Selam!
Şu an size buzluktan yazıyorum. İzmir biraz fazla sıcak bugün, oruçla hiç çekilmiyor.
Neyse, oy ve yorum yapmayı unutmayın.
Bir de takip ederseniz sevinirim.
Yaprak'ın size mesajı var:
Yaprak: ilk öncelikle selam! Lan sevdiniz mi beni? Sevmediyse-
Öhm.. Neyse iyi okumalar
Bu bölüm biraz ağlamalı.Bir de yazarken Cem Adrian-Kül dinledim. Kendimi anca toparladım.
Hala kapanan kapıya bakıyordum.
Wer ar yu mom?
Niye taktıysam bu kadar kafaya. Belki de içimdeki o boşluğu doldurmak istediğim içindir bilemiyorum. Annem... yani ex annem beni çok severdi. E haliyle ben de onu. Böyle anne kız gibi değil de hep arkadaş gibi olduk biz. Hatta dur dur şöyle olduk, anne kız gibi. O benim kızımdı, ben de onun annesiydim. Her ne kadar böyle olduğu için ona kızsam da o da kendi çapında haklıydı bir nevi.
Yaralarımızı birlikte sarardık. Kaç gece omuz omuza ağladık, bilmiyorum. Birbirimize yardım çığlıklarımız...
Annem, ablam ve ben. Belki de bu hikayedeki en masum kişilerdik. Bilemiyorum. Çok kenetliydik birbirimize. Ama annem gittikten sonra zincir kırıldı tabi, ablam uzaklaştı benden. Sonra o da gitti.
Aklıma o anlar gelince yine burukça tebessüm ettim. Asla unutmayacaktım.
Flashlı back:
Yaprak 8 yaşında bu arada.
Ortaokula giden ablası Yaprak'ı okuldan almıştı. Eve gidiyorlardı. Bugün anneler günüydü. Yaprak okulda annesi için şiir yazmış, resim çizmişti. Bir de bahçeden çiçek koparmıştı annesi için...Eve geldiklerinde bir çığlık sesi duydular. Ablası Yaprak'ı ani bir dürtüyle arkasına alırken çığlığın geldiği yere doğru yürümeye başladılar. Mutfaktan geliyordu.
Gittiklerinde böyle bir manzara görmeyi beklemiyorlardı. Amcaları elindeki bıçakla...
Yaprak kaşlarını çattı. O annesinin gününü kutlayacaktı daha.
Amcası mutfağın bahçesinden çıktı. Geride Yaprak, ablası ve yerde kanlar içinde yatan anneleri kalmıştı...Ablası hareket dahi edemezken Yaprak annesinin yanına koştu. O daha cesaretliydi.
"Anne uyuma bak bana, bugün sana şiir yazdım bak resim yaptım görüyorsun değil mi?" bir yandan da annesinin yüzünü okşuyordu.
Annesi zorlukla gözlerini aralayıp kızına bir tebessüm gönderdi.
"Anne bak papatyaya, çok güzel kokuyor. Bir de ıhlamur kopardım senin için, seversin sen."
Annesi zorlukla ağzını aralayıp konuşmaya başladı "Sizi çok seviyorum."
Yaprak korkuyla "Gitmeyeceksin değil mi?" diye sordu. Annesi olmadan yapamazdı o.
Annesi ona burukça bakınca anladı her şeyi. "Ama döneceksin söz ver."
Annesi köşede onları sırıtarak izleyen eşinin kardeşine nefretle bakıp kızına döndü tekrar:
"Döneceğim annecim. O elindeki ıhlamur var ya... Onun ağacı çiçek açtığında yanına geleceğim."
Yaprak sevinmişti. Annesi gelecekti, ıhlamur ağacı çiçek açınca gelecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaprak Kız
ChickLit28.04.2021 Tamı tamına 14 yıl önce hayat yüzüme tükürmüşken, tırın altında kalmış ruhum bambaşka insanların evine misafirlik ediyor: Gerçek Ailemin... Bedenimdeki ve ruhumdaki acıları kapatmaya çalışırken yeni hayatıma attığım adımlarda bana destek...