16

24.9K 1.3K 715
                                    

Selam!

Kısa kesiyorum, oy ve yorumlarınızı esirgemeyin...

Başlayalım.

Bu arada içimde kitap bok yoluna gidiyormuş gibi bir his var, umarım öyle değildir.

Duyduğum cümleyle donup kaldım, abi belki ben yanlış anladım. Var bende o tarz mallıklar.
Şimdi açın dedi, bir şeyi açmamız lazım belli
sonra kapıyı dedi, demek ki kapıyı açacağız. Hangi kapı, onlar dışarıda olduğuna göre dış kapı. Buraya kadar okey. Sonra da polis dedi.

Polis suçluları yakalar, masumların yanında durur. Demek ki polisler dış kapıda ve bizim kapıyı açmamızı bekliyorlar. Anladım tamam!
Bugün de zeka pırıltılarımı saça saça fotosentez yapıyorum!

Hakkı amca "Noluyor ya!" diyip kapıya doğru ilerledi. Polisler gelmiş ne olabilir, bu ne saçma bir cümle. Tuzları bitmiş, nispet yaparcasına çeyizlerinin en önemli fincanlarıyla tuz isteyecekler.!

Umut abi hızla yanıma gelip yüzümü kavradı. Gelen geçen de yüzümü kavrıyor, yağlandı artık!
"Bak abicim, seni alabilirler. Ama emin ol ben her istediğin zaman yanında olacağım. Şimdi sana söyleyeceklerimi iyi düşün, eğer şahit veya kanıt bulabilirsek psikolojik şiddet uyguladıkları için velayetini onlardan alıp kendi üzerimize geçirebiliriz. Sen istersen ama, düşün karar ver. Seni çok seviyorum." diyip alnımdan öptü. Dedikleri mantıklıydı ki Mirza amca işe yarardı benim için. Tahminime göre şerefsizsiz bir tipti, yani şerefsiz olmayan. Ama yine de düşünmem lazımdı.
Şu sıralar ayakkabı değiştirir gibi aile değiştiyorum zaten, Bismillah yani!

Polisler içeri girerken Sevim teyze sessizce mırıldandı "Şimdi bunlar kanlı kanlı yerlere basıp gelmemişlerdir inşallah." Cidden, konumuz bu mu?

(Arkadaşlarım, polisçilik nasıl bir şey bilmediğim için saçma sapan yerlerle karşılaşabilirsiniz. Plizz linçlemeyinizz)

"Yaprak Soydan?" dedi. Ben miyim acaba? Ayağa kalkıp kendimi gösterdim. Ama koltuğun arkasındaki bitkiden beni göremeyeceklerini anladığım için öne çıktım.

Lonet olsun kısa boyuma!

"Ha görememiştik." dedi sarı saçlı olan adam. Diğerleri de ona katılıp kıkırdarken ben onları öldürmemek için kendimi zor tutuyordum. Bu ne cesaret yiğidim? Ona buna mafyaya katile uğraya uğraya cesaretlenmişler ama beni tanımıyorlar işte.
Sizi Yiğidim2 düğün salonunun tepedeki gelin odasındaki balkonda sallandıra sallandıra kendinizden geçiririm.

Daha fazla görmemek için kafamı çevirdiğimde sehpadaki dondurmamla karşılaştım. Seninle de kavuşturamadılar. Esra Erol'da görüşürüz artık bebek!

Konuya gelirsek, ne olacağı hakkında en ufak bir fikrim yok. Daha doğrusu benim hiçbir şey hakkında bir fikrim yok. Şu hayatta kendi hayatımla ilgili kimse fikrimi sormadı ki bana, languru lunguru girişiyorlar!
Ama bu konudaki tek düşüncem, o eve asla dönmeyeceğimdir nokta kom!

...

"Hoşgeldin kızım." dedi Mirza bey amca.

Arkadaşlar, görmeyeli adalet ne güçlenmiş, ne güçlenmiş. Valla...

Velhasıl işte geri geldim bu çiftliğe. Ben de ona hafif bir tebessüm gönderip içeri geçtim. Onlar bana umutla bakarken ben onlara 'bok ye' adlı bakışımı atıp merdivenlere doğru yöneldim.

Euuhah bugün de çok hawliyim!

Odama geçip kapıyı ardımdan kapattım. Bekliyordum, şaşırmadım yani. Bu evde saygısızlık bolluk bereket! Tarladaki buğday gibi fışkırıyor.

Yaprak KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin