Selamlar. Naısılsınız?
Evet bir efsanenin sonuna geldik.
Size Louis'nin doğum günü için hediye vermek istedim. Bebeğimin 3(0) yaşına girdiğine inanasım gelmiyor. Louis'nin benim hayatımda o kadar güzel ve derin izleri var ki, kelimelere dökmeye bile yetmez. Varlığı hayatıma renk ve ışık katıyor. İyi ki var benim meleğim.
Ve fark edeceğiniz gibi bölümü bütün paylaşıyorum. Aslında daha erken bitirmek istiyordum, ama kıyamıyordum bir türlü. Ben de en iyisi bu özel güne kadar bekleyeyim diye düşündüm.
Çevirirken eriyip gittiğim bir bölüm. Son bölüm. Bittiğine hala inanamıyorum. Çeviri ve ya yazım hatam varsa şimdiden özür dilerim. Bölüm çok uzun 9300+ kelime. Bir kaç şarkı bırakacağım sadece. Belki de daha önce söylemişimdir bunları ama neyse.
Lana Del Rey - Young and Beutiful
FINNEAS - Let's fall in Love for the Night
Lana Del Rey - Fuck it I Love you
5sos - Lover of Mine
Harry Styles - Sweet Creature
Louis Tomlinson - Habit
Lana Del Rey - Lucky Ones
Aslında bölüme gidecek bir sürü güzel şarkı var. Siz de içinizden gelenleri söylersiniz. Hepinizi öpüyorum
Keyifli Okumalar. (son bir kez)
Louis gerçekten iyi bir erkek arkadaştı.
Yani, aşırı derecede iyi bir erkek arkadaştı. Hayır -"iyi" değil. İnanılmazdı. Muhteşem. Olağanüstü. Aptal, belki? Sersemlemiş? Salyalı bir köpek yavrusu gibi mi?
Ne olursa olsun.
Louis iyi bir insandı ve şu anda kollarında -çeşitli hamur işleriyle dolu, özenle ve zarif bir şekilde dekore edilmiş- beş fırın kutusuyla hokkabazlık yapmasının ve Zayn'nin odalarına giden o kahrolası sonsuz sarmal merdivenleri tırmanmasının nedeni buydu.
Gerçek bir mücadele.
Sonunda zirveye tırmandığında ve ayağın ve dengesini koruyarak kendisini kapıdan içeri atmayı başardığında, karşılaştığı ilk şey tertemiz bir şekilde hazırlanmış beş kişilik bir masa ve Harry'nin iki çok iri endişeyle yanıp sönen yuvarlak gözleri olmuştu, her iki elinde çok farklı çiçekler vardı.
"Bunlardan hangisi 'seni özleyeceğiz ama güvenle iyileşmen için çok heyecanlıyız' diye fısıldıyor?" Louis'yi köşeye sıkıştırıp çiçekleri suratına fırlatırken sorduğu ilk şey buydu.
Louis, itiraz etmekten kaçınacak kadar Harry'izmleri iyi bildiğinden ikisinin arasına bir göz attı (ne kadar rahatsız edici olurlarsa olsun -kollarını onu öldürüyordu ve karton pazısına batıyordu) içini çekmeden önce, sol taraftaki toz mavisi güle ve sağdaki macenta ve altın hayalperest zambağa baktı. Ve biraz şaşkınca, izlemeye devam etti.
Tekrardan, soru neydi?
Pazısı itiraz edercesine çığlık atınca, "Er" diye idare ediyordu ve kollarındaki yığınları yeniden ayarladı, "Sağda olan?"
Harry'nin gözleri sadece imayla neredeyse kafasından fırlayacaktı.
"Hayır Lou! Hayır, bu çok belli eder." diye azarlıyordu Harry, bariton bir şekilde mızmızlanmak üzere. Sevgili Tanrım. "Bütün gün söylediğim bir kelimeyi bile dinledin mi? Bugünü hiç umursuyor musun? Bu öğle yemeğini Liam için güzel kılmaya çalışmıyorsun bile. Sen sadece-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Y&B
FanfictionTHIS IS NOT MY STORY. Ben sadece yarım kalmış son bölümlerini çeviriyorum. Kendi hikayem değil.