3

4.2K 333 150
                                    

Yi Fan, kucağındaki küçük bedeni üçlü koltuğa dikkatlice yatırarak tekli koltuğa doğru ilerledi. Güçlü kollarıyla tekli koltuğu tek hamlede üçlü koltuğa yaklaştırdı.

" Şimdi sen burda oturacaksın küçük pipili. Ben de içeriden kağıt kalem alıp geleceğim. " Yi Fan, odasına doğru ilerlerken aniden geri dönerek tekli koltuğun üzerine dikkatlice bıraktığı küçük bedenin etrafına koltukların üzerindeki dekorasyon için kullanılan yastıkları dizdi. Birkaç adım atmış fakat tekrar geri dönmüştü. Büyük televizyonun önündeki, büyük ve yumuşak renkli yastıkları yere dizdi.

" Bak, geri döndüğümde orada olmazsan seni aramaya çıkmam söyleyeyim tamam mı? Anlaştık mı? Ayyyş, neden bana gülüyorsun. Ben sonun bok suratına bakıp gülüyor muyum? Cidden sinir bozucusun? "

Yi Fan, hızlı adımlarla devasa oturma odasından yatak odasına yöneldi; birkaç dakika sonra elinde bir defter ve bir kalemle geri döndü devasa oturma odasına.

" Beni dinleyip orada oturduğun için ödül olarak birlikte bira içerken VS defilesini izleyebiliriz. Serhoş olmazsın değil mi? "

" Ah! Demek konuşmamakta kararlısın. Tamam, ben konuşurum. Şimdi birkikte kalacağımıza göre bazı kurallar hakkında konuşmamız lazım. Ama önce sana bir isim bulalım değil mi? " Yi Fan, telefonunu koltuğun üzerinden alarak arama motoruna tıkladı.

" Bakalım bakalım ne yazsak? Ah! Seksi erkek isimlerine ne dersin? "

Yi Fan, başparmağıyla ekranı aşağıya doğru kaydırmaya devam ederken yüzünü buruşturdu.

" Wtf? Seksi erkek isimlerinden bir şey çıkmayacak sanırım. Çin erkek isimlerine bakalım... Bakalım neler varmış "

" Ah, buldum. Şimdi ben sana beğendiklerimi söyleyeceğim, sen de seç birini tamam mı? "

Yi Fan, telefondan gözlerini ayırarak karşında yumruk yaptığı elini emen küçük bedene baktı.

" Ah! Sen beni dinliyor musun? Burada baban konuşuyor sen orada elinimi emiyorsun? Çok saygısızsın ayşş "

" Yaaa! Ciddiyim, bana bak ya! Baba konuşuyor burda neden beni dinlemiyorsun ha? Şimdi sana bulduğum isimleri söyleyeceğim bana en çok sevdiğini söyle tamam mı babacık?

" Gan... Gan'a ne dersin? Hah? Beğenmedin mi? Peki, başka... Bai.. Bai'yi beğendin mi? Beğenmedin mi? Ah! Bak Kun, Kun olur. Ne beğenmedin mi? Dilini mi yuttun? " dedi Yi Fan, telefonu yüzünden çekerek karşısındaki küçük bedene baktı.

" Ah! Bana dilini mi gösteriyorsun? Demek dilin var. "

Yi Fan'ın karşısındaki tekli koltukta oturan küçük beden dilini çıkartarak dudağı ve çenesinin arasındaki kısımda oynatıyordu.

" Enlai, ah olmaz enayi gibi oldu bu. Daha benvari bir şey bulmamız lazın sana. Benim oğluma yakışır bir isim olmalı... Ahhh buldum. Bing.. Bong.. Bing Bong. "

" Asejsjd "

" Ahh! Demek sevdin ismini. " dedi Yi Fan, tekli koltukta oturan bebeğin anlamsız kelimelerine cevap olarak. " O zaman bundan sonra adın Bing Bong... "

Yi Fan, bir süre izledi Bing Bong'u, elini havaya kaldırmış kocaman açtığı gözleriyle elini inceleyen Bing Bong'a baktı bir süre daha.

" Şimdi ne yapmalıyız? Babasının küçük oğlu acıktı mı? Pizza ve şaraba ne dersin? Harika olur değil mi? Sen burada bekle ben pizza sipariş edeceğim. " Yi Fan telefonunu alarak odanın köşesine ilerledi. Telefonunda kayıtlı olan numarayı çevirdi hızlıca.

VIVACIOUS (KRAY FANFİC) (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin