14. Bölüm: "Gecenin Sürprizleri"

2K 150 403
                                    

Oy vermeyi unutmayın lütfen emeğe saygı rica ediyorum🙏🏻

Okuma sayısı çok ama okuma sayısına göre gelen oy sayısı az. Lütfen oy vermeden geçmeyin.

Keyifli Okumalar 💙

_________________

Başımı, Doruk'un omzundan çekerek kollarımı da bedeninden uzaklaştırdım. Gözlerim, gözlerine bakarken sevinçle parlıyordu.

"Onu nerden buldun Doruk?" diye sordum. Mutluluğumun, yüzüme de yansıdığından emindim. Bir süre bana baktı, gülümsemesi yok olmuş, şimdi ciddileşmişti.

"Sınıfta düşürmüştün. Vermek için uygun anı bir türlü yakalayamadım," dediğinde kocaman gülümsüyordum ona. Çok özlemiştim kolyemi. Yıllar sonra, boynumdan çıkmıştı o gün.

"İzin verirsen ben takmak istiyorum," dediğinde bir süre birbirimize baktık ikimiz de. İtiraz edemeyecek kadar mutluydum. Kafamı salladıktan sonra, arkamı döndüm ona.

Saçlarımı elimle yukarı kaldırdığımda, bir süre bakışları ensemde gezdi. Daha sonra yavaşça yaklaştı kolyeyi takmak için. Soğuk parmakları, boynumda dolaşıyor ve bu içimi ürpertiyordu.

Aynı zamanda tarifsiz bir his oluşturuyordu bedenimde.

Tolga, şok olmuş bir şekilde bize bakarken ikimizin de bundan haberi yoktu. Daha doğrusu, Doruk'a bakıyordu. Keşke dedi Tolga, keşke bütün bunlar sadece kötü bir kâbus olsa...

________________

"Sanırım onu öldürmek hatta parçalamak istiyorum," dedi Aybike milyonuncu kez. Çok içmişti ve çok sarhoştu. Berk'in, ona partideki en güzel kız olduğunu söyledikten sonra başka bir kıza daha aynısını dediğinden bahsediyordu.

Bıkkınlıkla içimi çektim.

"Kim dedi ki sana bu kadar iç diye?" dediğimde umursamazca omzunu silkti. Tek bir yudum dahi içmemiştim. Alkol kullanmak istemiyordum.

"Sana bakıyor..." dediğinde kimi kast ettiğini anlamak için etrafıma bakındım bir süre. Doruk'u, işaret ettiğinde gerçekten bana baktığını fark etmiştim. Hızla elini indirdim.

Beni utandırıyordu.

"Yapma şunu!" diye homurdandım. Doruk, yanlış anlayacaktı. Tolga'nın uzun zamandır yanımıza gelmediğini fark edince, etrafıma bakındım merakla.

Nereye kaybolmuştu?

En son içecek bir şeyler almaya gitmişti. Aybike'yi, bu halde yalnız da bırakmak istemiyordum. Hemen yanımda, Berk'i görünce hafifçe omzuna dokundum.

"İki dakika yanında kal. Sakın yalnız bırakma. İlk defa bu kadar içti," dediğimde bir süre gözlerini üstümde gezdirdi ve Aybike'ye baktı. Daha sonra, kafasını sallayınca hızlı adımlarla ordan ayrılmıştım.

Gözlerim kalabalığı taradı. Hiç bir yerde yoktu. Ordan ayrılıp, merdivenlerden yukarı çıktım. Belki başka bir yere gitmiş olabilirdi. Burdan ayrılacağını düşünmüyordum, buralarda olmalıydı.

Terasa çıktım ama hiç kimse yoktu. Derin bir nefes aldım. Temiz hava iyi gelmişti. Kalabalık, ruhumu daraltmıştı. Üstelik, alkol kokusu midemi bulandırıyordu.

Şehrin ışıklarını seyrederken, omzumda hissettiğim el bir anda korku dolu bir ses çıkartmama neden oldu. Ancak Doruk'u görünce rahatlamıştım.

"Bir sorun mu var?" diye sorduğunda yeniden önüme döndüm. Biraz ileriden aldığı şişe ve iki bardağı görünce yutkundum.

"Alkol kullanmıyorum," dedim kesin bir ses tonuyla. En nefret ettiğim şeydi alkol. Üstelik, reşit değildim. Bu bir suçtu. Ama şu an yasaları, kanunları umursayan kim?

Çalı Gülü|AsDorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin