17.final...

16 8 0
                                    

Yazar'dan

Yıllar geçmişti. Deniz büyümüş çok güzel bir kız olmuştu .Bu gün o gündü daha minicik bir bebekken hiç görmediği dayısını ve teyzesini kaybettiği gündü, büyüdükten sonra annesini kaybettiği o gündü.Ve tam bir yıl önce babasını kaybettiği gündü.17 Mayıs'dı...

Yıllar önce ailesinin yaşadığı her şeyi öğrenmişti. Babası ona her şeyi anlatmıştı .Şimdiyse elinde bir defter üç mektup vardı.

Birisi annesinin babasına yazdığı, diğeri annesinin kendisine yazdığı ve babasının kendisine yazdığı mektuptu. Şimdi az buz hatırladığı o salonda oturmuş mektupları okuyordu.

"Bir his var içimde.Uyuyamadım,size bir mektup bırakmak istedim.Olurda başıma bir şey gelirse diye." Sert bir şekilde yutkundu. "Ege eğer başıma bir şey gelirse beni arkanda bırak.Senden tek bir şey istiyorum,anılarımızı kızımızla sakla.Sevmeyi asla unutma,sen güzel seversin.En çok kızımızı sev ama olurmu?Ona dayısını ve teyzesini anlat.Beni sakın anlatma canı acır.Ona benden bahsetme,ona bir anne ol.En çok anne ol ama.Seni çok seviyorum sevgilim.Eğer bu yazıyı okuyorsan ben çoktan gitmişim demektir...Sen peşimden gelme olur mu?

Eğer 'peki ben Denize ne diyeceğim'diye düşünüyorsan,ona de ki 'Benim güzel kızım,annen evini çok özlemiş,o yüzden cennete kendi evine gitti.'Dersin olurmu?Beni görmek isterse ona yıldızları göster,çünkü ölene kadar hep aynı gökyüzünün altında olacağız...Kendine ve kızımıza çok iyi bak sevgilim.

Sevgili, sevgilin..."

İpek o gün hissetmişti, Ege kızına gerçekten de annen cennete gitti demişti .Deniz fotoğraflar dan bildiği  annesini düşündü ve önündeki mumlardan birini annesi için söndürdü.

'Sevgili boncuk gözlü Denizim,

Bunu okurken yanında olur muyum bilmiyorum ama büyük ihtimalle olmam. Ben varken bunu okumana gerek kalmaz çünkü. Öncelikle bize geldiğin günü hatırlıyorum. Bir abim olduğunu ve onu kendi ellerimle  gömdüğümü öğrenmiştim. Yağmur yağıyordu yanımda baban vardı. Sen bizi buldun. Öz kızımız değildin belki de ama öyleydin işte. Biyolojik annen de seni çok seviyormuş fakat bakacak durumu yokmuş bu yüzden seni bize emanet etti. Yine de biz seni öz evladımızmışsın gibi hissettik ve  öyle de hissettirmeye çalıştık. Bunu okurken eğer ki beni sevmediler gibi  bir şey düşünürsen sakın düşünme çok üzülürüz babanla. Biz seni ilk geldiğin gün sahiplendik bağrımıza bastık ve çok sevmiştik hala daha çok seviyoruz bunu asla  unutma. Kim ne derse desin ne yaparsa yapsın sen bizim kızımızsın bebeğim.

Biz bir oyuna girmek zorunda kaldık. Baban ile vakti gelince de anlatırız sana. Çok canımız yandı çok ağladık ama bir yolunu bulduk. Sen şimdi babanla parktasın bende sizin yemeğinizi hazırladım ve anı defterini doldurdum  ve aklıma bu mektubun geldi. Merak etme babana da yazdıracağım...

Denizim minik bebeğim olurda sen büyürken yanında olamazsam bil ki seni çok seviyorum. Sen büyüyünce çok güçlü bir kız olacaksın bunu da biliyorum. Kendine dikkat et olurmu? Seni çok seviyorum kızım...

sevgilerimle annen'

Deniz annesinin onun için bıraktığı mektubu okurken içinden düşünüyordu. Öz değil miydi?Babası bundan hiç bahsetmemişti. Belli ki bir bildikleri vardı. Bir mum daha söndürdü ve öbür mektubuna geçti.

Sevgili prensesim,

Annen şuan yanımızda değil ama umarım sana babalığın yanı sıra annelik de yapabilmişimdir. Sen şimdi 24 yaşında çok güzel bir kızsın. Bir o kadar da zekisin elbette. Söyle o  Yunus'a seni üzerse bende onu üzerim. Benden kızımı aldı zaten  hiç mutlu değilim. Ama sen daha ufacık bir çocukken annen sana mektup yazmam için beni zorlamıştı ama üşengeçliğimden yazmamıştım şimdiyse yaşlandım. Dede oldum... Torunumun büyüdüğünü göre bilir miyim bilmiyorum ama madem yaşlandım bende yazayım bari dedim.

Senin bize geldiğin günü hatırlıyorum yağmur yağıyordu. Annen yağmuru çok severdi. Seni gördüm kaldırımın kenarında ağlıyordun. Kundağına sarmış ve bırakmıştı seni bir kadın sonra da bana hüzünle bakıp gitmişti. Öz annen nasıl bir durumda senden vazgeçmek zorunda kalmıştı bilmiyorduk tabi ben sonrasında öğrendim...Zarfın içindeki öbür kağıtta öz annen ve öz babanın adresleri var. Annen şimdi öz annen ile birlikte ama öz babanı bulma kızım. Merak edeceksin biliyorum ama bulma emin ol senin için bulmaman daha iyi. Sana iyi bir babalık yaptım mı bilmiyorum sana seni sevdiğimi her an hissettirebildim mi bilmiyorum ama emin ol ki seni çok seviyorum. Annen sen küçükken gitti biliyorsun zaten anlatım sana da ama o da seni çok seviyordu. Yaşadığım sürece hiçbir mektubu okumana izin vermeyeceğim. Yaşadığım sürece seni aşka bir erkeğin sevgisine muhtaç bırakmayacağım güzel kızım.

Seni hep çok sevdik hep de çok seveceğiz. Sen hep bizim minik denizimiz olarak kalacaksın. kendine hep dikkat et kızım

sevgilerimle baban...'

Deniz bu sefer önce mumu söndürdü sonraysa önünde yanan son muma baktı. Şimdi o da kendi çocuklarına bir mektup bırakacaktı. Bir aile geleneği haline gelmiş olma düşüncesi onu gülümsetti. Biliyordu ki yanan o son mum kendisiydi. Kapı eşiğinde duran eşine ve kucağındaki oğluna baktı. Oğlu Kaya'yı kendisi gibi bir sokakta bulmuşlardı yağmur yağarken. Bu ailen kaderinde yağmurlu bir gün vardı. Başını çevirip dışarıya baktı, yağmur yağıyordu. 

Yıllardır her 17 Mayıs da yağmur yağıyordu. Oturduğu koltuktan kalktı, mektupları cebine tıkıştırdı ve odadan çıktı.

Kalan son mum Deniz için yanmaya devam etti...

SON.

Mutlu son mu dersiniz mutsuz mu bilemiyorum artık. Ama benim için son sondur. Onlara veda ettik.Sanırım uzun bir süre alışamayacağım...

Son Oyun  [Düzenlendi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin