12.Bölüm

413 39 47
                                    

CHROLLO'NUN AĞZINDAN:

Bu sıralar takımımın üzerinde daha fazla göz var gibi hissediyordum. Üzerimize konulan ödül yine artmış olmalıydı. Ama bu bizim için fark etmiyordu çünkü nasıl olsa bizi öldüremezlerdi.

Eurus'un ortaya çıkışından sonra yeraltında beyaz saçlı bir kızın benimle sevgili olduğuyla ilgili bir laf dolanmaya başlamıştı. Bu yüzden erkenden önlemimi alarak ortalığa daha fazla bilgi yaydım.
Herkes başka bir şey söylediği için kimse gerçek olanı bilmiyordu. Bu sayede Eurus'un görünüşü ortaya çıkmayacaktı.

Ben bunları düşünürken çoktan yolumuzun dördüncü saatine girmiştik. İllumi'nin düğününe gidiyorduk. Bu durum beni çok geriyordu çünkü Zoldyck ailesiyle hoş olmayan bir geçmişim vardı.

5 sene önce Silva ile Meteor Şehrinde dövüşmüştük. Benim kazanacağımı anlayınca geri eve dönmüştü. Sonradan duyduğum kadarıyla ailesini benden uzak durması konusunda uyarmıştı. Kalluto ve İllumi'nin takımıma katıldığı düşünülürse pek başarılı bir uyarı olmamıştı bu.

Ayrıca Kikyo da önceden meteor şehrinde yaşıyordu. Onunla anlaşabilen birisi olduğunu düşünmüyordum zaten.

Arabayı park ederek kapıyı açmadan önce Eurus'u bir kere öptüm. Hızlıca inerek kapısını açtım ve elini tuttum. Sınama kapısına doğru yürüyorduk.

Eurus arkamdan girsin istemediğim için önüme aldım ve kapının önünde durdum. Kollarımı etrafından uzatarak kapıyı açacaktım ancak o ellerini kapıya koyduğunda durarak yapacaklarını izlemeye başladım. Kapının meselesini bilmiyor olmalıydı. Küçük bir denemeden sonra hemen ellerini çekti ve uzun bir nefes aldı.

Eurus:"Anladım, açamayacağım."

Açmam için beklemeye başladı. Kendisini güçsüz hissetmemesi için açıklamaya başladım.

-"Buna sınama kapısı deniliyor. 7 tane kapı var ve her kapıda ağırlık ikiye katlanıyor. İlk kapının ağırlığı 4 ton."

Gözlerini büyüterek bana bakmaya başladı.

Eurus:"Yedinci kapı 256 ton ediyor. İlk kapıyı bile kim açabilir ki?"

Saçlarından öperek ellerimi kapıya uzattım. Sevgilim yanımda olduğu için biraz şov yapacaktım. Bütün kapıları açarak içeri yürümesi için Eurus'u belinden destekledim. Yüzüne baktığımda kızardığını fark ettim.

Eurus:"Biliyor musun, beni kucağına aldığında seni yorulmadan taşıyabilirim dediğinde kibarlık yaptığını sanmıştım."

Utandığında çok güzel oluyordu.

-"Artık yapmadığım anlaşıldığına göre o güzel elbiseni üstünden çıkarmamın ne kadar kolay olacağını da biliyor olman lazım."

Normalde pek böyle şeyler söylemiyordum ama hem yeterince gergindim hem de zaten olduğundan çok daha güzel görünüyordu. Belki düğüne geliyor olmamızdan kaynaklanıyordu bilmiyorum ama üstüne daha fazla düşmek istiyordum. Bir gün biz de evlenelim istiyordum.

Çok daha fazla kızararak yüzüme baktı.

Eurus:"Bilmiyorum. Örnekle göstermen gerekebilir."

Onu utandırdığımda intikam almayı çok seviyordu. Tam bir şey diyecektim ki bize doğru gelen auraları hissettim. Görevliler olmalıydı.

Gülümseyerek bize yol göstermeye başladılar. Normalde birkaç kere daha denenmeden asla giremezdik. Düğün günü ölüm olsun istemiyorlardı sanırım. İllumiyle eski dost olduğumuz için hiçbir sorun çıkmayacağından emin olacaktım. Masalara yaklaştığımızda bize selam vermek için bekleyen Zoldyck üyelerini görünce onların da aynı şeyi istediğini anladım.

PEN (Chrollo x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin