Medya: İzgi & Efe & Çağın
---
Efe yanıma doğru tedirgin bir halde yürürken kendimi iyice yanımdaki çocuktan uzaklaştırdım.
Adının Çağın Yılmazer olduğunu söylemişti. Adı tanıdık gibiydi ama onu gerçek anlamda tanımadığımdan emindim. Yüzü de bana son derece yabancıydı.
Efe yanıma gelip kolumu tutunca bir anda sakinleştim. O varken kendimi hep güvende hissediyordum.
"İyi misin sen? Bu halin ne? Ne oldu sana?"
Ben daha cevap veremeden kollarını göğsünde bağlamış olan mavi gözlü çocuğa bakmaya başladı.
"Sen kimsin?"
Bunu o kadar sert bir sesle söylemişti ki. Bu gerçekten Efe miydi? Normalde hep gülen ve her şeyi dalgaya alan biriydi ama şu an gayet ciddi gözüküyordu.
Adının Çağın olduğunu söyleyen çocuk dudağının bir kenarı havada gülümsemeye başladı. Yine neye gülüyordu?
"Buralar tehlikeli diye duydum." derken yüzünde hala anlamsız bir gülüş vardı ama sonrasında yüzündeki gülüşü sildi.
"Eve dönerken kız arkadaşını karşılasan iyi edersin."
Kız arkadaşın mı? Keşke.
"O benim..." dediğimde Efe lafı ağzıma tıkayacak bir şekilde "Bunu düşünmek sana mı kaldı?" deyince gözlerimi kıstım.
Neden bu çocuğa karşı bu kadar asabiydi? Tamamen farklı biri gibi davranıyordu.
Efe'nin kolundan tutup "Hadi eve dönelim. Abim iyice merak etmiştir." dedim.
Bana doğru dönüp bir süre yüzüme baktı. Sonra da kafasını aşağı yukarı salladı. Cebindeki çalan telefonu çıkarırken ben de tekrar o mavi gözlerle göz göze gelmiştim. Bu çocuk beni nereden tanıyordu? Sormalı mıydım?
"Merak etme abi, yanımda. Geliyoruz."
Efe'nin sesiyle gözlerimi ondan ayırdım. Gözlerinde anlamsız bir derinlik vardı. Sebepsiz yere gözlerim bir şekilde gözlerinde takılı kalıyordu.
Tekrar çocuğa ters bir bakış atıp kolunu bana attı. Yüzüme hemen gülümsememi oturttum.
Birkaç saniye içinde çoktan arkamızı dönmüş yürümeye başlamıştık bile.
"Kimdi o çocuk? Tipinden pek hoşlanmadım."
Bir süre ne diyeceğim hakkında düşündüm. Aslında ben de onu tanımıyordum.
"Aynı otobüste geldik. Aslına bakarsan beni bir adamdan kurtardı denilebilir."
Sesi tekrar sertleşmişti.
"Hangi adam? Anlamadım."
Sıkıntıyla nefesimi üfledim.
"Uzun hikaye." dedim kestirip atarak. Tekrar o adamı anımsamak istemiyordum.
Birkaç adım sonra Efe durdu ve arkasına baktı. Nereye baktığını anlamak için arkamı döndüğümde gözlerimi kıstım.
Bu çocuk bizi takip mi ediyor?
Efe önüne dönüp yürümeye devam etmeye başladı. Beni de bir nevi sürüklüyordu.
"Bu çocuk burada mı oturuyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçeriden Daha İçeri
RomanceYüzünü bana doğru eğdiğinde nefesimi tutmuştum. "Affet şimdiden." Neyi? Dudaklarını benimkiyle birleştirdiğinde gerçek anlamda öleceğimi sanmıştım. Dudağı dudağımın üzerinde beklerken benden bir cevap bekliyor gibi gözüküyordu. Yıllardır içten içe...