aramızda dağlar yollar yıllar varken, seni bana sımsıkı sarılı görenler olmuş.

14.9K 2.1K 1.2K
                                    

aşırı garip bir bölüm uyarısı!!

"bu filmden nefret ediyorum." diye mırıldandı taehyung hemen yan tarafımdan. aynı zamanda da ileriye doğrulttuğu kumanda ile kanal değiştirmeye devam ediyordu. ben ise kanepeye iyice yayılarak oturmuş hızlı hızlı geçtiği kanalların değişen ışıklarının gözümü almasına müsaade ediyordum. "neden?" dedim sakin bir sesle. omuz silktiğini hissettim. ya da hareket etti. herhangi bir şeydi. televizyona baktığımdan göremedim. "kadınları aşağılayıp her şeyi bel altına vurarak komedi yapıldığını sanıyorlar. bu film sektörü için çok aşağılayıcı bir şey." diye açıkladı kendini. buna karşın alt dudağımı hafifçe sarkıttım ve ofladım. sıkıldığımdan değildi. sohbetinde herhangi bir saçmalık bulduğumdan da değildi. bence oldukça haklıydı fakat ben sahiden de fazlasıyla mayışıktım. ciddi konuşmaları beynim doğru düzgün algılamıyordu bile. "doğru dedin." diye mırıldandım sadece. o da oldukça ilgisiz olduğumu fark ederek bakışlarını bana çevirdi. bir süre koca gözlerini üzerimde tuttu.

taehyung'un garajında buluşmuştuk. iş çıkışımdı ve deli gibi yorgundum fakat onu reddetmek istememişti canım. o da yorgunluğumdan faydalanıp hemem ayartmıştı beni zaten. bir de garajı seviyordum. bir mekan insana nasıl tebessüm ettirebilirdi bilmiyordum lâkin bu yaşanıyordu işte. sanırım memnundum. saatlerdir taehyung ile içerideydik. gece yarısını devirmiştik bile. sanırım bu pantolonlarla yapılan pijama partisi gibi bir şeydi zira bir sürü saçmasapan şey yapmıştık. buna kim daha güçlü diye tartışıp aniden kendimizi, birbirimizi yere devirmek adına kilimin üzerinde savaşırken bulmamız da dahildi. gerçekten aptalca ve çocukça tonla şey yapmış, daha da yorulmuştuk. biraz da içmiştik. bayan kim'in özenle dizdiği şarap şişelerinden birini patlatmıştık yani. ikimize de sarhoş diyemezdim ancak saçma sapan her şeye gülüyorduk. çakırkeyiftik. şimdi de ben mayışık gözlerle ekrana bakarken taehyung, hâlen pırıl pırıl ve canlı olan irisleriyle beni süzüyordu işte. sanırım güzel bir gün olmuştu onun için. ben de bu hissi sevmiştim.

"sıkıldın mı?" sorusuyla genişçe oturduğum koltukta kıpırdandım. "sıkılmadım. uykum geliyor sadece." kendimi açıkladım hızlıca. anladığını belirtir şekilde başını salladı. "uzanabilirsin istersen, sorun olmaz." başımı hafifçe kaldırıp gözlerine baktım. ben ona kıyasla daha yayık, pelte gibi oturduğumdan yüzünü görebilmek için kafamı kaldırmam gerekiyordu. "kanepe küçücük. uzanırsam sığamayız ki ikimiz." diye reddetmeye çalıştım onu. haklıydım da. boylarımız ve ağırlıklarımız, boşlukta kapladığımız alanların boyutu birbirine yakındı. bu yüzden kesinlikle sığmamız çok zordu o vaziyette.

sözlerimin üzerine taehyung beni omuzlarımdan tuttuğunda, şaşkınca suratına baktım. hızlı bir hareketle yere paralel hâle getirdiği bedenimi koltukta oluşan boşluğa sığıştırıp kafamı da dizine koymamı sağladı. "taehyung!" diye söylendim ve kalkmak için yeltendim anında. çok çabuk şımarıyordu bu koca oğlan. "ne?" dedi benimle aynı sitemli ses tonuyla. kalkmama izin vermedi. yüzüm yan bir şekilde dizinde kaldı ve ben kıvrılarak koltukta uzanır hâle geldim. kalkmamam için tutuyordu da beni, biliyordu kaçışacağımı. tam da bu yüzden dizi yanağıma baskı yapıyor ve dudağımın, yanağımın tombullaşıp bükülmesine neden oluyordu.

"ulan taehyung!" diye söylendim uzandığım yerde son kez hareketlenip. "ulan fransız.." yan şekilde uzandığımdan sesim çok da komik çıktı. taehyung, iç çekti. "bir kere uysal olsan ölürsün." diye sitem etti bana. onu sahiden de çok uğraştırdığımı düşündüm bu esnada. benden bıkmasını, sıkılmasını istemiyordum. etrafımı saran durumlar çok yeniydi ve ben daha onları tanıyamadan beni bırakıp gitsinler istememiştim. bu yüzden debelenmeyi bıraktım ve dizlerimi biraz daha kendime çekerek, "rahat mısın sen bari?" diye mırıldandım. ona azıcık daha yer açtım. taehyung, "hmhm.." diye mırıldandı. "hiç böyle rahat olmamıştım." dalga geçtiğini düşündüğümden gülerek karşılık verdim. ama o gülmedi. benim gülüşüm de sonrasında durdu zaten.

litost. ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin