Sabah başımda Gül ve Defneyle uyanınca gülümsedim.
"Günaydın." dedim tek gözümü kırpıp. Sabah 7.30' du .
"Günaydın abla. Hadi gel hazırlan. 8' de kahvaltı yaparız, akşam 8 de de akşam yemeği olur. Hadii." dedi Defne.
"Tamam duş alıp geliyorum." Defne ve Gül;
"Abla biz seçelim mi kıyafetini?" dediler.
"Seçin bakalım, ama zaten fazla bir şeyim yok. Alışverişe ne dersiniz?" dedim.
Gül; "Ama ben gelemem ,sınav haftam." dedi. Defneye baktım cevap beklercesine.
"Olur, ne zaman?" dedi.
"Bugün uzun bir süre ameliyata olacağım. Alırım ben seni olur mu? Hatta ben bırakayım sizi bugün okula." dedim.
"oluur."
"Hadi ben duşa siz de seçin hazırlanın, kahvaltıya ." Duşa girdim. Çıktığımda yatağımın düzenlenmiş ve kıyafetleri de üstte hazır olarak gördüm. Yatak toplamaktan yırtımıştım en azından diye düşünerek seçtikleri şeyleri giyindim.
Yine bir takımdı. Seviyordum aslında takım giyinmeyi, zaten başka pek bir şeyde almamıştım yanıma.
Kahvaltı faslından sonra çıktık evden. Gülin eyze uğurladı hepimizi. Babam ve Oğuz evdeydi. Kapıya çıkınca;
"Abi?" diye seslendim.
"Efendim güzelim."
"Sen neden erken çıkıyorsun?"
"Yoğunum biraz."
"Hayırlı işler." dedim ve arabaya geçtim. "Hadi bakalım güzellikler." dedim. Önce Gül'ün okula gelmiştik. Gül indi harçlık vermeli miydim?
"Gül baksana." dedim. 100 tl çıkartıp;
" Bugün de benden olsun."
"Sağol abla." diyip öptü beni. En son kim öpmüştü? Hatırlamıyorum bile.
" Hadi bakalım derslerr." dedim. Koşarak gitti. Defne öndeydi.
" Abla çıkışta, geliyim mi hastaneye sen gelmezsen?"
" Hmm gel ,gel ama odamda beklemek zorunda kalabilirsin."
"Olur beklerim."
"Tamam kuzum o zaman ama ben gelmeye çalışırım."
"Abla keşke daha önce gelseydin." Buruk bi gülümseme ile baktım ona.
"Geç olsun, güç olmasın diyelim o zaman ne dersin?" Güldü.
"Olur güç olmasın. Ben seni tanıyordum zaten. Hep övünürdüm senle. O dövüşe gittiğinde, silah eğitiminde herşeyde vardım aslında, görürdüm seni. Ben sen olmak istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMDA SIZI
Teen FictionKüçüklüğünden kaçtı Dicle , gençliğinde yakaladı onu kader. Kendini bilmezin birine kendini bilmeyi öğretti. Belki görünen yaralar yoktu ama onların yarası da sızısı da ruhlarındaydı. Güçlü bir kadın olmayı öğrendi. Oldu da. Gıptayla bakardı herkes...