söyle ah hırçın, hep cesur ve asi ruhum; şimdi mi sevmekten korkuyorsun?

15.8K 2K 1.5K
                                    

merhaba mutlu olsunlar mı gerçekten ya

taehyung'un odasındaydım. tam olarak odasında, yere serili dikişli kilimin ortasında duruyor ve düşünüyordum. geldiğim nokta tam olarak burasıydı. kendimi bildim bileli taehyung ile kavgalıydık ve ben onun suratını görmemek için sokağına dahi sapmaz, yolumu uzatmak pahasına olsa bile başka sokaklardan geçerdim ve şimdi yaşadığı evde, uyuyup uyandığı; en güzel rüyalarını gördüğü, vaktinin çoğunu geçirdiği yer olan odasındaydım. bu durum zihnimde büyük elektriklenmelere neden olmuş, birkaç trafoyu patlatmış ve sanıyorum ki her şeye rağmen iyi hissettirmişti. bir şekilde bu durumu benimsemiştim.

ilk kez görüyordum odasını. seneler boyudur tanışıklığımız olmasına rağmen hiçbir zaman odasına girecek kadar yakın değildik. ben ileri gidebileceğim en uç noktanın, gecenin bir köründe yanan sarı sokak lambası ışığında, penceresinin altından ve örtülü perdesinin aralığından görebilmem olduğunu sanıyor, bunun bana müstahak olduğunu düşünüyordum açık olmam gerekirse. üstelik bu role girmek de pek benlik değildi. üzerime giymeye çabaladığım pişmanlıkla ilmek ilmek dokunmuş bu gömlek bana beş, on beden büyüktü.

buraya gelmeden önce taehyung ile garajda buluşmuştuk esasında. biraz sarılmış ve gün yorgunluğunu üzerimizden atmaya çabalamıştık ancak iyice sersemlemiştik doğrusu. biraz televizyon izlemiş, filmdeki oyuncular hakkında sıkı bir kavgaya tutuşmuştuk. yersiz bir hakaretleşmenin sonucunda bu tartışmayı gülerek noktalamıştık zira yaptığımız şey deli saçmasıydı. yine de taehyung'u bir daha aquaman izlememeye ikna etmiştim zira amber heard denen kadın tam bir psikopattı. bana hayır diyememişti. ardından taehyung bana annesi ve babasının işte olduklarından, geç saatte eve döneceklerinden söz etmişti. böylece bir şeylere ikna olan kişi ben olmuş ve bu odasına çıkma olayına onay vermiştim. başta tereddütlüydüm zira ya erken gelirselerdi diye düşünüyordum fakat taehyung'a hayır diyememiştim. birbirimize farklı konularda yenik düşmüştük ve sonuç itibariyle odasındaydım işte.

odası gerçekten güzel ve genişti. açık, ferah renk tonlarına uygun düzenlenmişti her şey. duvarlarda bazı müzik gruplarının posterleri vardı. kapısının arkasına çakılmış çivide yığınla ceket ve çanta asılıydı. her köşede bir saksı bitkisi, kitaplığını kaplayan epey iyi bakılmış sarmaşıklar vardı. kırk yıl düşünsem taehyung'un yeşil bitki manyağı bir insan olacağını düşünmezdim lakin öyleydi işte. aptal herif beni şaşırtacak saçma bir şey mutlaka buluyordu. kitaplığında bir sürü roman, çizgi roman ve manga vardı. klasiklerden tutun, adını dahi duymadığım bir sürü eser sırasıyla dizilmişti ceviz rengi raflara. tabii, ben odasını kendi kafamda dizmiş ve düzenli kabul etmiştim zira taehyung darmadağın biriydi. hiçbir şey olması gereken yerde değildi ki, bir şeylerin düzen içerisinde olmasına daima ihtiyaç duyan biri olan benim için bu oda bir felaketti. yine de içerisinde kendine özel bir banyo vardı. bu büyük bir artıydı.

''sana rahat kıyafetlerimden vereyim.''

taehyung'un mırıltısıyla etrafı incelemeyi bıraktım ve bakışlarımı dolabına doğru ilerleyen hevesli bedenine çevirdim. onaylar biçimde başımı salladım. son zamanlarda yaptığımız her şey için ekstradan hevesleniyor, mutlu görünüyordu. bu da beni aklıma dahi gelmeyecek şeyleri yapmaya itiyordu. mutlu olması için son paramla topaç almıştım ona, öpmüştüm onu ve sadece bir kez de yapmamıştım bunu. ikinci seferi de olmuştu işte. bunlar benim yapmayacağım hâlde isteyerek yaptığım şeylerden birkaçıydı. ayrıca taehyung, o topacı kitaplığındaki raflardan birine yerleştirmişti bu arada. daima gözlerinin önündeydi yani. buna sevinmiştim.

taehyung, elinde tuttuğu gri ve oldukça bol görünen tişörtüyle yine aynı renkte eşofmanını bana uzattı. "en sevdiğim tişörtüm bu." dediğinde hafifçe gülümsedim ve elindekileri aldım. "o zaman benim de en sevdiğim tişörtün bu." dedim. bu da onu gülümsetti. birbirimize bakıp salak ile avanak gibi sırıtmak son zamanlarda çok sık yaptığımız bir şeydi ve yeniden bunu yaşamamak için elimdeki kıyafetlerle birlikte banyosuna ilerledim. "içeride giyinebilirim, değil mi?" diye sordum. içerinin müsait olup olmadığı konusunda izin almam gerekir diye düşünmüştüm. taehyung'dan onay aldığımda ise kendimi direkt içeriye attım.

litost. ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin