İDDİA

22

Hello Canlarım.

Satır arasında yorumlarınızı ve yıldızımı parlatmayı unutmayın.

İyi okumlar💕

Lalin Demirten

"Lalin bu olmadı. Şu mavi kıyafeti denesen daha yakışmaz mı?"

Nilsu'nun uzattığı mavi elbiseyi elinden alıp kabine doğru yürüyüp elbiseyi giyindim. Diğer elbiseyi askıya takıp kabinden çıktım. Aynaya doğru yürüdüğümde yansımama baktım. V yakalı ince kumaşı olan sade mini bir elbiseydi. Yakışmıştı aslında. Bizim kızlara bakmak için arkamı döndüğümde Berkan ile karşı karşıya gelmem bir oldu. Yüzlerimiz birbirine bu kadar yakınken nefesim kesilmişti adeta. Bu kadar kusursuz bir yüz hatları ile yakınımdayken bende kalp kalmaması normaldi.

Simsiyah gözleri gözlerimi delip geçerken kalbim maratonda gibi hızlı atıyordu. 

"Efendim bu renklerde mevcuttur!"

Çalışan kadının sesiyle kendimi geriye çekip Berkana arkamı dönüp derin bir nefes çektim. Yoksa biraz daha geç kalsaydım ciğerlerim nefessizlikten çalışmayı bırakmış olabilirdi. Gözlerimi bana bunun yeşil ve siyah rengini gösterirken gülümsedim ve başımı sağa sola salladım.

"Yok bu renginde karar kıldım. Teşekkür ederim."

Çalışan kız başını sallayıp bizden uzaklaşırken Berkan önüme geçip yakın bir şekilde karşımda durdu ve gözlerime baktı.

"Fazla iddialı ve.."

Kaşlarımı kaldırıp "Ve?"diyerek ona baktım. Gözlerini  beni baştan aşağıya gezdirirken en son durağı gözlerim olmuştu.

"Kısa!"

"İstediğimi giymek konusunda özgürüm diye biliyordum."

Ellerini pantolonun cebine koyarken "Tabiki öyle ama ben senin açından söylüyorum. Bu kıyafetle zorlanırsın!"

Başımı sağa sollayıp "Benim açımdan da sıkıntı yok!"diyerek kabine doğru yürüdüm. Bu elbiseyi alacaktım kararımı vermiştim. evet sırf berkan'ın söyledikleri de etkili olmuş olabilirdi.

Kıyafetlerimi giydikten sonra kabinden elbise ile çıktım ve karşımda sohbet eden Nur ile Nilsu'yu görünce göz devirip kasaya doğru yürüdüm. Kasadaki kız bana gülümseyerek bakarken elimdeki elbiseyi uzatıp çantamdaki kartımı çıkarıp temassız okuttum. Kasadaki kız elbisemi güzel bir paket poşetin içine bırakıp uzatırken gülümseyerek alıp kolay gelsin diyerek mağazadan çıktım.

Yağmur damlaları hafif hafif atarken kol saatime baktım. Donmuş saatini kaçırmıştım. Oflayarak etrafıma bakındım. Taksi bulma umudu ile bakınırken önümde siyah bir araba durmasıyla Berkan'ın arabası olduğunu fark ettim. Camın aşağıya inmesiyle Berkan simsiyah gözleri ile bana bakıyordu. Karnımda kelebekler uçuşurken belli etmemek adına gülümsedim.

''Gel bırakayım seni.''

Başımı sağa sola sallayıp ''Nilsu gelir birazdan.'' diyerek reddettim. Salak Lalin. Nilsu şimdi mi aklına geldi? Allah'ım neden bu çocuğun yanında böyle saçmalama tutuyor beni? Berkan gülmesi ile düşüncelerimden çıkıp ona odaklandım.

''En son Nur onu bir kabinin içine çekiyordu. Anlayacağın arkadaşın sen ekti!''  

Sesimi çıkarmadım. Sanırım doğru söylüyordu. Berkan arabadan inip dolandı ve kapıyı açıp ''Hadi!'' demesiyle başımı salladım ve açtığı kapıdan geçip bindim. Kapımı kapatıp sürücü koltuğuna geçti ve emniyet kemerini takmasıyla bende hemen kendiminkini taktım.  kalbim sanırım Berkan'a alışıyordu. O kadar da hızlı atmamaya başlamıştı. Yandan ona baktığımda O uzun kiriklerinin arasındaki siyah gözbebeği, Onu takip eden elmacık kemiği ve en son ise o kusursuz çizilmiş olan dudakları ile neden  ona bu kadar kapıldığımı anlamak zor olmadı aslında. Onda şeytan tüyü vardı ve bende ona kapılıp gitmiştim. Bundan pişman değildim aslında. Neden mi çünkü o bana iyi geliyordu. Gülümsedim. O anda Berkan'ın gözleri beni bulmasıyla hemen bakışlarımı kaçırdım.

''Sen beni mi izliyordun?''

Berkan'ın söylediğine hemen ''Hayır!'' diyerek itiraz ettim. utançtan yanaklarım kızarırken hemen camı açıp derin nefesler çekmeye başladım. Of Lalin Of.  Araba sahilin orada durması ile ona baktım. 

''Biraz temiz havaya ihtiyacın var.'' 

Berkan'ın dediği ile bir şey söylemeden arabadan indim ve karşımdaki dalgalanan denize baktım. Yağmur damlalarını attırmıştı. Umursamadım ve gözlerimi kapattım. Rüzgar saçlarımı uçuştururken tenimi de usul usul okşuyordu.  O anda gök gürlemesi ile gözlerim açılırken Berkan'a doğru koşup sarılmam bir oldu. Kollarım onu sıkıca sararken belimde hissettiğim el ile derin nefes aldım. Güvende hissetmiştim kendimi.

''Şşş sakin ol!'' 

Kendimi geriye çekmemle göz göze geldim. 

''Sen gök gürültüsünden korkuyor musun?''

Birbirimize bu kadar yakınken sorduğu soru nefesimi tuttum. Sanırım , ben yapmamam gereken bir harekette bulunmuştum. 
Gözleri şüphe ile bana bakıyorken yalan söylemem imkansızdı artık .

"Ev..et. Biraz."

Cevabımdan sonra elini belimden çekti ve pantolonun cebine koydu.

"Bir kız var. O da gök gürültüsünden çok korkar."

Söylediği ile belli etmemek adına kollarımı göğsümde birleştirip "Hadi ya. Kimmiş o kız?"diye sordum.  Gözleri dalgalanan denizdeyken cevapladı.

"Görmedim hiç onu. Sesini de duymadım ama bağlandım ona !"

Gülümsedim. "Aşık mısın o görmediğin kıza?" Diye sormamla duraksadı.

"Bu sorunun cevabı ,o kız karşıma çıktığında belli olacak."

Yanlış bir şey yapmamak ve söylememek adına başımı salladım ve sustum. Bu adamı kandırmaya hakkım yoktu. Ama itiraf edersem de  işte o zaman her şey birbirine girecekti. Bir gerçek vardı ki iki türlü de kandırıyordum onu.

"Olmamasını istediğim tek bir şey var Lalin!"

Sesi ile gözlerim onu buldu. Gözleri hala denizdeydi. Derin nefes alıp "Nedir o?" Diye sordum.

Simsiyah gözleri beni bulunca gülümsedi ama bu daha çok acı dolu bir gülümsemeydi.

"Umarım tanıdığım ve bildiğim biri çıkmaz. Eğer öyle olursa asla bir yalanı affedemem!"

Söylediği ile beynimden vurulmuşa döndüm. Kalbimdeki sızı kendini belli ederken gözlerim doldu. Ne yani ben Berkan'a kavuşamadan  kaybetmiş miydim?

Bölüm sonu.

Evet ben geldim. Bölüm hakkında düşüncelerinizi alabilir miyim?

Bir daha ki bölüm her şey için açıklık vakti.

Beklemede kalın değecek çünkü.

Kendinize iyi bakın. Seviliyorsunuz🤍