Ep: 5

1K 73 15
                                    

Ayşe'den

Gözlerime akın eden güneş ışıklarıyla yüzümü örtümün altına gizledim. Biraz daha uyuyabilirdim. Ama bir türlü uykuya dalamamıştım. Uyuyamayacağımı düşünerek komodine uzandım ve telefonumu kavradım. Saat henüz 08:28'di. Bu saatte uyanmam da gayet normaldi. Dün Emin'in yanından ayrılır ayrılmaz akşamüzeri uyumuş ve gecenin bir yarısı uyanmıştım. Ayaklarımı soğuk zeminle buluşturarak mutfağa ilerledim. Bir bardak su içtikten sonra hızlıca soğuk bir duşa girdim. Beni kendime ancak bu getirirdi.
Duştan çıkar çıkmaz ocağa yumurta koydum. Kahvaltılık malzemeleri de bir bir masaya dizdikten sonra aklıma telefonum gelmişti. Odama ilerleyerek telefonumla beraber mutfağa döndüm. Sandalyelerden birini çekip oturdum ve ekranı açtım. Gruba bir kaç kişi günaydın yazmıştı. Ben de hızlıca 'günaydıınnn' yazarak gönderdim. Bugün bizleri tanıtım için stüdyoya çağırmışlardı.

O gün dörtlü buluşmamızdan sonra sadece Emin'le ve Sancakay'la görüşmüştüm. Aradan 2 hafta geçmişti. Bu süre zarfında aklımdan her survivor düşüncesi geçtiğinde Poyraz'la olan garip bağımız da aklıma geliyordu. Eğer beni hatırlasaydı bunu söyleyeceğini düşünüyordum. Bu yüzden bu konuyu onunla konuşmamaya karar vermiştim.

Kahvaltımı yaptıktan sonra neredeyse 3 saat kadar evde oyalanmıştım. Zamanın geldiğine kanaat getirerek orada giymek üzere  yanıma alacağım bir kaç kıyafeti sırt çantama koyarak evden ayrıldım. Ablama evde olmadığımı hatırlattığım kısa bir mesaj gönderdikten sonra arabamın motorunu çalıştırarak gaz pedalına yüklendim.

Arabayı otoparka park ettim. Sırt çantamı da alarak arabadan indiğimde başka bir kapı çarpma sesiyle odağımı üç araba sonrasındaki boş yerdeki hareketliliğe çevirmiştim. Poyraz'dı. Elini kararsız kalmış gibi kaldırarak el salladığında ona el sallayarak hızlı adımlarla yanına ulaştım. Bej rengi montu ona gerçekten çok yakışıyordu.

"Selam" diyerek yanında yerimi aldığımda asansöre doğru adımlarımızı çevirmiştik.
"Hoşgeldin. Nasılsın?" demişti.
"İyiyim. Heyecanlıyım biraz, sen?" diyerek asansörün tuşuna bastım.
"Bende de aynı." dediğinde gülümsedim ve açılan kapıdan içeri girdim. Aynada kendime bakarak saçlarımı düzelttiğimde üzerime hissettiğim bir çift gözle Poyraz'ın aynadaki yansımasına baktım. Gülümseyerek bakıyordu. Ona gülümsediğimde yüzündeki gülümseme silinir gibi olurken kafasını salladı ve aynaya sırtını döndü. Çıkan sesten kat numarasını seçtiğini anlamıştım. Gözlerim sırtını bulurken ayakkabılarının tabanına kadar süzdüm onu. Filinta kelimesinin vücut bulmuş haliydi. Bu kaçınılmaz bir gerçekti.

Ben de aynaya sırtımı çevirerek yüzümü kapıya döndüm. Çıkan sesle orantılı bir şekilde kapı açıldığında otoparkın aksine fazlaca aydınlık olan koridora adım attım. O da arkamdan çıkarak yanıma ulaştı.

"Neredeydi, hatırlıyor musun? Ben unutmuşum." diyerek ona döndüm. Ama onun gözleri zaten bendeydi. Bu durum artık gerçekten çok fazla garibime gitmeye başlamıştı. Acun abinin bizim seçildiğimiz gün okuduğumuz okullardan bahsettiği aklıma geldiğinde nasıl kaçırdığımı hatırlamaya çalıştım. Aklıma Aleyna ile ettiğim sohbet geldiğinde istemsizce yüzümü buruşturmuştum. Azıcık şu ağzımı tutup sussam çoktan öğrenmiş olurdum.

"Gel" diyerek sağ tarafına döndüğünde ben de onun yanında ilerlemeye başladım. Boy farkımız yüzüme çarparken içimden 'ben kısa değilim o uzun' diye geçirmeden edememiştim. Bir görevliyle ufak bir diyalogtan sonra sonunda toplanmamız gereken odaya girdik. Çoğu kişi buradaydı. Müzik açılmış, kimi sohbet ediyor, kimi telefonla ilgileniyor kimisi de dans ediyordu.

Bana kollarını açanlara sarıldıktan sonra Emin'in yanındaki yerimi almıştım. Poyraz'a baktığımdaysa o ayakta sırtı dönük biriyle sohbet halindeydi.  Emin'le sohbet etmeye başladıktan kısa süre sonra tek tek tanıtım için çağırılmaya başlamıştık. Bu süre içinde de takımın her üyesi artık toplanmıştı. Üzerlerimizi değiştirebileceğimi söyledikleri odada üstüme siyah bir tişört giydim ve evde zaten düzleştirmiş olduğum saçlarımı düzeltmiştim. Tekrar odaya döndüğümdeyse Emin'in yerinde Poyraz'ın oturduğunu görmüştüm. Oradaki çantamı aldım ve tek başına oturan Hanzade'nin yanına oturdum. Onunla sohbet etmeye başladığımızın ilk dakikasından itibaren çok sevmiştim. Adımı duymamla derin bir nefesi ciğerlerime doldurduktan sonra ayaklandım ve odanın çıkışına yürüdüm. Tanıtım için ne söyleyeceğim konusunda bana Emin yardımcı olmuştu. İçime de sinmişti. En doğal halimle davranmaya ant içmiştim ve adada da bu böyle olacaktı. Zaman içinde değişen duygu ve düşüncelerimi en içten şekilde aktarabilmeyi de diliyordum. Biraz sivri dilliydim ve bu bana zarar verecektibiliyordum. Kendimi frenleyebildiğim kadar frenleyecek olsam da bardağın taştığı anlarda gaza basmaya devam edecektim.

Crumbs of LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin