Flashback
Dokuz yaşlarının sonunda olan iki çocuk yetimhanenin yarısının boş olma nedeniyle rahatlıkla koşa koşa burada en sevdikleri kişinin yanına gittiler.
Müdürün odasının önüne geldiklerinde sabırsızca kapıyı birkaç kere vurmuşlardı. Birisi tavşan dişleriyle gülümserken diğeri babası yüzünden hafif kırık olan dişiyle dudaklarını dişliyordu.
Kapının arkasından genç, bıkkın suratlı bir adam çıktı. Kapıyı aralayıp çocuklarına izin verirken konuştu. "Size kaç defa diyeceğim şu kapıyı düzgün çalın."
Tavşan dişli çocuk mızmızlanarak,"E hyung sen de karar ver! Çalalım mı çalmayalım mı?" dedi.
Bahsettiği hyungu tavşan dişli çocuğun kafasına hafifçe vurup masanın önünde ki sandalyelerin birine geçti.
"Velet sen benimle dalga mı geçiyorsun? Tabi ki çal ama insanca çal."
Tavşan dişli arkadaşına oranla yanakları daha tombul olan çocuk minik elini ağzına kapatarak güldü.
Mızmızlanan çocuk arkadaşının gülen halini görünce onu mutlu edebildiği için mutlu oldu.
Hyungları iki çocuğuda karşısında ki koltuğa oturtup ellerini çırptı.
"Ee niye geldiniz bakalım?"
Geldiğinden beri konuşmayan Jimin söze girdi. "Hyung bugün bizim dışarı çıkma günümüz diyoruz ki bizle dışarı gelir misin?" dedi minik elleriyle oynarken. Tavşan dişli arkadaşı da ona katılıp başını salladı.
Mingyu hyungları onların bu isteklerine tebessüm edip başını salladı.
Yarım saat sonra iki arkadaş, hyungları ile birlikte yetimhanenin yakınında ki çarşıya gittiler.
Yetimhane bahçesi dışına çıkma fırsatı bulmuş iken iki arkadaş da bütün tezgahlarda, dükkanlarda sırasıyla dolaşıyor, eşyaları kurcalıyorlardı.
Mingyu hyungları bir takı tezgahının önünde iken iki arkadaş sohbet ederek etraflarını inceliyorlardı.
Jungkook, arkadaşının omzunu dürttü. "Minie, sence erkekler birbirini sevebilir mi?"
Jimin, arkadaşının sorusunu duyunca çok şaşırmıştı. Kendisi çoğu şeyin farkında olsa da arkadaşı dış dünyaya kapalı sadece ona açık olan birisi olduğu için onun böyle şeyleri neden düşündüğünü merak etti.
"Bu da nereden çıktı, Kook? "
Jungkook, küçük omuzlarını silkti. "Az önce el ele tutuşan iki erkek gördüm. Senin sevdiğin biri var mı peki?"
Jimin, bu soruların amacını anlamayarak kaşlarını çattı. "Sen ve Mingyu hyung var ya. Sizi seviyorum."
Jungkook, mızmızlandı. "Hyung! Büyüklerin dediği var ya hani neydi.. aşk he aşktı! Sen hiç aşık oldun mu?"
Jimin,arkadaşını da durdurup kafa karışıklığıyla sordu. "Tavşan çocuk niye böyle şeyler soruyorsun?"
"Söyle işte var mı yok mu? İlla aşık olduğunda olmayabilir hoşlandığın biri var mı?"
"Var galiba. Çilek kokulu bir çocuk hem de," diye cevap verdi Jimin hafifçe tebessüm ederek.
İki arkadaşın sohbetini hyungları böldü.
"Jimin! Jungkook! Buraya gelin çabuk!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brave Children • Jikook
Fanfic[tamamlandı] Küçükken bazı nedenlerden dolayı ayrılan, büyüyünce kaderin tekrardan karşılaştırdığı ve bu sefer engellere beraber göğüs geren iki cesaretli genç. Gömmek birer birer cesetleri, Ölüp de dirilmek bir şekilde, Muzaffer olup mağlup olmak...