30~ {Part two}

1.5K 163 855
                                    

Selamlar, ben geldim luvs.

Bana göre Y&B'nin şimdiye kadarki en güzel bölümlerinden birisine hoş geldiniz. Söylediğim şarkılarla okumanızı şiddet ve daha fazla şiddetle tavsiye ediyorum. Yazım ve ya çeviri hatalarım varsa şimdiden özür dilerim.

The Neighbourhood - Daddy Issues (tabii ki bu bölüme bu şarkıyı koymadan geçemezdim.)

Sam Smith -Fire On Fire

Cigarettes After Sex - Apocalypse

Sufjan Stevens - Mystery Of Love

Olayların gelişme enerjisine göre hangi şarkıyı dinlemeniz uygun olur anlarsınız bence. Zaten dediğim sırayla gidin ortam mükemmel oluyor. Neyse fazla uzatmadan.

Keyifli Okumalar.

"Pekala beyler, fısıltılarınızı kesin." diye aniden konuşup, arkasını döndü ve yolunu tekrar onlara doğru çevirdi. Harry'e bakmayacaktı, aynı lanet odadayken onun hakkında fısıldamalarına izin vermeyecekti, bunların hiçbirinin onu etkilemesine izin vermeyecekti, Harry'e bakmayacaktı. Aşık olduğu Harry'e bakmayacaktı. Siktir.

"Evet, babam geliyor. Hayır, onu o zamandan beri görmedim... Ne zaman olduğunu hatırlamıyorum. Bu yüzden bugün heyecan verici bir gün olacak. Ama bence en iyisi önce temiz bir pantolon giymeli ve sadece olayın içine dalmalıyım, değil mi? Şimdi, tabii ki kalabilirsiniz," - kalmamaları için dua ediyordu. neden kalsınlar ki?- "Ama berbat bir şekilde size eşlik edeceğim. Geldiğiniz için teşekkür ederim, size minnettarım çocuklar. Gerçekten isteyebileceğim en iyi arkadaşsınız." Gülümsemesinin etkilenmemesini ve tavrının gevşemesini umarak sırıtıyordu.

Ama elbette, Zayn onun içini görüyordu.

"Rol yapmana gerek yok, Louis." diye mırıldandı, gözlerini kapatarak Louis'nin ruhunu bir kirpik dalgası üzerinde kesip attı. "Ve istersen gide biliriz. Yaygaraya gerek yok."

Louis gözlerini kırpıştırdı.

"Ya da kalabiliriz!" diye Liam umutla teklif etti.

Harry sessiz kalıyordu, bir kasını bile kıpırdatmıyordu.

Ne yapacağını bilmez halde, Louis Niall'a baktı. Çünkü, o ne yapmalıydı? Onları burada istiyordu, arkadaşlarının rahatlatmasını istiyordu, istiyordu. Ama bu çok bencilce değil miydi? Onları bu karmaşanın içine çekmek? Ve daha da kötüsü, Harry vardı- ona bakamıyordu bile, çünkü onun avuçlarını öpmek ve ya boynunu koklarken buklelerini kulağının arkasına tıkıştırmak gibi çılgınca bir şey yapacağından korkuyordu.

Niall kocaman, boş gözlerle arkasına bakıyordu. Teslim olarak ellerini kaldırdı. "Bu benim ligim dışında, dostum. Sen karar ver."

Bir başka sessizlik anı daha geçerken, Zayn yavaşça Louis'ni inceliyor, Liam endişeli bir şekilde ikisi arasında bakıyordu ve Harry asla gözünü kırpmıyordu.

Ne yapacağına dair hiçbir fikri yoktu.

"Eğer istersen gidebilirim." diye aniden Harry'nin alçaktan sesi duyuldu.

Birlikte, bütün gözler ona döndü, Zayn ve Liam şaşkınlıkla boyunlarını uzatmıştı. Harry'nin gözleri Louis'ni asla terk etmiyordu, Üzgün, temkinli, yalvaran. Bakışlarını tutmak fiziksel olarak canını yakıyordu.

Y&BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin