Önce baba evimi sonra kendi emeklerim ile kurduğum evi.Canım yanıyordu.Dort arkadaş yalnız kalmıştık artık. Ama sokaklar ve sokak çocukları bizden daha yalnız dı. Bizim en azından sarılacak bir beden , ağlayacak bir omuzumuzvardı.
Boş ve yalnız sokaklarda yan yana yürüyorduk şimdi. Ne gidecek bir yerimiz ne yapacak bir şeyimiz vardı.
"Başımızı sokacak bir yer bulmamız gerekiyor"diye mırıldandı Ege.
"Bize gidelim.Ailem sizi iyi karşılar. En azından bir yer bulana kadar."Asya bizi kendi evine belkide muhtac olduğu yuvasına davet ederken sesi titriyordu.Belkide babasını özlemişti.
"Tamam."dedi kaya
"Olur"dedim
Ege ise sadece başını salladı.
Yavaş yavaş eriyen karın üzerinde yürümeye devam ettik.Hava buz gibiydi, yağmur ha yağdı ha yağacak bir şekilde toplamış bulutların kapanmıştı, batmak üzere olan güneşi. Üşümek ve terlemek , yanmak ve donmak arasında kalmıştı tüm evren.
"Geldik"
İki katlı müstakil evin önünde hic beklemeden direk içeriye girdik.
"Ben geldimmmm"diye bağırdı Asya m harfini uzatarak.
"Asya!Asya, kızım geldi!"Asya'nın annesi bağıra bağıra tabi bir de koşarak yanımıza gelip kızını kucakladı.
Belkide bizi de kucaklamak istemiş,anne sevgisini tatmamızı istemişti.
"İpekim benimmm,kınalı kuzum"bana sarıldı,hemen ardından:
"Ayakta kaldınız,hoşgeldiniz geçin içeri çocuklarım"dedi.
Saatlerce anlattık hayatlarımızı.Sonra misafir odalarını hazırladı bize.
"İpek sen benimle kal kuzum."Asya yi onaylayip arkasından odasına girdim.
***
Sabah kahvaltıdan sonra Ege ve Kaya markete doğru yürüyüşe çıkmıştı bizde Asya nın annesine yardım ediyorduk.
"Şurayı da sileğim de bir yorgunluk kahvesi içelim...Ayy saat neredeyse üç olmuş.Sizde yoruldunuz kuzuları."
Her şey ne kadar hızlı olmuştu birden buraya gelmiş,temizliğe yardım ediyorduk.Komikti gerçekten.
"Ege onüç kere aramış?"diye seslendi Asya.Elimdeki bezi bırakıp cebimden telefonumu çıkardı.Beni de yirmi sekiz kere aramış.
"Alo Ege?Ne oldu?Nerdesiniz?"
"Hoparlöre alsana"dedim.
"Hastanedeyiz."Sesi yorgun geliyordu.
"Ne!Neden?Kaya nerde?"diye art arta sorular soruyordu Asya.
Kaya ya bir şey olmuştu.
"Kaya vuruldu."
Ve sonraki telaşlı ve korku dolu dakikalar.Ege den hastane adını alıp bir hışımla evden çıktık.Saniyeler ile savaşıyorduk sanki.
"Nerde oldu?"diye sordum Ege ye.Hastaneye geldiğimizde beri Asya gözlerini ameliyathane kapısından çekmiyordu.Bizde karşısındaki koltuklardaydık.
"Markete gidiyorduk,küçük bir çocuk gördük.'Abi bana şundan alır mısınız?' diye sordu.İstediği kağıt helva ve dondurmaydi onu aldık ve çocuk teşekkür etti ve şey dedi "derin bir nefes alıp devam etti "'Bende size yardım edeceğim benim adim Can sizinkiler ne' dedi ışte neyse sonra çocuk gitti kayboldu ortadan.Ne olduysa o arada oldu.Şimdi burdayız."
"Ailesine haber verdiniz mi ?"diye sordum bu sefer.
"Evet.Yoldalar geliyorlar."
"Çok zor olacak."
Yazarın Ağzından
Kaya nın vurulması ardından,haber gelmişti.Sessizce oturup haber beklediği koltuğundan kalktı Zeus.Amacına ulaşmasına çok az kalmıştı.
"Ya ölmezse ne yapacaksın Hava?"diye sordu Su.
Sinirle kardeşlerine döndü."Bana bir daha Hava demeyin.Ben Zeusum.Sen Poseidonsun,sende Hades."
Toprak ablaları yüzünden buradaydı.Ve resmen ölüydü."Abla bizim görevlerimiz bitti biz neden halâ uğraşıyoruz ki?"diye sordu merakla.
Hava ya fırsat vermeden Su cevapladı."Çünkü tatlım,Senin o büyük ablan olacak kişi kendi intikamı yüzünden bizi de peşinden sürükleme merakında.Fakat artık ben yokum.Yaşlandım ama hâlâ kumpas peşindeyiz.Yoruldum."Sesi yüksek çıkıyordu fakat bağırmıyordu.
"Ölecek."dedi Hava,Su ve Toprak ablalarina baktı,derin bir nefes aldı ve devam etti,"Kaya bu gün ölecek öyle yada böyle.Sonrası pes peşe gelecek."
***
Ege,İpek ve Asya Ameliyathane kapısında bekliyordu hâlâ ne bir gelen vardı ne de giden.Belki yeni tanışmışlardı daha,belki aylar geçmişti fakat onlar çocukluk arkadaşıydı.Bu onları birbirine bağlayan tek şeydi belkide.Çünkü kimsenin haberi dahi olmayan bir çok şey vardı.Mesela Ege nin ailesi neden ölmüştü?Yada....Düşüncesi bile korkunç ama İpek kimin öz kardeşi?
"0Rh- acil kan lazım?"diye bağırdı kapıdan koşarak çıkan hemşire.İpek telaşla ayağa kalkıp,"Benimki uyuyor."dedi ve hemşire ile koşarak ordan ayrıldılar.İpekin gidişi ile Kaya nın annesi ve babası geldi.Asya kendini toparlayarak onlara olayı anlattı.
"Delireceğim!NE ZAMAN ÇIKACAK BU ÇOCUK!"diye bağırdı babası dakikalar sonra.Kaya'nın annesi ise sadece İpeke bakıyordu.Ne kadar çok benziyordu kaybettiği kızına.
"Ege abi buradasın"diye bir ses geldi kolidorun başından.Hepsi minicik,kirli olan bedenini zor taşiyan Can'a döndü.
"Can?Gel abicim biz seninle dışarıya çıkalım"diyerek çıkardı küçük çocuğu ordan.
"Ne oldu nerden buldun burayı"diye sordu Can'a.
"Ege abi senin sevgilin İpek abla aslında Kaya abinin kardeşi."dedi pat diye.
Can minik ellerini yırtık pirtik,ince hırkasını cebine soktu ve bir fotoğraf çıkardı.Kaya ve kucağında yeni doğmuş bir kız çocuğu."Arkasına not var abi"Ege bi fotoğrafa baktı bir Can'a baktı.
"Elbet bir gün kavuşacağız minik kuzum.Adını bile vermeme izin vermediler fakat gözlerinden tanırım ben seni..."
İpek,Kaya'nın öz kardeşiydi.Ve İpek daha bir abisi olduğunu öğrenmeden abisini kaybetmişti.
***
Merhabaaaaaa bölümler birazcık geç geldi farkındayım amaaaaa su sınav muhabbeti falan filan dan sonra anca yazabildim.Ben bölümleri yazıp arşivde bırakmıştım amaa kaydolmamis o yüzden baştan yazdım :(Neyse 8.bölümde görüşürüz 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Oyun [Düzenlendi]
FantasíaDört arkadaş,bir düşman. Notlar ve bilmeceler, Ölümler ve doğumlar. Bir sabah uyandıklarında bir bilmece ve bir bulan İpek,Asya,Ege ve Kaya'nın hayat hikayesi bu. BAŞLANGIÇ:3.12.2020 BİTİŞ:07.07.2021 Düzenlemeden sonra bitiş: 05.02.2023