S E N D E G İ T M E 2

1.7K 71 13
                                    

Nasıl da unuttuk kimsesiz odalarda, işte vaktidir kendimizden kopmanın dediğimiz o sonsuzluk anlarının bizi herkesten ayırdığını

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nasıl da unuttuk kimsesiz odalarda, işte vaktidir kendimizden kopmanın dediğimiz o sonsuzluk anlarının bizi herkesten ayırdığını...
*****

Gözlerimi açamasam da kafamdaki ağrılardan açmak istediğim gözlerimi de açamıyordum. Ama kulağıma gelen seslerden burada yalnız olmadığı anladım. Son bir gayretle kirpiklerimi kıpraştırdığımda açabilmiştim gözlerimi. Benim gözlerimi açmamla odadaki uğultular kesilmiş tüm gözler bana çevrilmişti. Anladığım kadarıyla hastane odasındaydım ve bu kalabalıkta tanıdığım sadece ilk okul arkadaşım Berfeydi. Berfe aynı zamanda yan konağımızda kalan ağa kızıydı. 

Berfe : Ceylan nasılsın arkadaşım.

- S.su

Dememe kalmadan bayılmadan önce koşarak bana geldiğini gördüğüm kadın su ile dolu olan bardağı bana yavaşça içirmişti.

- Siz kimsiniz ?

Benim bu soruyu sormamla ortamdaki gerginlik daha da artmıştı.

Berfe : Ben çıkayım siz rahat rahat konuşun.

Hızlıca söyleyip daha birşey diyemeden hastahane odasından çıkıvermişti. Bu tanımadığım kişilerle yalnız kalmıştım.

Kadın yaşlı gözlerle benim yattığım yatağın bir ucuna oturmuş ellerimi sıkı sıkıya tutmuştu. Sanki hiç bırakmak istemez gibi baktı gözlerime. Sonra o karizmatik olarak gördüğüm o adam konuşmaya başlamıştı.

- Ben Serhat KARTAL kızım. Bundan 16 sene önce 3 Mayıs günü karım bu hastanede doğum yaptı. O doğumhanede 2 kız bebek yer değiştirmiş. O bebeklerden biri sensin. Sen, benim ve eşim Songül'ün kızısın.

- Ama ...

Serhat bey : Biliyorum çok şaşkınsın fakat gerçek bu kızım.

Sesinde olan o şefkat koruma iç güdüsü bana o kadar korku veriyordu ki konuşamıyordum. Kalbimin yeniden kırılmasından birilerinin yenide  bana şiddet uygulamasından korkuyordum. Peki ya bundan sonra ne olacaktı.

- Ne olacak peki.

Benim bu sorumu bu sefer elimi tutan kadın vermişti.

- Seni alıp kendi evimize gideceğiz tabi kızım. O kız yani büyüttüğüm kızım kendi ailesini istedi. O ailede seni istemedi.

Son sözleri kısık çıksa da ben duymuştum. Ve defalarca o söz beynimde yankılanmıştı.  

O ailede seni istemedi.

O ailede seni istemedi.

O ailede seni istemedi.

O ailede seni istemedi.

Ve her tekrar edilişinde kalbim paramparça olmuştu.

Oda da bulunan diğer kişilere baktığımda Serhat Beyin arkasında duran 7 erkek olduğunu anlamıştım. Benim onlara baktigim gibi onlarda bana merakla ve endişeyle bakıyorlardı.

Serhat Bey : Onlar bizim oğullarımız. En büyüğü Celil. 2. Oğlum Ceyhun 3.Oğlum Cengiz , 4.Oğlum Cenk , 5. Oğlum Cem , 6.Oğlum Can ve son oğlum Cihan.

Ağzımdan çıkan sözlerle utanmış yanaklarım kızarıvermişti.

- Hepsi mi ?

Utanarak onlara baktığımda gülmemek için kendilerini zor tuttuklarını fark etniştim. Bu daha da çok utanmamı sağlamıştı.

Songül hanım: Evet hepsi. Sen ailemizin en küçüğüsün.

Aile demişti ben hiç birinin ailesinden olmamıştım ki. Bu tanımadığım insanların bu davranışları beni korkutuyordu. Çünkü bu şefkatli yaklaşıma alışık değildim ben hep hor  görülür, itilir kalkılır hatta şiddet uygulanırdım. Küçücük bedenime onca acılar yüklenmişti. Eğer onlar çıkmasa belki bu küçük yaşımda kadın olacak hatta belki de bu yaşımda çocuğum olacaktı. Bu düşünceyle ürpermiştim. Serhat bey ve oğullarına bakarken biraz çekingeçlik ve biraz da korku vardı. Ya o adamın yaptıklarını yaparsa ya o adam da oğulları için beni birine verirse. Yüzüm nasıl bir hal aldı bilmiyorum ama herkes telaş yapmıştı. Dediklerini duyuyor ama tepki veremiyordum.

Serhat Bey : Kızım noluyor? 

Oğlu Celil : Küçük iyi misin ?

Songül hanım: Serhat ne oluyor ?

Sonra birinin odadan çıktığını isitmiştim. Ve arkasından Doktor diye bağıran çocuklardan birinin sesi. Gözlerim kapansa da bilincim hâlâ yerindeydi.

Serhat Bey: Doktor ne oluyor?  Kızım neden bir anda böyle bayıldı? 

Sonrası yoktu sonrası hep o alışık olduğum karanlıktı.
...

Gözlerim yavaş yavaş açıldığında hareket eden birseyin içinde olduğumuzu fark ettim. Ağzımda oksijen maskesini fark edince yavaşça çıkardım.

- Ne oluyor ?

Serhat Bey: İstanbuldaki hastehaneye  gideceğiz kızım? 

- Çok uykum var.

Songül hanım : Uyu kızım güvendesin bak.

Yavaş yavaş gözlerim tekrardan kapanmıştı.

Yeni bölümle karşınızdayım. Bölüm normalde dün akşam gelecekti ama yazdığım bölüm silinmiş geri yazana kadar geç oldu.
Bölüm nasıldı

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Beğenmeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayınız. Hoşça kalın sağlıcakla kalın diğer bölümde görüşmek üzere çiçeklerim.

SENDE GİTME ( Yeni Hayat 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin