Ep: 8

801 75 4
                                    


Bir gün sonra

Poyraz'dan

Otelde kalacağımız sürenin bir geceden ibaret olacağını zannetsem de bu böyle olmadı. Bugün burada geçireceğimiz ikinci geceydi. Kahvaltı, öğlen yediğimiz atıştırmalıkta Ayşe masada uzun süre oturmuyordu. Hatta sanki masadan ayrılmak için olabildiğince hızlı davranıp masayı terk ediyordu. Bu durum dikkatimi elbette çekiyordu. Akşam yemeği için daha önce geldiğimiz yerde masada oturuyorduk yine. Ayşe tam karşımdaydı. Bir kaç kez göz göze gelmemiz üzerine gözlerimi yüzüne çevirmeyi bırakmıştım. Aleyna'nın kocaman kahkahası ile ağzıma attığım ekmek boğazımdan zorlukla geçmişti. Kafamı hafifçe eğerek baktığımda İlayda'yla beraber gülüştüklerini görmüştüm. Eski pozisyonuma geri döndüğümde Ayşe'nin bu duruma vereceği tepkiyi görmek için gözlerim onun gözlerini aramıştı. Gözlerimiz bir kaç saniyeliğine buluşur buluşmaz sandalyesini geri ittirdi ve "Afiyet olsun" diye sesli bir şekilde konuştu. Kafamı sallamakla yetinmiştim. Bu sefer dayanamayarak arkasından ayaklandım. Yemek yediğimiz salonu geride bıraktıktan ve onların da göz temasından kurtulduğumuzda "Ayşe" diye mırıldandım.

"Efendim?" diye yüzünü bana döndü ve durdu.
"İyi misin? Keyifsiz görüyorum seni." dedim ve karşısına geçerek elimle koluna ufak bir temasta bulundum.
"İyiyim iyiyim. Sorun yok. Yorgunum, şarkı dinleyerek uyumak istiyorum sadece." diye gülümseyerek kafasını yana yatırdı ve kollarını göğsünde birleştirdi. Bu hali gözüme fazlaca tatlı gelirken ondaki gülümsemeden benim de yüzüme yayıldığını hissediyordum. Bedenimdeki heyecanı hissederken elimi şortumun cebine soktum.

"Güzel aktivite ama ilk dediklerin pek inandırıcı değil." dedim.
"Gerçekten bir problem yok ya." dedi. Şu anki enerjisi karşısında şapka çıkarılırdı. Masadayken ya da koridorlardaki bir kaç karşılaşmamızda bir kaç saniyeliğine gördüğüm yüzünde nasıl bir ifade olduğunu görebiliyordum. Şimdi ise buna fazla zıt bir şekilde mutluydu.

"Üstüne gitmek istemiyorum. Aktivitene katılabilir miyim?" dediğimde gelen adım sesleri ile arkama döndüm. Gelen Aleyna'ydı.
"Noldu ya ikiniz birden ayaklandınız." dedi ve ikimizin yanında durdu. Gözlerimi Ayşe'ye çevirdiğimde her zamanki yüz ifadesini geri takındığını yakalamıştım.
"Bir şey olmadı Aleyna. Kafa dinlemek ister ya bazen insanlar." dedi ve yüzüne belki de Aleyna'nın fark edemeyeceği alaycı bir gülümseme yerleştirdi. İkisi arasında bir problem olduğunu düşünmeye itmişti bu beni.

"Anladım. Poyraz?" diye bana döndü bu sefer Aleyna.
"Ayşe'yleyim ben." dedim ve gözlerimi kırpıştırdım.
"Pekala. Size iyi kafa dinlemeler." dedi ve uzaklaştı.

"Bunu yapmana gerek yoktu. Masaya dön ve keyfini çıkar Poyraz. Gerçekten." Bu cümleler ağzından çıkarken sesinin duygu yoğunluğundan incelediğini hissettirmişti.
"Sertap Erener sever misin?" diye aniden sormamla kaşları havalanmıştı. Gülümseyerek ona baktığımda gülerek gözlerini devirdi.
"Severim de gerçekten Poyraz, yalnız kalsam?" Bu defa beni ikna etmeyi başarmıştı. Yüzündeki mimikler ve ses tonu gerçekten yalnız kalmak istediğini haykırıyordu. Bense onu yalnız bırakmak asla istemiyordum. Onca zaman yanında durup da ne yüzünü güldürmüştüm ne de yaşını silmiştim. Ama bunların hepsini tam olarak şimdi yapmak istiyordum. Bu sefer değil diye içimden geçirdikten sonra ''Tamam. Bu sefer öyle olsun ama fazla üzme kendini tamam mı? Anlatmak istesen ben buradayım. Bir telefon kadar uzağındayım.'' dedim ve gülümsedim. Gözleri dolmuştu sözlerim karşısında. ''Gel buraya gel'' dedim ve kollarımı açtım. Burnunu çektikten sonra göğsüde birleştirmiş olduğu kollarını serbest bırakarak aramızdaki mesafeyi iki adımla kapattı ve kollarını belime sardı. Aramızdaki boy farkı şimdi daha barizdi. Ellerimden birini kafasına götürerek bir kaç kez okşadım. Bunun üzerine bedenlerimizi ayırdı.

Crumbs of LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin