20

121 3 6
                                    

Hellooo Canlarım.

İyi okumalar dilerim

Lalin Demirten

Hazır olan kahveleri tepsinin üzerine bırakıp elime aldım ve mutfaktan çıktım. Bir yandan da omzum ve kulağım arasında tutmuş olduğum telefondan dayımı dinliyordum.
Salona girdiğimde Atlasın telefon ile konuştuğunu gördüm. Kahveleri sehpanın üzerine bırakıp tekli koltuğa oturup bir elime kupamı diğer elime telefonu aldım.

"Yengem nasıl?"

"Ya Esra senden uzak olsam da kalbim seninle. "

Atlasın söylediği ile dayımın cevabına odaklanamadım. kaşlarım havalanırken Atlas karşı taraftan ne duyduysa çapkın bir gülüş atıp "Biliyorum. Ama Peder işte. Beni Kıbrıs'a sürecekti de yalvar yakar İstanbul'u kabul ettirdim!Yoksa senden uzakta ne işim olur ya"demesiyle havalanmış olan kaşlarım bu sefer çatıldı. Kıbrıs mı?

"Valla güzel kızım Atlas İstanbula gideceğim diye tutturunca Hanım biraz üzüldü ya!" diyen amcam ile çatılı kaşlarım düzeldi. Pis Yalancı Atlas!

"Anladım dayıcım. Müsadenizle biraz yorgunum. Yarın konuşsak olur mu ?" dememle dayım "Tamam güzel kızım. Atlasa göz kulak ol. Hadi iyi akşamlar size!" diyip telefonu kapattı. Telefonu kulağımdan çekip dizimin üzerine bırakıp gözlerimi Atlasa çevirdim.

"Görüşürüz Hayatım!"

Kahvemden bir yudum alıp sehpanın üzerine bıraktım. Ellerimi birbirine vurarak onu alkışlamaya başladım. Başta ne yaptığımı anlamadı.

"Profosyonel yalancısın Atlas!" dememle güldü. Başını aşağı yukarı sallayıp "Teşekkür ederim kuzen!" dedi ve tepsideki kupayı alıp kahvesinden bir yudum içti. Bu övünmesine göz devirip telefonumu elime aldım. En iyisi sosyal medyada biraz gezinmek.

"Kalk gidelim!"

Atlasın sesiyle gözlerim kısa bir an onu buldu. "Nereye?"diye sordum. Telefonunu eline alıp ayağa kalktı.

"Malum sen beceriksizin. Bende Açım. En iyisi saat geç olmadan dışardan bir şeyler yiyelim!"

Beceriksiz kelimesini duyunca gözlerimi kısmam bir oldu. "Nankörsün Atlas. Neyseki bende açım. O yüzden hadi gidelim!" diyip ayağa kalktım. Telefonumu elime alıp kapının yanındaki dolabı açıp içinden deri montumu ve askılı çantamı aldım. Atlas yanıma gelince ayakkabılarımı giyip kapıyı açtım.

💐💐💐💐
"Söylediğin kadar varmış. Baya güzel!"

Atlasa cevap vermek isterdim ama ağzım tıka basa dolu olduğu için başımı sallamakla yetindim. Şu an sahilin kenarında köfte ekmek yiyorduk. O lüks restoranı çekemezdim. O yüzden burası lüks restoranlardan daha rahattı. Son lokmamı da alıp ayranımdan içtim.

"Kuzen sözde miden kazınıyordu değil mi?"

Göz devirip "Sanane Kuzen!" dedim ve peçete ile ağzımı sildim. Atlas bu halime gülerken ben onu hiç takmıyordum. Açtık yani.

"Afiyet olsun Gençler!"

Ses ile bir an duraksadım. Berkan? Gözlerim karşımızda duran Nur ile Berkanı buldu.

Gecenin bu saatinde Nur ile sahilde geziyor muydu?

İç sesim devreye girerken bende ona hak verdim. Cidden neden ikisi gecenin bu saatinde sahilde beraberdi?

Yanımdaki sandalyeye oturan Berkan ile odağımı yavaştan kaybetmeye başlıyordum.

"Sizede söyleyeyim mi köfte ekmek?"

İDDİA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin