2

4.6K 335 44
                                    

" Aissh! Tipe bak. Çok çirkinsin lan! Sen benim bebeğim olamazsın. Seni kabul etmiyorum. Çirkin! "

Yi Fan, bebeği koltuk altından tutarak kendisinden uzaklaştırdı. Ağzından salyaları akan bebeğini suratına yüzünü buruşturarak baktı. Yirmili yaşlarının başındaydı, kariyerinin zirvesinde bir yakışıklı bir idoldü. Kendisini seven bir sürü hayranı vardı, fanları her saat katlanarak çoğalıyor, ünü tüm dünyaya yayılıyordu. Piyasadaki birçok idolden daha ünlü, birçok idolden daha tarz ve vahalı, birçok mankenden daha seksi bir vücudu vardı. Kibirli, kaprisli, soğuk ve gizemli tavırları kızların ona olan ilgisini daha çok arttırıyordu.

Donuk bakışları ve yavaş konuşması genç hayranlarını çıldırtıyordu. Her gün hayranlarından tuhaf hediyeler alıyordu. Kutuların içinden hayranlarına ait iç çamaşırları çıkamaya başlayınca şirketi tarafından sadece hayran sitelerin gönderdiği ve yaklaşık 6 kişinin incelemesinden geçen hediyeler kabul ediliyordu. Bu hediyeler genellikle kıyafetler oluyordu; Yi Fan onları sadece bir kez giyiyor ve kullanmadı kıyafetlerin yanına atıyordu. Ama bu... Şuan baktığı bebek bugüne kadar aldığı en tuhaf hediyeydi. Uzun uzun baktı Yi Fan, kollarının altından tutup, yüzüyle aynı hizaya getirdiği bebeğe.

" Bana öyle bakma tuhaf yaratık. Alt tarafta işler pek iyi gitmiyor yani sen benim bebeğim olamazsın. "

" Kesinlikle senin bebeğin değil " dedi iç sesi Yi Fan'ı rahatlatmaya çalışarak.

" Ne bakıyorsun? Neye gülüyorsun sen, bana mı gülüyorsun? Sence komik bir suratım mı var? Kızlar bu surata bakmak için ölüyor be. Bok surat! Gülme bana, gülme dedim sana! " Bebek, Yi Fan'ın sesini her yükseltişinde kahkahasını arttırıyor, ağzından akan salyalar Yi Fan'ın eline damlıyordu.

" Yaaa! Seni küçük pipili! Komik mi? Sence yüzüm komik mi? Seni en yakın zamanda geri göndereceğim! Bana alışma! "

Yi Fan, arka cebinde titreyen telefonunu almak için kucağındaki minim bedeni yavaşça sol tarafına alarak büyük elini bebeğin beline dikkatlice yerleştirdi. Bişta kalan eliyle arka ceninde titreyen telefonunu çıkardı. Ekranda yazan isimle derin bir nefesle doldurdu ciğerlerini.

" Kai, neredesin? "

" Kris, evinin önünde çok fazla magazin muhabiri var! Nasıl geleceğim yanına? "

" Bilmiyorum Kai, bir yolunu bul. "

" Kris, gelemem "

" Kai, sen de mi Kyuhyin gibi bırakmayacaksın değil mi? O bacaksız işe yaramazı da şirketten kovduracağım! Kimin olduğunu bilmediğim bir bebekle başbaşa kaldım. "

" Kris, yapabileceğim birşey yok gelemem. "

" Yaaa! Yapma! Sana yapma dedim! Sana ya... Kai! Bu bebek yanağımı emiyor, çabuk gel! "

" Kris, sen beni anlamıyor musun? Gelemem! "

" Gel dedim! " Yi Fan, telefonu en yakın arkadaşı Jongin'in suratına kapatarak koltuğa attı.

" Acıktın mı? Acıktıysan neden beni kemiriyorsun? Ayşş! Mükemmel yüzüme damağını mı sürüyorsun? Bunu yapma. " Yi Fan, bebeğin küçük bedenine iki elini dolayarak büyük salonun içinde gezmeye başladı.

" Bakalım annen olacak o tuhaf kadın başka bir şey yazmış mı? " Yi Fan, bir elini bebeğin sırtından çekerek pusetin içini karıştırdı

" Tahmin ettiğim gibi küçük pipili, annen hiçbir şey bırakmamış tuhaf notundan başka. Adın ne senin? Bana cevap versene? Huh? Yoksa küstün mü bana? Küsersen küs ben de sana küserim. " Yi Fan, boynuna yaslanan küçük kafayla ürperdi birden. Tarif edemediği bir duygu yayıldı tüm bedenine. Kucağındaki bedenin yavaşça inip kalkan göğsünü hissetti bir müddet. Bedeninde hissettiği bu hisle gülümsedi. Belki de dünyanın en güzel hissiydi bu hissettiği. Yavaş adımlarla ilerledi odasına, kucağındaki bebeği uyandırmamaya çalışarak. Büyük yatağının üzerine yavaşça bıraktı kolları arasındaki minik bedeni. Ismini bile bilmediği bu küçük beden inun muydu şimdi? Ona mı aitti tamamen? Her şeyiyle ondan mıydı? Peki ama bu nasıl olabilirdi ki? Tüm bu soruları düşünürken usulca uzandı Yi Fan, bebeğin yanına. Ona nasıl bakabikirdi ki? Bir idoldü, hem de kaprisli, bencil bir idol. Nasıl " Baba " olabilirdi bu masumluğa? Asla olamazdı. Tüm bu düşünceler bir anda dağılmıştı zihninin farklı yerlerine. Bir şey yeşeriyordu yanında yatan bebeğe baktıkça. Yanakları yukarı kalkıyor dudakları ince bir çizgi oluyor, bir tebessüm yayılıyordu yüzüne bebeğin uyurken çıkardığı tuhaf sesler ve gülümseyen yüzüyle. Ağır ağır kapanıyordu gözleri bebeği izlerken.

. . . . . . . . . . . ..

" Sence onu uyandırmalı mıyız? "

" Çok tatlı görünüyorlar bence Kai, bırakalım uyusun. "

" Kris bebeğin üzerinde olduğunu ve yüzünü yaladığını öğrenince delirecek Kyungsoo. "

" Bence onu sevecek, ben inanıyordum şimdi gidelim. "

Yi Fan, yüzünde hissettiği ıslaklıkla açtı gözlerini.

" Huh? Küçük pipili! Sana yüzümü yalama demedim mi? "

" Ona küçük pipili mi diyorsun? " Yi Fan, üzerindeki bebeği yanına dikkatlice koyarak yatağında doğruldu

" Ah! Kai ve Kyungsoo. Içeriye nasıl girdiniz? "

" Sitenin görevlisinde anahtar vardı, onunla girdik. Kris, içeriye gelsen iyi olur. " Yi Fan, Kyungsoo'nun teditgin ses tonu nedeniyle Jongin'e döndü

" Bir şey mi oldu? "

" Içeriye gelince görürsün. "

Yi Fan, ayaklarını yataktan sarkıtarak ayağa kalktı, yatakta uzanan ve ellerini havaya kaldırıp kendi kendine kahkaha atan mibik bedeni kucağına aldı. Kyungsoo ve Jongin'in peşindek oturma odasına ilerledi.

Bir anda olduğu yerde donakaldı Yi Fan. Karşısında kendisine sinirle bakan patronunu görünce tedirgince selam verdi.

" Üzgünüm Yi Fan ama Bay Lee So Man'ın bunu bilmesi gerekiyordu. "

" Otur Kris! " Yi Fan, bağlı olduğu şirketin sahibi Lee So Man'ın dediğini yaparak beyaz tekli koltuğa oturdu.

" Bu bebek, senin mi? "

" Bir önemi yok! Senin olsa bike bu bebeğe bakamazsın sen. Bir idolden baba olmaz, o yüzden bu bebek bizimle birlikte bu kapıdan çıkacak ve senin bebeğinse bile obu bir daha asla göremeyeceksin. Bir çocuk esirgeme kurumuna yerleştirilecek! "

" Hayır, hayır! Buna izin veremem. O benin bebeğim, ben obun babasıyım ve ona bakacağım. "

" Demek senin bebeğin? " Lee So Man tek kaçını havaya kaldırarak sorgulayan gözlerle Yi Fan'a baktı.

" Peki, DNA testi yaptıracağız ve test sonuçları belli olana kadar bebek seninle kalabilir. Bebek senin değilse gider, seninse... O zaman düşünürüz. Yine söylüyorum bir idolden baba olmaz. "

" O zaman ben bir ilk olacağım. "

Lee So Man kapıya doğru yürümüş ve Yi Fan'a son bir bakış atarak dışarı çıkmıştı.

" Sizce bunu başarabilir mi Bay Lee So Man? "

" Başaramaz tabii ki, o Kris. Bunu asla başaramaz. Sanırım yıllardır onu değiştermesini beklediğimiz şey o evde Kris ile beraber. O çok genç, hepinizden daha asi, daha hırçın. O bebek onu değiştirecek tek şey.

. . . . . . .. .

Yi Fan, Lee So Man ve arkadaşlarının gidişinin ardından telefonunu eline alarak internetteki iş ilanlarına bakmaya başladı. Gözüne takılan bir numarayı hızla tuşladı.

" Iyi günler ben ünlü rapçi Kris. Yiğenime bakması için şirketinizdeki en iyi bakıcıyı istiyorum. "

" Peki, Bay Kris. Sizin için en iyi bakıcımızı göndereceğiz. Adresinizi alabilir miyim? "

" SM binasına gönderin! " Yi Fan, telefonu kadının suratına kapatarak kucağındaki bebeğe baktı.

" Şimdi sana bir isim bulalım küçük pipili. Artık burada benimle kalacaksın. "
* * * * * * * *

Biliyorum, biraz geç gelen bir bölümdü ama bir sürü hikayem var ve YGS yaklaştığı için sırsat bulup yazamamıştım. Bugün yeni bölüm yazayım dedim. Umarım beğenirsiniz.

Telefondan yazdığım için hatalarım olabilir lütfen affedin

Olumlu ve olumsuz görüşlerinizi bekliyorum.

- Kisses.

VIVACIOUS (KRAY FANFİC) (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin