Merhaba Canlarım.
Fazla uzatmadan Satır aralarında bol bol yorum ve oylarınızı bekliyor olacağım.
Medya-Berkan Atalay
Keyifli Okumalar dilerim
Burnumu son kez çektim ve oturduğum sandalyede geriye yaslandım. İki gün önce yağmurun altında ıslanmamdan dolayı hasta olmuştum. Hasta hasta üniversiteye gelmiştim Nedeni ise Hülya hocanın sınavı vardı ve bu hasta halimle ne kadar odaklanabileceğim konusunda en ufak bir fikrim dahi olmamasına rağmen kendimi burada bulmuştum.
"Selam!"
Arkamdan gelen ses ile aniden irkilip başımı omuzunun üstünden çevirip kim olduğuna baktım. Daha doğrusu kimler demeliydim. Karşımda Aras ile Berkan'ı görünce zoraki bir tebessümü dudaklarıma yerleştirdim. Berkan ve Aras baş selamı vererek karşımdaki sandalyeleri çekip otururken bende önüme döndüm.
Berkan ile göz göze gelince gözleri, yüzümü taradı. Kaşlarını çatıp "Hasta mısın?" diye sormasıyla beynimde kırmızı alarmlar çalmaya başlamıştı. Hızla başımı sağa sola sallayıp "Mevsimlik!" demem ile hapşurmam bir oldu.
"Çok yaşa!"
Aras'ın söylediğine tebessüm ederek "Teşekkür ederim. Sende gör!" dememle Berkan geriye yaslandı. Bakışlarını üstümde hissetmek gerilmeme neden oluyordu. Masanın üzerine saçılan kâğıtları düzeltip dosyanın içine koydum.
"Berkan ile düetiniz dilden dile dolaşıyor!"
Aras'ın sesiyle gözlerimi ona çevirdim. Bende dilden dile dolaştığının farkındaydım ama şimdi biliyorum diyerek daha fazla dikkat çekmek yerine sadece tebessüm ederek "Anlık olan bir şeydi!" dedim. O an ister istemez gözlerim Berkan'ı buldu. Başını sallayarak beni onaylarken elini Arasın omzunun üstüne koyup "Üç tane kahve kapıp gelsene!" demesiyle Aras "Hemen !" diyerek sandalyesini geriye çekip ayağa kalktı. Masadan biraz uzaklaşmasıyla bir anda içimi bir korku kaplamıştı. Neden Aras'ı göndermişti? Kalbim anın korkusu ile hızlanırken Berkan sakinlikle geriye yaslandı.
"Havalar sıcak olduğundan hasta olman biraz garip geldi !"
Söylediği ile dikkat çekmemek adına "Ya öylemi?" derken geriye yaslanıp "Genellikle bu aylarda hep böyle olurum!" diye açıklama yaptım. Yüz ifadesi tatmin olmadığını belli ederken "Bu hastalığının iki gün önce yağan yağmur ile bir alakası var mı?" diye sordu. Kendimi sorguda hissediyor gibiydim. Açık vermemek adına tebessüm ederken "Olabilir. Eve yetişmeye çalışırken yağmura yakalanmıştım!" diyerek durumu kurtardım. Ama şimdilik.
Berkan başını aşağı yukarı sallarken cebinden telefonunu çıkardı. Ya mesaj atarsa? Telefonum sessizde değildi. Olur da mesaj atarsa yakalanmam an meselesi olurdu. Fark ettirmeden yan sandalyede bulunan çantamın içindeki telefonumu aldım.
"Kahveleriniz geldi !"
Arasın sesiyle Berkan gözlerini telefonundan çekerken o anda hızlıca telefonumu sessize aldım. Aras kahveleri masanın üzerine bırakırken Berkan'ın telefonu çalmasıyla ayağa kalkıp "Bakmam lazım!" diyerek masadan biraz uzaklaştı. Aras, Berkan'ın yerine geçip tam karşımda oturdu.
"Ben Aras. Tanışmak bugüneymiş. Aramızda resmi bir tanışma olmamıştı!" diyerek elini uzatmasıyla durumu garipsesem de uzattığı eli bekletmemek adına elimi uzatıp tuttum. Kısa bir el sıkışmanın ardından elimi kendime çektim.
"Elin çok sıcak. Sanırım ateşin var!"
Aras'ın söylediğine göz devirdim. "Bana kalsa bugün gelmezdim ama Hülya hocanın sınavı vardı. Mecburen geldim!" dememle Aras güldü. "Hülya hocanın sınavı varsa gelmen en doğrusu olmuş. Kadın öğrencilere takık. Zira kendisi sınavına girmediğin zaman kurtarma sınavını on kat daha zor sorar!"
Başımı sallayıp ona hak verdim. Aras kahvesinden bir yudum aldı ve geriye yaslanıp "Hülya hoca, sınıfta bir tek Berkan'ı sevdiğinden dolayı onunla iyi anlaşır!" demesiyle şaşırmıştım. Hülya hoca uzaktan despot, sert kuralları olan biri gibi gözüküyordu .Anlaştığı bir öğrencisi olduğunu duyunca şaşırmamak elde değildi.
"Ama şaşırmıyorum çünkü Berkan bu. Çocukta şeytan tüyü var. Herkese kendini sevdiriyor!"
Aras'ın söylediğine hak verdim. Kendini her türlü sevdiriyordu.Kısa zamanda bana bile kendini sevdirmişti. Cevap vermek için dudaklarımı aralayacakken "Kimde şeytan tüyü var?" diyerek yanımıza gelen Berkan ile bundan vazgeçtim. Aras'ın yanındaki sandalyeyi çekip oturdu ve gözlerini bana çevirdi. Sanırım cevap bekliyordu.
"Tabi ki senden dostum!"
Aras'ın benim yerime cevap vermesiyle Berkan'ın bakışları Aras'a döndü. Bende dikkat çekmeden nefes aldım. Berkan'ın gözleri üstümde olduğunda gerilip nefes almayı unutuyordum. Ah Berkan Atalay Ah! Üzerimdeki bu etkin ne ara olmuştu?
"Seviliyorsam suç mu?"
Berkan'ın söylediğine gülümsedim. Berkanın gözleri saniyesinde beni bulurken gözlerine muzip bir ifade yerleşirken üzerindeki gömleğin yakasını düzelterek "Suç mu Lalin?"diye sormasıyla başımı sağa sola sallayıp "Suç değil ama ben o kadar çok sevildiğini sanmıyorum!" diyerek susmam ile gözlerinde muzip ifade yerini merak duygusuna bıraktı. Dirseklerini masaya dayayıp "Nasıl yani?" diye sordu. Yüzümdeki gülümseme yerini korurken göz temasını kesmeden sorusunu cevapladım.
"Hepimizin bildiği üzere kızlar sana yakışıklı olduğundan yaklaşıyor. Seni koşulsuz seven birkaç kişiyi de varsayarsak çok da sevildiğin söylenemez'"dememle Aras'ın gür bir kahkaha atması bir oldu. Berkan'ın yüz ifadesi yavaşça değişirken Aras işaret parmağı ile beni işaret edip kahkahaların arasında zar zor "Sevdim seni Lalin!"diyerek akabininde Berkan'a döndü.
"Lalin'in nokta atışı olan tespiti ile favorim arasında birinci sıraya yerleşti dostum!"demesiyle Berkan'ın bakışları önce Aras'ı buldu. Ters bakışlarından Aras nasibini alırken birkaç saniye sonra bakışları beni buldu. Nedense o bakışları beni bir an ürkütmüştü. Ama ne yapayım? Kendini överek egosunu gün yüzüne çıkarması ile ağzımdan bu cümleler dökülmüştü.
"Nihayet sizi buldum çocuklar!"
Ses ile arkamı döndüğümde konservatuar fakültesinden olan Ece ve Metin hocayı görünce anlamsız bir ifade ile yüzlerine baktım. Sandalyemi geriye çekip ayağa kalkmam ile Berkan ve Aras da ayaklandı. Ece hoca yanıma gelip elini omzumun üstüne koyarken Metin hoca ise Berkan'ın yanına gidip kolundan tutup yanıma çekiştirdi ve Ece hoca gibi elini omzumun üzerine koydu. Ne olduğu konusunda en ufak bir fikrim yoktu. Berkan ve ben yan yana dururken bir tarafımızda Ece hoca diğer tarafımızda ise Metin hoca vardı.
"On gün sonra üniversitemizi temsil edecek olan yarışma da en çok oyu olan ikili siz oldunuz!"
Metin Hocanın dediği ile gözlerim onu buldu. Ne çok oyu alması? Anlamadığımı fark eden Ece hoca gülümsedi ve konuşmak için dudaklarını araladı.
"On gün sonra bir ses yarışması daha yapılacak. Biz de kimin söylemesi konusunda karasız kaldığımız için anket benzeri bir şey yaptık. Geçen gün yaptığınız düet adeta insanların aklına kazındığından bir arkadaşın tavsiyesi ile ankete sizi ekledik. Ve en çok oyu alan siz oldunuz!"
Ece hocanın sözleri ile gözlerim kademe kademe açıldı adeta. Ben ve Berkan? Gözlerim Berkan'ı bulduğunda siyah gözleri bana döndü. Onunda şaşırdığı çok ama çok belli oluyordu. İyi de bizi tavsiye eden kimdi?
"Ee çocuklar katılacak mısınız?"
Metin Hocanın sesiyle gözlerimi Berkandan çekip Metin Hocaya çevirdim. Ne cevap vereceğimi bile bilmezken arkadan başka bir ses duyuldu.
"Tabi ki katılıyorlar hocam!"
Bölüm Sonu
Evet bölüm hakkında düşüncelerini alayım.
Sizce ankete isimlerini yazdıran kim?
Sağlıcakla Kalın. Seviliyorsunuz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İDDİA
ChickLitLalin:Ben istersem seni alırım! Berkan: İddialısın demek. Direkt karşıma çıksan daha iyi olmaz mıydı? Böyle anonim olmak yakışmadı sana tatlı kız. Lalin: Tatlı olduğumu nereden çıkardın? Berkan: Demek tatlı değilsin! Lalin:Tatlıyım. Ya da değilim. ...