Ben geldim. Sonunda gelebildim.
Keyifli Okumalar dilerim.
Kahvem elimde odama girip bardağı çalışma masamın üstüne bıraktım. Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Odamın camına yaklaştım ve yere süzülen yağmur damlalarına baktım. Çok güzeldiler. Yağmuru oldum olası çok severdim. Ama gök gürültüsünden korkardım. Belkide küçükken o yüksek sesli gök gürültüsünde kaçıp sığınabileceğim annemin ya da babamın olmamasındandı. Bu yüzden yorganı başıma çekip gözlerimi sıkıca yumup bir an önce bitmesi için dua ederdim. Eskiler gözümün önüne gelince gözlerimi yumdum. Beynimde Geçmşim ve geleceğim arasında bir savaş çıkacaktı. Geçmişi hatırlamak istemiyordum. Birkaç saniye sonra gözlerimi aralayıp odada gezdirdim.
Gözüm telefona takılınca pencereden uzaklaşıp komodinin yanına yürüdüm.
İki gündür Berkan'a yazmıyordum . Daha doğrusu vizelerin başlamasından dolayı başımı derslerden kaldıramıyordum. O yüzden de yazamamıştım. O akşam Berkan Atalay benden bir artı puan almıştı bu bir gerçekti ama iki gün içinde bir kez ile beni merak dahi etmemişti. Telefonu elime aldığım gibi direk ismine girmem bir oldu. Profil fotoğrafını değiştirmişti. Sanırsam bir kafedeydi. Masanın üzerinde cep telefonu , araba anahtarı ve güneş gözlüğü varken kolunu yandaki boş sandalyenin üzerine atıp kamera yerine başka tarafa bakıp gülümsemişti. Kısılan gözleri dikkat çekiyordu. Fotoğraf yarıdan olduğu için üzerinde siyah bir gömlek vardı ve ilk iki düğmesi açıkken kolunda gümüş saati takılıydı . Fotoğraf baya iyidi.Ama ondan önce bir şey vardı. İki gün aktifti ama bana yazma gereksinimi duymamıştı. Büyük ihtimalle daima benim ona yazmamı bekliyordu. O anda Berkan Çevrim İçi olmasıyla bir an duraksadım. Beklemek istedim. Yazar mı diye beklemek istedim.
Bir dakika geçmesine rağmen isminin altında hala Çevrim içi yazısı yerini koruyordu. Belkide başkasına yazıyordur? Değerlisi olan Nur olabilirdi. Neden böyle düşünmeye başlamıştım? Buna benzer düşünceler beynime istila edip duruyordu. Buna izin vermemek için Beyaz boşluğa dokunmamla klavye hemen açılmıştı. Parmaklarım harflere dokunmakta tereddüt etse de acı dolu tebessüm ettim. Bir oyuna kalkışmıştım ve bitene dek sürdürmek zorundaydım. Berkan beni sevse de sevmese de devam etmek zorundaydım. Hiç olmazsa sonunda ben elimden geleni yaptım ama o bana aşık olmadı diyebilmeliydim.
Gerçi Babam beni sevmemişti. Ben bir erkek tarafından sevilmek duygusu nedir bilmedim. Evet beni sevmek isteyen erkekler olmuştu ama babamda yaşadığım sarsıntılar, güvensizliklerden dolayı onlarla arama hep gizli bir aşılmaz duvar örmüştüm. O yüzden bir erkek tarafından sevilmek o kadar da umrumda değildi. Düşüncelerim beni yine ele geçirmek için hazırda beklerken buna engel olmak için derin nefes aldım ve boğazımda ne zaman yer edindiği hakkında bir fikrim olmayan yumruyu yok etmek için yutkundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İDDİA
ChickLitLalin:Ben istersem seni alırım! Berkan: İddialısın demek. Direkt karşıma çıksan daha iyi olmaz mıydı? Böyle anonim olmak yakışmadı sana tatlı kız. Lalin: Tatlı olduğumu nereden çıkardın? Berkan: Demek tatlı değilsin! Lalin:Tatlıyım. Ya da değilim. ...