Jihoon gittikçe artan ağrılayıla testlerin sonuçlarını beklemek için hastanenin bekleme salonund oturuyordu. Her şeyin bu kadar sarpa sarmasından sonra iyice bitkin hissediyordu kendini.
Yine de bebeğine dikkat etmek için tek öğün eksik etmiyor, hareketlerine dikkat ediyordu. Geçen hafta ona acildeyken gelmesini söyleyen doktorun randevusuna gelmişti.
Ona haber vermesi gerektiğini biliyordu ancak bunu yapamamıştı. Okula gittiğinde aynı masaya bile oturmaya tenezzül etmemişti Soonyoung. Arayıp sormamış tamamen her şeyi arkasında bırakmıştı.
Sanki ona hamile olduğunu hiç söylemememiş gibi devam ediyorlardı hayatlarına. İki yabancı olarak.
“Sonuçlar çıkmış, doktor sizi görmek istiyor.”
Mingyu koluna girerek doktorun odasına kadar gitmesinde yardımcı olduğunda her şeye rağmen yanında olduğu için ona teşekkür etmeliydi. Wonwoo da onların yanındaydı.
Olayları sormadan veya kurcalamadan yanlarında destek olmuştu. Bunu Soonyoung için yaptığını biliyordu Jihoon.
“Tekrar hoş geldin Jihoon, söyleyeceklerim hoşuna gidecek şeyler olmadığı için öncelikle oturmanı isterim.”
İşte bu beklemediği kadar kötü bir haberdi. Sedyeye oturup merakla doktora baktı.
“Şimdiye kadar her şeyin iyi gitmesine çok sevindiğimi bilmeni isterim ancak son sonuçların çok da iç açıcı durmuyor. Bebeğin gelişiminde bir sıkıntı olduğundan şüpheleniyorum."
Ne yani bebeği hasta mıydı? Daha doğmadan hasta mı olmuştu?
"Yine de bunların çözülmeyecek sıkıntılar olduğunu düşünme lütfen. Yakın kontrol altında tutulmak için hastaneye yatmanı istiyorum bir süre. En azından sıkıntının ne olduğunu bulup tedavi edene kadar burada yatmalısın.”
Buna inanamıyordu. Bebeğini bu kadar tehlikeye attığı için bir yandan da kendine kızıyordu. Her şeyin çığ gibi büyümesine dayanamıyordu.
“Hemen mi yatması gerekiyor?”
Doktor arkadaşının sorduğu soruya cevap verdiğinde durumun ciddiyetini anlamak zor değildi. Jihoon dünyasının başına yıkılmış gibi hissediyordu.
“Bu geceye kadar mutlaka yatışını gerçekleştirmeliyiz. Zaman kaybetmeden sıkıntıyı bulmalı ve tedaviye başlamalıyız.”
O an her şeyi geride bıraktı. Haftaya başlayacak dönem sonu sınavlarını bile tek sefer silip attı aklından. Hiçbir şey umurunda değildi artık. Tüm dikkatini toparlayıp sadece bebeği için savaşacaktı. Elinde kalan son mucizesi oydu ve kaybetmeye hiç niyeti yoktu.
“Sıkıntı yok. Hemen kalabilirim. Yeter ki bebeğim iyi olsun.”
Doktor odadan çıktıklarında bir hemşire ile onları yönlendirdi. Jihoon öncelikle yatış işlemlerini gerçekleştirmek için hemşire peşinde dolandılar. Odaya yerleştiklerinde Mingyu annesine haber verdi.
Babası ile birlikte birkaç parça kıyafet getirip geldiklerinde onları da korkutmamak için sakin kalmak istedi.
Felaket derecede korkuyordu halbuki kendisi. Hiç bu kadar boşlukta hissetmemişti kendisini. Akşama kadar doktor tekrar gelmiş ve bütün şikayatlerini dinlemişti. Jihoon ağrılarından ve yorgunluğundan bahsettiğinde Mingyu inatla son zamanlarda yaşadığı ruhsal bunalım ve stresi de ekledi.
Hava karardığında ailesini göndermek için çok fazla dil dökmesi gerekti. Annesi bırakmamakta ısrarcı olsa da Mingyu’nun kalmasını istediği için gitti. Onların yanında kendini daha da kötü hissediyordu Jihoon.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pregnant Diary | Soonhoon
FanficŞaka yaptığına inanmak isteyerek çubuğa baktı ve tek olması gereken çizgi endişesinden dolayı çift görünüyordu. Gözü yanılıyor olmalıydı. Hayır, orada gerçekten çift çizgi vardı. Gözlerini ne kadar kırpıştırırsa kırpıştırsın teke düşmüyordu. Jihoon...