapaklandı. "Neyse, konumuza dönelim. Zamane aşıkları işte." Bu sırada boynuma eğilip öptü. Kendimi geriye doğru atmaya çalıştım ama dört bir taraftan bağlı olunca bu zor oluyor.
"Geri çekil, pislik!" diye bağırdım. Sonra bana baktı. "Şş, Winchester. Adından utanmalısın.." dedi ve boynumdan ısırdı. Acı içinde bağırmaya başladım. Boynumu emmeye başlayınce özümün rengi şekilden şekile giriyordu herhalde. Bir süre sonra gözlerim kararmaya başladı. Bir vampir şeytan kanı ile ne yapabilirdi?"Winchester, eğer güzel biri olmasan seni şu an öldürmüştüm." dedi ve kelepçelerimi çıkartıp ayaklarımı çözdü. Tam yere düşecekken beni kucağına alıp samanların üzerine yatırdı. Kafasını salladı. "Sonra görüşürüz, An." Bir süre sonra aynanın karşısına geçti. Önce suratında elini gezdirdi. Aniden saçları uzamaya ve yaşlanmaya başladı. Kısık ama duyabileceğim sesle aynayla konuşmaya başladı. "Bana ne oluyor böyle?" Kafamı zar zor kaldırıp ona baktım. "İyi biri olmamanın cezasınbı ödüyorsun." dedim ıkınarak. Sanki ses tellerim paslanmış gibiydi, sesim çıkmıyordu. Bana garip bir bakışla döndü. Ynaıma gelip elğmden tuttu. "Özür dilerim Winchester.." Bir anda kan kusmaya başladı. "H-Hey, Frank! İyi misin sen?" dedim gücüm tekrar eski haline gelince. Yere gözleri açık bir halde düşünce, onun için yapılacak fazla bir şey kalmadığını anlayıp kızın üzerine çöreklenen Bobby John'a koştum.
"Bob! Kalk adamın haydi!" dedim ve karnındaki mermi deliğine elimi soktum. Yanındaki ız korkudan bayılınca gözlerimi devirip mermiye ulaşmak için parmağımı daha çok içeri ittirdim. Mermiyi tutunca hızla geri çektim. Biraz inceleyince üzerinde bir pentagram olduğunu gördüm. Aniden uyanan Bobby John, önce bana baktı, sonra da kıza sarılıp kucağına aldı. Bu kız.. Moteldeki hatun?!
"Sen iyi misin?" dedi kıza. Gözlerimi bayıp ona baktım. "Ben de iyiyim oğlum, sağol." Bana gülerek baktı. "Biliyorum." Kafamı sallayaak derin bir nefes verdi. "aaah ah! Zamane aşıkları.." Sonra kendi karnıma parmaklarımı soktum. Birkaç kere ateş ettiği silahın mermilerini bulmaya çalışırken kız daha fazla korkmasın diye sırtımı onlara dönmüştüm. Tüm mermileri çıkarınca kanlı ellerimle onlara döndüm. Kız birden bembeyaz oldu ve tekrar bayıldı. "Bobby, bence bunun tek amacı kucağında daha uzun süre durmak." Kızı dışarı çıkardığında, içeride yalnız kaldım. Pardon, ölü bir bedenle yalnız kaldım. Yanına gittiğim sırada kulağıma tekrar o garip yalvarma sesleri doldu.
"Yardım edin! Korkuyorum!"
"İmdat!"
"Çok yaşa Cehennemin Kraliçesi!"
"Sen iyi misin, geyik yavrusu?" Kafamın içinde bile Crowley rahat bırakmıyordu. "Ne var Crowley?!" diye bağırınca karşımda belirmesiyle ayağa kalktım."Selam, sevgilim." Gülerek kafamı sağa eğdim. "Sana da, bebeğim. Nasılsın?"
"Üzgün." dedi. Dudaklarımı ben de üzüldüm şimdi.. dercesine büktüm. "Neden bebeğim, ne oldu?" Yanıma gelip avucumu açtı. Kırmızı taşlı kalın bir altın yüzük bıraktı "Sevgilim, yeni kraliçe.." dedi. "Ne olmuş o kayıp hatuna?" dedim. Bana daha çok yaklaştı. Boynumdan tuttu. "Sensin, An!" diye gürledi."NE?!" diye bağırdım. Bana kırmızı gözleriyle bakıyordu. "Angel, senden bunu beklemiyordum." dedi. "Sevgililer bunu birbirine yapmazlar." Gözlerimi bayarak ona baktım. "Crowley,benim hiçbir şeyden haberim yok.. Hem, ne kraliçesi? Sen kafana darbe falan mı aldın?" dedim şaşkınca. Bu sırada arkadan birinin nefesini hissettim. Arkama baktım. "Anne, zamanlaman süper!" dedim ve Crowley'e döndüm. "Bak, Crowley, ben bunu kabul edemem." dedim gülmeye çalışırken.
"Sana soran yok, geyik yavrusu. Yanımda hiç adam kalmadı. Cehennem artık senin mekanın."
"Angel, gelse- Birden sesi kesilen BJ'e baktım. "Kendi kendine yarım saattir konuşuyorsun." dedi ve kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı. "Ama ben- şey.." Arkamı dönüp baktım. Crowley ve annem bana gülerek bakıyordu.
"Güya ava geldik. Şuna bak, beş saat bile sürmedi." dedim. Beni arabaya soktu. "Kız nerde, Bob?" Kafasını yola dikip arabayı çalıştırdı. "Gitti." Ve gaza bastı. Ben elimdeki yüzüğe tekrar baktım.
"Ne olacak ki?" diyerekten yüzüğü parmağıma taktım. Bir anda gözlerim karardı ve birçok yardım isteyen, perişan haldeki insanlar gözümün önünde eğilip bana selam veriyordu.
"Sen çok yaşa, Azabın kraliçesi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ve Hayatım |SUPERNATURAL|
FanfictionDoğuştan lanetli bir aile. Winchester'lar... Her anını ölüm korkusu ile yaşayan 3 avcı, 1 melek. Boğucu bir hayat ve insanlık için verilen zor ve son kararlar.. Angel, Dean, Sam ve Castiel'ın hayatlarından bölümleri okurken heyecanlanacaksınız.. © T...