Odamın açık balkon kapısından vuran rüzgar ve yağmur kokusuyla uyanmıştım. Gece yağmur yağdığı için yanıma gelip uyuyan Sandara'yı uyandırmadan yataktan çıplak üstümle kalktım. Uyurken üstüme kıyafet giymeyi sevmezdim Sandara böyle daha sıcak olduğumu söylediği içinde benim için sıkıntı yoktu.
Banyoda işlerimi halledip yatağımın arkasında kalan giyinme bölümüne gittim. Şu an yağmur yağmasa da birkaç saat sonra yağacak gibi olan bulutlarla dolu gökyüzüne bakış atıp her günün aksine kısa kollu, beyaz, saten bir gömlek giydim. Altına da siyah keten bacaklarımı saran pantolon giydim. Altın tokalı deri kemerimi takıp gömleğimi pantolonumun içine yerleştirdim.
Enseme uzanan sarı saçlarımı bağlamadan alnımı açacak şekilde bıraktım. Siyah deri saatimi bileğime taktım. Kulağıma halka demir küpeler takınca en sona kalan kirazlı dudak lip balmımı sürüp, siyah parlayan ayakkabılarımı giyip aynadan bir fotoğrafımı çekip Taehyung'a gönderdim. Elime bir tane siyah ceket alıp işim bittiği için giyinme bölümünden çıktım.
Yatakta kıpırdanan kızıma son bir bakış atıp aşağı indim. Mutfakta olduğunu gördüğüm hyunguma günaydın deyip sandalyeye ceketimi astım. Onun gibi kendime yaptığım sert bir kahveyle masanın üstünde ki tableti alıp haberleri okumaya başladım.
Medya şu an Kore'nin en büyük şirketinin neden basit (?) bir yetimhaneyi tekrardan inşa ettiğini düşünüyordu. Onlara göre bunlar zaman, para kaybıydı. Aynen böyle yazıyordu.
Bu yüzden resmi Twitter hesabıma girip bir duyuru paylaştım.
Bildirimlerin bir anda doluşması ile tableti geri yerine bıraktım. Seokjin hyungunda telefonu titrerken merak edip açıp bakmıştı.
Hala telefona bakarken kaşlarını çatmıştı. "Bence bütün herkes sana oynuyor. Ben bir şey atınca böyle delirmiyorlar."
Umursamadığım için omzumu silkip kahvemi yudumlayarak bahçeyi izlemeye başladım. Birkaç dakika sonra Taehyung merdivenlerden inerken konuşuyordu.
"Tehdit içerikli bir tweet atıyorsun adamların dedikleri 'çok seksisin, seni memnun edebilirim, harika bir erkek'."
Mutfağa gelip izin almadan kahvemden yudum aldı yüzünü buruşturup geri yerine bıraktı. Jin hyung da onun söylediklerine katılmış olacak ki başını sallayarak arkasına yaslandı.
"Kesin körler, bunun başka açıklaması yok. Burada dünya yakışıklısı var şu saçlarını kestirmeyen, mürekkeplerle dolu adama bakıyorlar ya, insanların göz zevkleride bozulmuş," tch tchlayarak söylenmeye devam etti.
Dağınık ve bukleli siyah saçları ile uyumlu kırmızı saten kısa kollu gömlek, altına siyah keten giymiş, kulaklarını, parmaklarını ve bileklerini gümüş takılarla donatmış Taehyung konuştu.
"Hyung öyle deme şu yönden bakmak gerekirsek Kook'un memeleri senden daha işlevli. "
Kahvemi yudumlayıp arkadaşıma yan gözle bakarak cevapladım. "Sen bir ihtimal bana yürüyor olabilir misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brave Children • Jikook
Fanfic[tamamlandı] Küçükken bazı nedenlerden dolayı ayrılan, büyüyünce kaderin tekrardan karşılaştırdığı ve bu sefer engellere beraber göğüs geren iki cesaretli genç. Gömmek birer birer cesetleri, Ölüp de dirilmek bir şekilde, Muzaffer olup mağlup olmak...