Jihoon dileğinin gerçekleşmesine fazlasıyla şaşkındı. Neredeyse bir ay geçmişti ve düzeni hiç bozulmadan yoluna devam etmişti. Arada Soonyoung ile denk gelmek dışında hiçbir sıkıntısı yoktu ancak Soonyoung tehditini ciddiye almış olmalı ki yanından geçerken yüzüne bile bakmıyordu.
Çoktan yeni birini bulmuş olmalıydı. Ya da böyle bir tek gecelik ilişkinin uzamasını istemediği için onunla uğraşmıyordu. Ne olursa olsun kurtulduğuna mutlu olmalıydı ancak değildi. Onunla oyun oynayan aklı bazen o geceiyi hatırlatmak istercesine rüyalarına sokuyordu. Jihoon bazen uyandığında bile Soonyoung’un dudaklarını teninin üzerinde hissedebiliyordu. Yaşadığı şeyin fazlasıyla etkisinde kaldığını biliyordu. Tüm bunlardan fazlasıyla etkilendiği için duygusal olarak karmaşa da olduğunu ve sürekli midesinin bulandığının farkındaydı.
O kadar stres yapıyordu ki bazen dersin ortasında bile midesinin bulandığına şahit oluyordu. Ders çıkışı Mingyu ile yaptığı planı bozarak bulanan midesiyle acele eve gittiğinde ucu ucuna yetişmişti. Belki de bir doktora gitmesi gerekiyordu. Fazlasıyla stres onu yiyip bitiriyor tüm iştahını götürmüştü. Kilo verdiğine emindi.
Kusmaktan içi çıkan haliyle odasına yığıldığında Mingyu tekrar kustuğu için merak edip görmek için eve gelmişti. Jihoon’un uzandığı yatağın yanına oturdu ve odasında defalarca içmemesini söylediği sigarasını yaktı. Jihoon onun kokusuna bile kusacak gibi oldu.
“Söndür şunu kusucam şimdi!”
Mingyu pencere kenarında iz bırakacağını umursamadan izmariti bastı. Yüzü normalden daha düşünceli duruyordu.
“Bir şeyden şüpheliyim ama doğru olursa beni kesin öldürürsün.”
Jihoon kafasını kaldırıp ona baktı. Bilmece gibi konuşmasının altında yine bir halt yediğini düşündü. Başları tekrar belaya girecek miydi?
“Ne saçmalıyorsun sen?”
Mingyu aklındaki soruyu sormak için onun doğrulmasını bekledi. Jihoon o bekledikçe başlarına daha kötü ne gelebileceğini düşünüyordu.
“Korundunuz mu?”
Ne? Ne alaka? Neden bir ay sonra şimdi böyle gereksiz bir soruyu soruyordu?
“Sen ne saçma-”
Sözünü yarıda kesen kendisiydi. Hassiktir! Bu da olamazdı ya! Hamile olamazdı. Bu imkansızdı. Hayatının başına gelebilecek en kötü şeydi ancak strese attığı bu mide bulantıları ve iştahsızlığını başka nasıl açıklayabilirdi. Sadece bunlarla sınırlı da değildi. Sürekli yorgun hissediyordu kendini ve ruh hali manyağa dönmüştü.
İmkansızdı. Bu tamamen bir kuruntuydu. Kesinlikle hastalanıyordu ve bunu gereksiz yere büyütüyorlardı. Kendisi sarhoş ve aptal olabilirdi ancak Soonyoung gibi birinin bu ayrıntıyı kaçıracağını hiç düşünmedi. Kaçırmamıştır da sadece kendileri böyle denk geldiği için şüpheleniyordur.
“Saçmalama, önüne gelene çocuk bırakmaya hevesli biri değildir herhalde.”
Mingyu geldiğinde kenara attığı çantasını eline aldı ve içinden mavi bir poşet çıkardı.
“Bunu öğrenmenin tek bir yolu var.”
Poşetin içindeki geniş kutuyu uzattığında bu testi yapacak olmasına inanamıyordu. Mingyu onun için hamilelik testi almıştı. Bunun düşüncesi bile delirmesi için yeterli bir sebep iken ya gerçek çıkarsa? Dediği gibi öğrenmenin tek yolu vardı ve hemen yapıp aptal kuruntusuna son verecekti.
“Böyle işin içine sokayım!”
Paketi aldı ve odasının içindeki banyoya girdi. Uzun kullanım talimatını okurken endişesi daha da artmaya başladı. Talimattakileri uygulayıp uzun gri çubuğu çpeçeteye sarıp arkadaşının yanına döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pregnant Diary | Soonhoon
FanfictionŞaka yaptığına inanmak isteyerek çubuğa baktı ve tek olması gereken çizgi endişesinden dolayı çift görünüyordu. Gözü yanılıyor olmalıydı. Hayır, orada gerçekten çift çizgi vardı. Gözlerini ne kadar kırpıştırırsa kırpıştırsın teke düşmüyordu. Jihoon...