2.Bölüm

709 62 97
                                    

CHROLLO'NUN AĞZINDAN;

Yarın yarışması vardı. Bugün kafeye gelip gelmeyeceğini bile bilmiyorum ama yine de kafede bekliyordum. Her zamanki yerim doluydu bu yüzden biraz daha uzak bir yere oturmak zorunda kaldım.

İçeri girdiğinde duraksayıp eskiden oturduğum yere baktı. Beni orada göremeyince endişeli bir şekilde etrafına bakıp beni aramaya başladı. Beni gördüğünde de rahatlayarak yerine oturdu.

Bu davranışı içimde olduğunu bilmediğim duyguları harekete geçirdi. Her zaman yanında olacağım diye kendi kendime söz verdim.

Yarım saat sonra telefonum çaldı. Machi arıyordu. Açarak konuşmaya başladım. Önümüzdeki hafta soyacağımız bir yer hakkında bilgi veriyordu. Dinleyerek aklıma not almaya başladım.

O an gözüm yanındaki adamla kavga eden Eurus'a takıldı. Adam Eurus'un üstüne yürüyordu. Daha önce fark edemediğim için kendime kızdım. Adamın sırtındaki ceketi biliyordum. Kenar mahalle kabadayılarından biriydi.

Machiyle olan konuşmamı kapatıp Eurus'un yanına gitmek için hazırlanıyordum ki durumu iyi bir şekilde ele aldı. Adamı kıravatından çekerek tehtit etti. Sırtındaki ceketi görmediği halde alelade bir kabadayı olduğunu anlamıştı. Bu kız çok zekiydi.

Adam cıklayarak dışarı çıkıyordu. Benim müdahale etme zamanım şimdi gelmişti.

"Teşekkürler Machi. Kapatıyorum."

Masaya para bırakarak dışarı çıkıyordum. Eurus ve garson kız tuvalete gitmişti. Adamın yanına gitmeden önce onun iyi olduğunu kontrol etmek istediğim için tuvalete girecektim ki Eurus'un garson kızı sakinleştirdiğini duydum.

Gülümseyerek dışarı çıktım. Adam denilemeyecek herifi gördüğümde yüzümdeki gülümseme solmuştu.

/"Ne bakıy-" yüzümdeki bakışı gördüğünde konuşmasına devam edemedi.

Herifi boğazından tutarak ara sokaktaki çöp konteynırına doğru fırlatım. Eurus ne kadar bir şey yok gibi davransa da korkmuştu. Kimse ona böyle bir şey yapamazdı.

Herif ayağa kalkmadan karnına gelişigüzel bir tekme attım. Kaburgaları kırılmış olmalıydı. Ağzından kan akıyordu.

/"Ned-neden böyle yapıyorsun?"

Bir de neden diye soruyor muydu? Aptal herif. Midemi bulandırıyordu.

-"Bir daha o kafeye girmeyeceksin. Başka bir kadını daha korkuttuğunu duyarsam sorunu kökten çözerim. Anladıysan kafanı salla."

Korkarak kafasını salladı. Onu hemen burada öldürürdüm ama günün bu saatinde üstümde kanla dolaşamazdım.

Yerde yatan herifin yanından ayrılarak yarınki yarışma için bir şeyler öğrenmeye gittim.
Buz patenine hayrandım ancak hakkında basit şeyler dışında pek bir fikrim yoktu. Eğer Eurus seviyorsa hakkındaki her şeyi öğrenecektim.

Yerel bir kütüphaneye giderek buz patenini araştırmaya başladım. Aradığım her yerde karşıma Enola diye bir kadın çıkıyordu. Gördüğümde kim olduğunu anlamam gecikmemişti. Sahte isim demek diye düşündüm. Gerçekten iki hayatının karışmasını istemiyordu.

Her kayışında eksiksiz kaymış ve havada dönme konusunda rekor kırmıştı. Zıplayarak 5 kere dönebiliyordu. Ve tüm bunları yaparken hep göz bandıyla kayıyordu. Bu güne kadar 100 tam puanı alan tek kişiydi. Kızıl saçlar ona çok yakışmış diye düşündüm. Neredeyse her sayfada gördüğüm bir yorum dikkatimi çekti.

'İyi hoş kayıyor ama biraz bile duygulu kaydığını görmedim'

'İnanılmaz bir patenci. Kendi duygularıyla kaydığını görmek için nelerimi verirdim...'

PEN (Chrollo x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin