- Okula gitmek istediğinden emin misin?
- Evet. Derslerden fazlasıyla geri kaldım.
İç çekip, gözlerimi filme çevirdim. Kesinlikle odaklandığım şey film değildi. Yarın okula gidecekti ve ben yeterince tedirgindim.
- Jungkook. Ben iyiyim.
İçimdeki patlamaya engel olamıyordum.
- Yarın olmayabilirsin ama!
Sessiz kalıp, gözlerini üzerime dikti.
- Önüne dön.
- Yah! Pis tavşan. Tavır yapma bana!
Mızmızlanmasına karşı dudaklarımı yaladım.
- Tavır yapmıyorum Yeon! Korkuyorum!
- Jungkook iyiyim ben. Kendimi koruyabilirim.
Alayla gülüp, başımı iki yana salladım. Asla anlamak istemiyordu ya da beni yatıştırmaya çalışıyordu.
- Yeon. Konu kendini koruyup, koruyamaman değil. Zarar görmen. Sadece fiziksel değil. Mental olarak da görmenden korkuyorum.
- Ohoo. O zaman benim şu an tımarhanede olmam lazımdı. Oğlum, sen benim nasıl burada olduğumu düşünüyorsun? Niye psikoloji seçtiğimi sanıyorsun? Jungkook ben mental olarak sorun yaşasaydım şu an burada yanında olmazdım.
Bakışlarımı ona çevirdiğimde omuz silkmişti. Gözlerimdeki burukluk açıkça gözüküyordu.
- 1 Eylül'de ne oldu Yeon?
Aniden sorduğum soruyla afallamıştı.
- N..ne alaka ş..şimdi 1 Eylül?
- Ne oldu dedim Yeon.
Yutkunup, filme döndü. Eğer bu durumdaysak onunla ilgili bilmediğim her şeyi bilmeliydim.
- Bunların bir önemi yo...
- Anlatacak mısın, ben mi araştırayım?
Titrek nefesini bırakıp, elindeki mısır kasesine çevirdi bakışlarını.
- Babamın gittiği gün.
Gözlerim şaşkınca açıldığında gelişigüzel bir küfür savurdum. Al işte. Israr edersen böyle olur.
- Yeon...
- Bir şey söylemek zorunda değilsin. Alıştım.
Zoraki bir tebessüm edip, tekrar filme döndü.
- Sadece. Bilirsin işte. On dört yaşındaki bir kız çocuğunun, gelişim döneminde ve arkasında her zaman aradığı baba desteği söz konusu.
Omuz silktiğinde ona doğru dönmüştüm.
- Üzgün müyüm, bilmiyorum. Ama beni mental olarak daha fazla yıkabilecek bir şey yok. O yüzden endişe etme Jungkook.
Gülümseyip, bana döndü.
- Ayrıca hayranlarınızın sizi paylaşamadığını biliyorsun. Sorun değil.
Kucağındaki kaseyi alıp, masanın üzerine bıraktım. Başını tutup omuzuma yasladığımda kolları çoktan belimi sarmıştı.
- 1 Eylül'de yaşadığın her şeyi unut. O gün dünyaya ben geldim. Şimdide yanındayım.
- 1 Eylül'ü sevme nedenimsin.
Saçlarının arasına ufak bir öpücük kondurup, çenemi başına yasladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Sevmedim/Yarı Texting/
Fanfiction- Yeon, sana ihtiyacım var. Yeon başını iki yana sallayıp, burukça gülümsedi. - Sevmediğin birine ihtiyacın olmaz, Jungkook. Jungkook hatırladığı yazışmayla kaskatı kesilmişti. - Şunu hatırlatıp, durma! - Gerçekler acıdır Jeon. Sevmediğin birini...