S E N D E G İ T M E 7

958 47 11
                                    

Dokunamadığım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Dokunamadığım.. Göremediğim.. Dindiremediğim bir acı taşıyor yüreğim. Biraz yalnızlık, biraz hüzün, biraz çaresizlik…

- Ceylan , kahvaltı hazır kuzum hadi gel.

Son kitabı da gri okul çantama koyduğunda tamamdı. Annemin seslenişinden 2 dakika sonra yemek masasına geldiğimde tüm gözler benim üstümdeydi. Ne kadar utansamda yavaşça her zamanki yerime oturdum. 

- Ceylan da geldiğine göre güzel haberi verebilirim.

Babam önce hepimize bakmış sonra tekrar konuşmuştu.

-Bizimkiler bugün gelecek. Okuldan sonra direk eve geliyorsunuz.

Bombayı atmış geriye çekilmişti.  Ben tanımadığım için sessiz kalırken ilk tepki veren Cenk ağabeyimdi.

Cenk abi: Şimdi hatırladım benim çok acil bir işim vardı bugün ve yarın evde olmayabilirim.
Bir tek ben Cenk ağabeyime şaşkınca bakarken en büyük abim Celil de konuştu.
Celil abi: Benimde şehir dışında bir toplantım vardı en az 1 hafta yokum.

Daha da şaşkınlıkla bakarken tam Can abimde konuşacakken babam sözünü kesip o konuştu.
Can abi: Aslında ...

Babam: Hiç bir mazeret istemiyorum akşam tüm aile babannenleri ve amcanları karşılayacaksınız.

Ben yavaşça Cihan ağabeyime yaklaşıp fısıldadım.

Ben: Abi ne yaptılar da herkes bir bahane düşünme derdine düştü.

Cihan ağabeyim önce uzaklara dalmış sonra da silkinmiş ve korkunç bir şey var gibi yüzü beyazlanmıştı.

Cihan abi: Gelince görürsün fıstık. Şimdi ben anlatsam inanmazsın.

Omuz silkmiş ve hızlıca kahvaltımı yapınca Cengiz ağabey beni ve Cihan abimi okula bırakmıştı. İlk zamanlardaki gibi bakışlar yoktu çünkü okulun çoğu Cihanın abim olduğunu öğrenmişlerdi. Bu beni biraz rahatlatmış ve okulda bir kaç kişiyle sohbetimin olmasını sağlamıştı.

... (Okulda yaşanan olayları anlatmak istemedim burda zaman atlaması olacaktır.)

Son ders zilinin çalmasıyla çantasını alan çıkmış yine sınıftan son kişi ben çıkmıştım. Kapının yanında Cihan abimi görünce onun yanına adımlamıştım.
Birlikte evin önüne geldiğimizde misafirlerin çoktan geldiğini evdeki seslerden anlamıştık. İçeriye girdiğimde bir 30 kişi vardı. Korkuyla 1 adım geriye gittiğimde Ceyhun ağabeyimin göğsüne çarpmıştım. Ceyhun ağabeyim bu hâlime kıkırdarken tüm bakışlar bize dönmüştü.

Yaşlı dede: Ha bu uşak bizim torunumuz midur?

Babamın kafa sallamasıyla yaşlı adam elini önüne doğru uzatmıştı. Elini öpüp aklıma koymuş sonra da hoş geldiniz demiştim. Diğer yaşlı kadına da aynı şeyi yaptıktan sonra Amcalar ve yengelere de aynı işlemi uyguladığımda hepsinin yüzünde olmasa da çoğunun yüzünde memnun birer ifade vardı.

Annem : Kızın,  deden Hasan , babannen Hasibe , büyük amcan Ertuğrul ve eşi Latife , 2. Amcan Güney ve eşi Diyar, 3 amcan Faruk ve eşi Yasmin kendisi yabancı gelinimiz olur, en küçük amcan Rıfat ve eşi Deniz. Kuzenlerin alp, ali , asaf ve aykut ertuğrul amcanın çocukları. Birol, Babür, Bulut ise Güney amcanın çocukları. Demir ,  Darcan ve Dağhan faruk amcanım çocukları.  Ediz,Efgan ,Egemen ,ekin ve emir de Rıfat amcanın çocukları.

Resmen yarım saat tanışmakla geçmişti.

-Höh maşallah nüfusun çoğunluğu bizimkiler sanırım. Hiç kız yok mu ya ?

İçimden konuşurken digerlerinin kahkaha atmasıyla içimden değilde dıştan konuştuğumu anladım.

- Sen ilk kız torunumuzsun.

Diyerek beni aydınlatan koca yürekli babanne hasibe. Herkes yemek masasına geçtiğinde kuzenlerden Darcan ve Efgan'ın bana kötü bakışlarını yakalamıştım.

Yemekten sonra tüm kuzenler bahçeye çıkarken oradan kaçarak çıkacağımı bilemezdim.

Tüm kuzenlerin sırtları bana dönükken konuşmalarıyla adımım havada asılı kaldı.

Efgan : O kıza güvenemezsiniz. Yoksa yeniden aileler dağılır.

Efgan'ın o sözleri değilde diğerlerinin sessiz kalışı yıkmıştı beni. Sol gözümden akan yaşla arkamı dönüp hızla oradan ayrılmıştım. Aşağı mahalledeki parka doğru ilerlerken omzuma dokunan kişiye döndüğümde kırmızı gözlerle bakmıştım.

- Sen...

Daha ne olduğunu anlamadan önce boynumda bir acı ve sonrası karanlıktı.

YAZARDAN :

Mirat Ağa yan koltuğunda oturan Ceylana bakmış uzun bir iç çekmişti. Sonunda Ceylan onun olacaktı zaferi şimdi yaşıyordu Mirat Ağa.

Kartal malikanesinde ise büyük bir kaos vardı. Ceylanın dışarıya çıktığını gören Faruk bey yeğeninin arkasından gidip ağladığı her halinden belli olan kıza destek olacakken yanından hızla geçip yeğeninin yanında duran arabadan bedene baktığında daha ne olduğunu anlamadan yegeni  bayılıp gözleri önünde kaçırılmıştı. Koşarak eve girdiginde tüm bakışlar ona yöneldi.  

Faruk bey: Ceylan , Ceylanı kaçırdılar abi.

Nefes nefese hızla konuşmasıyla tüm ev bir kaç dakika ya curcuna yerine dönmüştü.
.
Demir ise önüne konulan dosyaya bakıp açıp okumaya başladı.

"Mirat HAZENDER istanbula geliş sebebi evleneceği kızın istanbula ailevi sebeplerden dolayı gelmesi. Kızın ismi bilinmese de 16 Yaşında olduğu biliniyor." Bu kısacıcık bilgiyle bile Demirin elleri yumruk olmuştu.

- Bu adam benden bile büyük değil mi 16 Yaşında daha çocuk sayılan bir kızla nasıl evlenmek ister. Sübyancıya bak, artık istanbuldan gitmeden depoya alalım bu Mirat denen adamı.

Sağ kolu hızla başını sallayıp aldığı emirle patronunun ofisinden çıktı.

Bir bölüm daha bitti. Bölüm atamama sebebim ise ablamın yakında düğünü olacak ve o yüzden zamanım olmuyordu. Zamanım varken bölüm yazıp sizler için paylaştım bir beğeniyi çok görmeyin 😊🙂

SENDE GİTME ( Yeni Hayat 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin