5

1K 111 26
                                        

Dersin bittiğini ilan eden profesör sınıftan çıktığında kapının girişinde bekleyen Soonyoung birçok kişinin dikkatini çekmişti. Arka sıradaki kızların numara istemek gibi bir tartışmaya girdiklerinde Jihoon kapıda onu beklediğini bilerek biraz daha oyalandı. En azından sınıftakiler gittikten sonra yanına gitmeyi tercih ederdi.

Kızlardan biri arkasından çıkıp onun yanında belirdiğinde kocaman bir gülümsemeyle Soonyoung'un karşısında ezilip büzülmeye başladı. Heyecanla kalem defter çıkardığında kız neredeyse olduğu yerde zıplayacaktı. Ne bekliyordu ki Jihoon onu geri çevireceğini falan mı? Aralarındaki ilişki tamamen ortak bebek bakıcılığından ibaretken nasıl böyle bir ümide kapılır ki?

Aptallık ediyordu. Soonyoung sadece bebeğinin babası olacaktı. Geri kalan hayatına halen devam ediyordu. Çantasını tamamen doldurduğunda Soonyoung'un önünde olması gereken kız kendi önündeydi. Asılmış suradıyla kağıdı ona uzatıp gittiğinde Jihoon gerçekten şaşırmıştı.

Beni daha ne kadar bekleteceksin?

Jihoon kağıtla bakışırken kızarmaya başladığına yemin edebilirdi. Kafasını deve kuşu gibi kuma gömmek istiyordu çünkü Soonyoung her seferinde onu şaşırtmayı başarıyordu. Daha fazla bekletmek istemediği için aceleyle kalktı yerinden. Ufak bir selamlaşma sonunda birlikte yol aldılar uzun koridoru. Bir dersi daha vardı ancak onun başlamasına bir saat vardı.

"Bir dersin daha var değil mi?"

Evet demek yerine başını sallamakla yetindi. Jihoon kalabalık olmadığı halde koridorda biriyle çarpıştığında bunu bilerek yapmamıştı. Karşısındakinin de koca koridorda çarpacak onun omzunu mu bulmuştu anlayamadı. Çarpmanın etkisiyle sarsıldığında Soonyoung onu sıkıca tuttu ve çocukla arasına girdi.

"Bir sıkıntı mı var?"

Tehditkar sesi ve dik duruşuyla ona çarpan çocuğu geri kaçırmıştı. Jihoon kendini koruyabilirdi ancak bu daha fazla hoşuna gitmişti. Cevap alamadığı çocuğun üzerine yürüyünce Soonyoung dikkatlerin üzerlerine toplanmasını istemediği için kolundan tuttu onu.

"Boşver gidelim hadi."

Dediğini ikiletmeden yollarına devam edeceklerinde Jihoon kolunu çekecek gibi oldu ancak Soonyoung onu engelledi.

"Böyle olunca çarpmaya cüret edemezler."

Jihoon isteğine karşı geldi. Tamamen himayesi altına girmek gibi bir niyeti yoktu. Varlığına alışmak istemiyordu olmadığı zaman acısını çekmemek için. Elini çekip yoluna devam etti.

"Ben kendimi koruyabilirim. Şimdiye kadar korudum da."

Elini tuttuğunda ise Jihoon telaşlanıp etrafa baktı. Bu çocuk delirmiş miydi? Kalabalık ortamda ne yapıyordu böyle? Çekmek istediği elini ancak Soonyoung'un sıcak eli onu bırakmadı.

"Ne yapıyorsun sen?"

Soonyoung tıpkı sevgilisinin elini tutar gibi onun elini tutmuş ilerliyordu ve ne etrafındakileri ne de Jihoon'un geri çekilmesini umursamıyordu.

"Bebeğimin babasının elini tutuyorum. Bu gayet normal bir şey."

Bu çocuk onunla kesinlikle dalga geçiyordu. Hayatlarını mahvetmek mi istiyordu? Tüm okulun bilmediği bir şeye karşı böyle el ele tutuşmaları hiçbir şekilde normal değildi.

"Saçmalama, kimse bunu bilmiyor!"

Kütüphaneye gidene kadar elini bırakması için direnmişti. Çalışmak için boş bir yere oturduklarında Jihoon onun yüzünden dikkatini toparlayamıyordu. Önünde kitabıyla not almaya çalışırken Soonyoung öylece telefonuyla duruyordu. Burada, yanında olmaması gerektiği o kadar belliydi ki Jihoon onu etrafında olmaya zorluyormuş gibi hissediyordu.

Pregnant Diary | SoonhoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin