Selamlarrrrrr
Nabersiniz??
Biliyorum uzun zamandır bölüm gelmedi ama haklı sebeplerim vardı. Şimdi geçiştirici bir şeyler yazdım ama sonraki bölüm özlediğiniz sahneler geliyor.
Neyse iyi okumalar...
"Gençleştim resmen bu kadar mı fark eder?" dedim tavana bakarken. Tavana da tavan demek ayıp olurdu açıkçası, çünkü acayip lükstü de biraz. Bakın bakın, adamlar nasıl yerlerde yaşıyorlar ya! Biz izlemeye gelmişiz-
Pardon burada ben yaşıyordum, ehe... Övünmek gibi olmasın
Mahkemenin ardından eve gelmiştim ve kapıyı kapatır kapatmaz yatar pozisyona geçerken ayaklarımı havaya kaldırıp kapıya dayamıştım. Polyana gibi sırıtıyordum.
Bitti mi yani şimdi?
Ciddi ciddi bitti yani! Yıllardır hayalini kurduğum şey gerçekleşti. Evet, belkide içimdeki o acı bir gram olsa sönmedi ama yine de bazı şeyler olması gerektiği şekle büründü bence her ne kadar geç olsa da.
Kapının yumruklanmasıyla yerimden sıçradım. Şu Teen Wolf'taki Alpha şu an gelmiş olabilirdi. Ama yine de korkusuz ve mükemmel bir kişiliğe sahip olduğum için kapıyı açtım.
Görüş açıma ilk Yıldrone girdi. Tamam, o da onun soyundan geliyor olabilirdi. Yani pek de bir şey fark etmez aslında.
"Kapıyı yüzümüze kapatmak nedir ya?" dedi amcam. Anın heyecanıyla onları fark etmeden kapıyı yüzlerine kapatmıştım sanırım. Amcamın koluna girerken "Pardon amcam." dedim. Ama aynı zamanda kaliteli kişiliğimi bozmayıp "Görmemişim pardon." demeyi de unutmadım.
"Bizi mi?" dedi Yıldrone. Sırıtıp hafif kıkırdarken "En çok seni!" dedim. Ayı gibiydi falan ama bizde kalite çizimi kabul edilmezdi. "Ay hadi gelin gelin. Daha amcam çiğköfte partisi verecek!" dedim son kelimemde bağırarak. Bir Yaprak Soydan bunu unutur muydu? Ehe...
Amcam anında ellerini sallarken "Demedim ben öyle şey!" dedi. "Ayılar da uçuyordu zaten..." diyip salona geçtim.
Ayılar uçsa ne güzel olurdu ya...
Hayat kısa ayılar uçuyor... Oradan buraya pır pır"O may kart bu nasıl bir domates çorbası!" dedim karşımda gördüğüm şeyle. Gözlerimin dolmasını engelleyememiştim zaten.
Cümlemi tekrarladım "O may kart bu nasıl bir domates çorbası!"
"O may kart bu nasıl bir domates çorbası!"
"O may kart-" derken kafama yediğim hafif bir şaplakla kendime geldim. "Ne oluyor be!" diye cırladım hemen. Her kim bunu yaptıysa ölen proton, nötron ve elektronlarımdan haberi var mıydı acaba?
"Bozuldu sandım." diye bir ses geldi. Sesi tanıyamadım ilk ama sonra Çağan malı olduğunu anladım. Evet arkadaşlar gördüğünüz üzere evimde bir sığır besliyorum. Ayrıca kendini şakamatik zannetmedik gözümden kaçmamıştı.
"Adeta bir SIĞĞĞIOR" dedim yumuşak ge kısmını sanki kusacakmış gibi gırtlaktan konuşan dayılar gibi bağırarak söyledim.
Ortada kahkaha sesi yankılanırken ben hemen odak noktamı değiştirdim. Önümde bir pasta vardı-
ÖNÜMDE ÇİĞKÖFTEDEN BİR PASTA VARDI!
"O may kart bu nasıl bir domates çorbası!" diye bağırdım yine. Ama bu sefer tam Çağan vuracakken koşup pastamın başına geçtim.
Açıkçası pastaya benzer bir yanı yoktu. Amcam küçük küçük şekil vermek yerine hepsini bir araya getirerek dairenin yeni bir türevini yapmış galiba. Ama neyse, çiğköfte çiğköftedir sonuçta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaprak Kız
ChickLit28.04.2021 Tamı tamına 14 yıl önce hayat yüzüme tükürmüşken, tırın altında kalmış ruhum bambaşka insanların evine misafirlik ediyor: Gerçek Ailemin... Bedenimdeki ve ruhumdaki acıları kapatmaya çalışırken yeni hayatıma attığım adımlarda bana destek...