Diğer kurgumda içime sinmeyen çoğu şeyi burada gidermek ümidiyle. Haydi Bismillah🤲🏻
『Poyraz'dan』"Ohooo daha işimiz var bununla İdil söyliyeyim" diye son derece rahatsız edici bir ses duymamla gözlerimi zorlukla araladım. İdil ve Burak ayakta dikilmiş, Burak İdile kolunu atmış öylece bana bakıyorlardı.
"Ne bakıyonuz?" diyerek sırtımı onlara çevirerek yarım kalan uykuma geri dönmeyi diledim.
Burak, "Yazık olacak" dediğinde yüzümü ona dönmeden "Neye?" diye mırıldandım.
"Şampiyonluk hayalleri falan.." dediğinde aklıma bugün AcunMedya ile bir görüşmem olduğu geldi. Apar topar yataktan kalkmaya çalışırken yere sülük gibi yapıştım. Bu halim onları güldürürken sinirle kalkarak "Saat kaç" diye sordum.
"11" dediğinde derin bir nefes alarak yatağa oturdum.
"Düşmana yapılmaz yaptığınız bu arada" diyerek yüzümü kaşıdım.
"Ne dedim oğlum? Yazık olacak dedim. Olmayacakmış işte göster" diyerek sitem ettiğinde benim çıkışımın yersiz olduğunu fark ettim. Sanki şampiyon olamamışım gibi hissetmiştim o an. Ama olacaktım."İyi ben duşa giriyorum. Çıkın hadi," dediğimde ikisi birbirine fısıldayarak odadan çıktılar. Kısa bir duştan sonra beyaz tişört ve siyah kot bir pantolon giydim. Gözlüğümü takarak aşağı indiğimde tavadan çıkan sesle yumurta yaptıklarını fark ettim. Mutfaktaki masaya konmuş salatalıktan bir tane ağzıma atarak sandalyeyi çekip oturdum.
"Annemler nerde?" dediğimde İdil peynir kesmeye devam ederken konuştu: "İşleri varmış, erken çıktılar. Ne işleri varsa artık.""Arabayla ilgilidir" dediğimde İdil "heaa" gibi bir ses çıkararak beni onayladı. Hep beraber masaya oturduğumuzda güzel bir kahvaltı yaptık. Saat 1'de orada olmam gerekiyordu. Kahvaltı sonrası Burak'la evden ayrılarak bir yerde oturmaya karar verdik. Burak'la lisenin ilk senesinde tanışmıştım o gün bugündür de hiç ayrılmamıştık. Aynı zamanda böyle sayacağım en az 5 isim daha vardı.
"Americano" dediğimde Burak da aynısından diyerek cevapladı garsonu. Garson bana bıyıkaltından gülerek bir bakış attığında kafamı çevirdim.
"Mis gibi de kızdı" dediğinde azıcık ileride sipariş alan garsona bu sefer alıcı gözüyle süzdüm.
"Hadi ordan" diyerek önüme dönüp ayak bileğimi diz kapağımın üstüne koydum.
"Asıl sana hadi ordan. Bir içim su" dediğinde gözümü uzun zamandır görmediğim boğaza çevirdim.
"Acaba kabul edilecek miyim ya?" diye aklıma survivor'ın gelmesiyle mırıldanarak gözlerimi Burağa çevirdim.
"Seni almayacaklar da kimi alacaklar? Sen demedin mi hızlıydım diye? Ee alınırsın alınırsın. Relax." dediğinde güldüm. Önüme gelen kahveyle kafamı kaldırmadan teşekkür ettim. Bir kaç saniye sonra kız giderken Burağın kıkırdadığını duymuştum.『Ayşe'den』
Bugün ilk 12 belirlenecekti. Bunun heyecanlıyla gözümü uyku bile tutmamıştı. 3 saatlik uykudan sonra bile hala dinç olmamı buna bağlıyordum. Ablamın hazırladığı güzel kahvaltıyı yeğenlerimle beraber yaptıktan sonra klasik Türk kahvesi içmiştik. Zamanın daha erken olduğunu bilerek evi bana en yakın olan Beyza'ya bir mesaj atarak onu iki sokak arkadaki cafeye çağırdım. (Yazarınız öyle bir hasret çekiyor ki.. bari yazdığım karakterler güle oynaya gitsin diyorum..)
Kahve içemeyeceğime karar vererek Frambuazlı Cheescake'lerinden söyledim. Telefonuma gelen mesaj ile yeleğimin cebinden çıkararak WhatsApp'a girdim. Mesaj seçmelerde tanıştığım Aleyna'dan gelmişti. Sadece iki sefer denk gelmiştik ve bu yüzden aklıma hiç ona yazmak gelmemişti. Hatta numarasını kaydederken kim olduğunu unutmamak için parantez içinde surv yazmayı da ihmal etmemiştim.
Gönderen: Aleyna K. (Surv)
Al yanak, saat 1'de unutmadın değil mi?💋Yazdığı şey yüzümde gülümsemeye sebep olduğundan Beyza kim olduğunu sordu. Onu cevaplamadan önce Aleyna'ya bir mesaj gönderdim.
Gönderilen: Aleyna K. (Surv)
Unutmadıım. Teşekkür ederim, güzelim.🤍Güzelim kelimesini yazmak içimden gelmese de onun bana özel yarattığı 'al yanak' lakabına karşılık yazmamak ayıp olur diye düşünmüştüm. Beyza'ya döndüğümde yüzündeki gülüşten bir işler karıştırdığını fark ederek gözlerimi tabağıma indirdiğimde sadece bir çatallık cheescake kaldığını gördüm. Ona avucumdaki peçeteyi fırlatarak güldüm.
"Kızamıyorum şu an, keyfim yerinde" dedikten sonra içeriye seslenerek bir porsiyon daha cheescake söyledim."Aleyna yazmış, işte saat 1'de unutmadın değil mi al yanak falan" dediğimde tek kaşını kaldırdı.
"Bir kere onu sana sadece ben diyebilirim" diye masasının diğer ucundan uzanarak yanaklarımı şıktı.
"Beyza ben sensiz napıcam orda? Kabul edilirsem eğer, sensiz kimle dertleşicem?" dediğimde yerine geçerek ellerimi tuttu.
"Boynundaki kolye ne güne duruyor? Öp, ağla, anlat." diyerek kaşlarıyla boynumdaki kelebek figürlü kolyeyi gösterdi. Benim de gözlerim onun boynundaki kelebeğe gittiğinde gülümsedim.『Poyraz'dan』
AcunMedya'yla yapılacak görüşme için büyük binanın önünde Burak beni bıraktı.
"Çıkınca ararsın, şampiyon. Buralardayım. "diyerek arabayla gözden kayboldu. Kapıya baktığımda bana el sallayan bir kız gördüm. Biraz daha yaklaşınca onun Aleyna olduğunu fark ederek adımlarımı hızlandırdım. Fazlaca yapmacık gelse de en azından komikti ancak uzun vadede kesinlikle samimi bir ilişki içinde olacağım biri değildi. Kollarını açtığında eğilerek kollarımı beline koydum.
"Hoşgeldin, ben de seni bekliyordum, geçelim mi?" dediğinde kaşlarımı çattım.
"Neden beni bekliyordun?" diye sordum.
"Çünkü şu an tanıdığım tek sen varsın Poyraz. Tek başıma gitmek istemedim." dediğinde ona içten olduğunu arzu ettiğim bir gülümseme gönderdim.
"Aa dur dur Ayşe de geliyor. Siz tanıştınız mı?" Dediğinde baktığı yöne kafamı çevirdim. Bir zamanlar ezbere bildiğim yürüyüşe o kadar benziyordu ki. Gözlerimi yüzüne çıkardığımda bunun sadece benzemekle kalmadığını fark ettim. Bu oydu. Ayşe'ydi. Lise zamanı gözümün önünden bir bir geçerken o hatıralar nasıl gözümün önünden geçiyorsa kalbim de göğüs kafesimden fırlarcasına hızlı atıyordu. Gözlerini bana çevirdi. İlk defa. Lise hayatı boyunca bir kez olsun gözlerimi bulmayan gözleri bugün beni buldu. Bu anın hayalden ibaret olduğunu düşündürecek kadar umutsuz bir vakaydı bizimkisi. Boyu uzamıştı. 6 sene geçmişti. Dile kolay 6 sene. Saçları liseye göre kısaydı ve onun güzel yüzüne fazlaca yakışmıştı.
"Hoşgeldin bebeğim" diyerek Aleyna kollarını açarak Ayşe'ye sarıldı. Ayşe tedirgince "Boşbulduk" dediğinde kendime bir küfür söyleyerek gözlerimi ondan çektim. Geldiğinden beri gözümü bir saniye ayırmadan bakıyordum."Poyraz" diye Aleyna'nın adımı söylemesiyle kafamı kaldırarak karşımdaki iki kıza sırayla baktım. Gözlerim Ayşe'de takılı kaldığında Ayşe boğazını temizlerken Aleyna da "Ayşe bu, seçmelerde tanışmıştık." dediğinde elimi uzattım. Gözlerimi Ayşe'ye çevirdiğimde bu sefer de beyazın ona ne kadar yakıştığı bir kez daha yüzüne çarptı. Uzattığım elime bir bakış atarak elini uzattı. Beni tanımayacak mıydı? En azından siman tanıdık da mı demeyecekti? İlk gördüğüm anla şimdi aklımdan geçen düşüncelerin arasında dağ gibi bir fark vardı. Bu fark beni gerçek dünyadan koparacak kadar büyüktü. Omzumdan sertçe dürtülmemle silkelenerek Aleyna'ya döndüm.
"İyi misin?" dediğinde kafamı sallayarak Ayşe'ye kısa bir bakış attım ve hızla önden yürümeye başladım. Onlar arkamdan sohbet edip gülüşerek geliyorlardı. Sesi ne kadar değişse de asla neşesinden bir şey kaybetmemişti. Lisede de asla yerinde duramazdı. Her geçen saniyede zamanla değişen ve benim şahit olamadığım bir özellik günyüzüne çıkıyordu. Bunun kalbime bir acı vermesi o zamanki duygularımın yoğunluğundandı. Ondan sonra hayatıma girenleri ondan daha fazla sevmiş de olsam lise zamanımdaki o saf sevgimi söyleyememek, daha ağırdı.
🫀Umarım keyifle okumuşsunuzduuurrr. Lüütfen yorumlarınızı belirtin hepsi benim için çok değerli. Toplam sadece sizin attığınız yorumu sayısını net görmek için yanıt veremesem de ne kadar mutlu olduğumu tahmin edemezsiniz. Hepinize kocaman öpücükler.🥺💖💖💖💖💖💖💖💖