Hellop. Ben geldim, nasılsınız?
İyi hissediyorsanız bile bölüm birazdan ağzınıza sıçıcak benden demesi.
Çok fazla bir şey diyemiycem. Diğerlerine karışmam ama sadece 2 şarkıyı dediğim yerde açın öyle okuyun. Yazım ve ya çeviri hatam varsa şimdiden özür dilerim.
Lana Del Rey - Goodbye Kiss
Lorde - Liability
Harry Styles - Fine Line
Birdy- Wings.
Şimdiden geçmiş olsun.
Keyifli okumalar.
Ve şimdi hepsi giyinmiş ve gitmeye hazırlardı - Louis sarı bir hırka ve beyaz bir polo pantolon, Harry sarı işlemeli bir bluz ve özel dikim bir pantolon giyiyordu, buklelerinin arasına sıkıştırdığı bir nergis, Louis'nin kafasında aşk soneleri okutuyordu- öğrencilerin, gazetecilerin ve kamera ekiplerinin ortasında çocukları rotalarında görmek için nehrin bir tarafında toplandılar.
"Lanet olsun burası kalabalık." diye bağırdı Louis ve Zayn gururla gülümsedi.
"Daha da kötüleşecek," dedi sesini yükseltmeden, ama bir şekilde duyulabiliyordu, sekize tırmanmak üzere olan Liam'a el sallıyordu, Niall -kelimenin tam anlamıyla kalabalığa öpücükler gönderiyordu- hemen arkasından onu takip ediyordu.
Ellerinde bira kutuları ve sus şişeleri tutan, tezahüratlar yapan ve bağıran vücutlar onlara çarpıyordu.
Louis, yakınlardaki muma benzeyen bir maddeden içiyormuş gibi görünen bir çocuk hakkında yorum yapmak için Harry'ye bakmıştı ve Harry'nin manzaraya sakince baktığını, gözleri kısılmış, yoktan var olmuş gibi görünen bir güneş şemsiyesini tutarken gördüğünde dili tutulmuştu.
Lanet olası bir güneş şemsiyesi.
Tatlı İsa.
"Bu da ne böyle?" Louis neredeyse utanarak sordu.
"Bir şemsiye. Güneş çok saldırgan." Harry hiç duraksamadan yanıt verdi, gözleri hala ayrı bir kontrolle önündeki sahneyi izliyordu.
Louis iç çekerek başını salladı.
"Tabiki öyle."
Birkaç dakika daha geçti, spikerlerin vokallerini ısıtmasıyla ve Zayn kalabalık onları itip kakarken sigara üstüne sigara yaktı ve aniden Louis ne olduğunu anlayamadan - çünkü şemsiyenin Harry'nin narin yanaklarını üzerine güneş parçalarını gölgeleyip, geri kalanını griye boyamasına hayran kalmış olabilirdi- yarış başlamıştı.
"HADİ LIAM" diye bağırdı Zayn, ellerini ağzına kapatarak ve Louis'nin onun bağırdığını duyduğu tek zaman bu olabilirdi.
"HADİ ÇOCUKLAR! KİMİN PATRON OLDUĞUNU GÖSTERİN!" Louis, coşkulu görünmek için elinden gelenin en iyisini yaparak yumruğunu havaya kaldırarak böğürdü.
Kürek asla onun işi değildi.
Görünüşe göre Harry'nin de değildi, çünkü en azından Louis gibi heyecanlı taklidi yapmak yerine, nehirin kıyısında dolaşmaya, şemsiyesini döndürmeye ve ona yaklaşan herkese parlak bir şekilde gülümsemeye başlamıştı.
Ve Louis izlememeye çalışıyordu çünkü Harry üzerinde hiçbir hakkı yoktu ve kesinlikle kıskanmaya hakkı yoktu, ama Zayn daha iyi bir görüş elde etmek için kalabalığın arasında yan dönerek en azından çevre birimlerini onun üzerinde tutmaktan kendini alamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Y&B
FanfictionTHIS IS NOT MY STORY. Ben sadece yarım kalmış son bölümlerini çeviriyorum. Kendi hikayem değil.