7.BÖLÜM

1.5K 57 8
                                    


                     Keyifli okumalar dilerim<3

             Melek

     Harun'u ne için eve davet ettiğimi anlayamamıştım. Ağzımdan bir anda çıkıvermiş ardından çok utanmıştım ama akşam çok keyifli zaman geçirmiştik. Babamın mutlu olması benim için yeterdi. Şimdi ise bulaşıkları yıkamış nikah şekeri yapıyordum. Son haftalar yoğun olacağım için fazla fazla yapıyordum ki son haftalara hazır olsun. Yaptığım işi yarım bırakmak bana göre değildi. Saatin iyice ilerlemesiyle yatağıma girdim. Sabah erken saatlerde kahvaltı yapmadan hastaneye gidecektik. Biraz telefon kurcalamanın ardından gözlerim kendiliğinden kapanmıştı. 

   Hiç sevmesemde erken kalkabilmek için alarm kurmuştum ve (artık yeter dediğimiz cümleye giriş yapıyorum )  alarmın sesiyle uyandım. Tabi ki de uyumaya devam etmemek için alarm hiç sevmediğim bir şarkıydı.(klasik) Oflaya puflaya kalkıp babama güzel bir kahvaltı hazırladım. Sanırım yemek yaparken bir şeyler yemeye alışmışım. Çünkü her hazırladığım şey bana 'gel ucumdan tırtıkla' diyordu. Ama aç olmam gerektiği için hiçbir şey yiyemiyordum. Bu benim için zordu sıfır beden biri olamadığım için biraz yiyip doyan biri değildim. Ama yine de kiloma dikkat eder sürekli 38 bedenin içinde kalmaya çalışırdım (Tabi bazı kıyafetlerde değişiyordu 36 falan oluyordu).  Boyum da normalden bir çıtır uzun olunca (1.73) zayıf gözüküyordum. Ama tabi ki hatlarım sıfır bedenlere göre daha dolgun belirgindi.   Bu kilo dikkat mevzusuna ortaokulun tamamı ve lisenin başlarında kilolu olduğum için katlanmak zorunda olduğum zorbalıklar beni mecbur bırakmıştı. O günleri hatırlayınca kilo vermek için yaptığım şeyler ve tabi gösterilerde bana sığmayan kıyafetler geliyordu aklıma. Kesinlikle almak kolay vermek zordu.

Babamı uyandırıp odama geri gittim. Saçımı dışarıdaki sıcağı da göz önünde bulundurarak dağınık topuz yaptım. Fazlaca uzamışlardı bir ara kestirsem fena olmazdı.  İki taraftan cılız kısa saçlar çıkarıp saç işini bitirdim. Dolabımın karşısına geçip şöyle bir göz gezdirdim. Biraz alışveriş yapmam lazım. Beyaz ip askılı crop ve ona uygun iç çamaşırını yatağa atıp tiril tiril siyah bir şort çıkardım. Kumaşın adını bilmem ama yaz aylarında çok rahat oluyordu. Kıyafetlerime uygun diğerlerine nazaran daha geniş bel çantamın içine yedek maske, dezenfektan, minicik bir şişe su, yedek anahtar ve şekerim falan düşer diye minik bir kek gibi şeyler ekledim. Bu kadar şeyi zar zor sığdırmıştım. Kendi hazırladığım doğal esanslardan bileğime, boynuma sürmeyi de ihmal etmemiştim. Artık tamamen hazırdım tek iş Harun'un gelmesini beklemekti.  

Babamın yediği sofrayı kaldırıp gelen telefonla dışarı çıktım. Evin önünde beni bekliyordu. Fazla bekletmeden bindim. Hem bir anda olsun bitsin hem de asla olmasın istiyordum. Beynim allak bullak olmuştu. Yoldaki dikkatimi Harun'a verdim. Aslında eli yüzü düzgün çok olmasa da yakışıklı biriydi. Saçları kumral rengi gözleri yeşilin en güzel tonuydu. Kirli sakalı, boynundaki künyesi, sol gözünün altındaki minik beni, sağ kaşının üzerindeki küçük yara izi ve 1.85 civarı olan boyuyla gayet iyi görünüyordu. İlk kez bu kadar dikkatli inceliyordum. Fark etmesinden utanarak hemen önüme dönecektim ki titreyen elini gördüm. Kaşlarım kendiliğinden çatıldı. Bir hastalığı falan mı vardı acaba?

"Elin haddinden fazla titriyor. Bir sorun mu var?"

Konuşunca telaşlanmıştı. "Hayır. Kahvaltı yapmadık ya ondandır."

Pek inandırıcı olmasa da üstelemedim. Kokusu yakında çıkardı nasıl olsa. Benim beynim alkolle bir ilişkisi olabileceğini düşünüyordu. Ancak emin olmadan bir şey demek istemiyordum.    

      *     *      *

 Melek'le birlikte giderken bir anda ellerim titremeye başlamış bunu da Melek fark etmişti. Lanet olası alkol alma isteği tekrardan içimi kemiriyordu. Bu kadar dayanmış, aile kurmaya hazırlanırken tekrar bu illete bağlı olamazdım. İçimden sürekli kendimi telkin ediyordum. Başaracağıma dair cümleler beynimin içinde dönüyordu. Ufaktan baş ağrıları da başlamıştı.

AYYAŞ AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin