"You should be wailing you stone cold bitch!"
🔫
[Bunu yazmaktan nefret ediyorum ama yorum yapar mısınız~]
Hıçkırıklara boğulan Jungkook gözyaşlarını Taehyung'un çıplak karnına bırakıyordu. Sevkiyat sırasında iki tarafın kavgaya tutuşmasıyla karnından bıçaklanmıştı. Her ne kadar önemli bir şeyim yok dese de Jungkook için çok önemliydi.
Hastaneye gitmeyi kabul etmeyen Taehyung evine getirtmişti kendini. Yoongi saati umursamadan Jungkook'u arayarak "Taehyung yaralı çok kan kaybediyor çabuk eve gel." diyerek çağırmıştı.
"S-senden n-nefret edi-ediyorum Taehyung!" Kanlı elleriyle sargı bezini bastırmaya çalışırken ağlamaya devam ediyordu. "Sana gitme demiştim lanet olsun bir kere beni dinlesen ölür müsün!"
"Bir şeyim yok lütfen ağlama artık küçük bir sıyrık"
"Bir gün şu kapıdan girdiğimde her şeyin çok geç olduğunu göreceğim işte o zaman küçük bir sıyrık diyemeyeceksin! Bıktım artık anlıyor musun! Her gece başına bir şey gelecek korkusuyla boğuluyorum görmüyor musun?"
"Git o zaman! Ne bakıyorsun madem bıktın benden git o zaman bak işini kolaylaştırıyorum!"
"Taehyung... Yüzünü bile görmek istemiyorum senin!"
🔫
Gözlerimi açtığımda başımda bekleyen hemşire tiz sesiyle "Hasta uyandı." dedikten sonra doğrulmaya çalışmıştım. Kolumdaki bandajı sökmeye çalışırken acı dolu inleme döküldü dudaklarımın arasından. Ben baygınken sol koluma dikiş atılmıştı anlaşılan. Hemşirenin "Beyefendi yapmayın" uyarısına karşı kopardığım serumu yere fırlatarak ayaklandım. "Bir şeyim yok abartmayın."
Kapıdan içeri elinde kahvesiyle gelen Yoongi "Oh paşam günaydın" diyerek elindeki kahveyi uzatmıştı. Bekletmeden parmaklarımın arasına aldığım kahveden bir yudum aldıktan sonra yürümeye devam ettim.
"Daha fazla burada durmak istemiyorum." dediğimde onaylar mırıltılarla eşlik ederek çıkmıştık hastaneden.
Bizi almaya Soobin gelmişti. Anlaşılan diğerleri epey meşguldü. Aklıma aniden dank eden şeyle arabanın kapısını açmadan Yoongi'ye doğru konuştum.
"Taemin'in durumu nasıl?"
"Stabil, geceden beri değişen bir şey yok uyanmasını bekliyorlar."
Sessiz bir "Anladım" diyerek arka koltuğa attım kendimi. Günün geri kalanında beni bekleyen maceralara karşı o kadar güçsüz hissediyordum ki bugün hiç uyanmamayı dilerdim.
Mekana girdiğimizde herkes ayrı bir köşeye çekilmiş Chen'in önlerine koyduğu alkolleri kafaya dikiyordu. Hepsi dalgın, bir o kadar da sinirli gözüküyordu. Geldiğimi bile fark etmemişlerdi.
"İnsan bir geçmiş olsun der ne işe yararsınız ki siz şu halinize bak tch tch... Bitmişsiniz oğlum."
"Taehyung, bugün şaka yok hüzün var."
O hüzün hep var zaten. Biz ne zaman mutlu olmuştuk ki? Arkadaşlarımı bilmem ama benim mutlu olduğum yıllar çok geride kalmıştı şimdi ise sadece gün doldurmak için yaşıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Motorcycle club |Taekook
FanfictionDaegu'yu yaptığı silah ticareti ile hakimiyeti altına alan çete lideri Kim Taehyung, çetesi ve sevgilisi Jeon Jungkook arasında kalmıştı, seçim ise ona ait değildi. "Sevişip dünyayı verdik ateşe." [Argo, cinsellik ve şiddet içeriklidir] ৳10.05.21৳ ৳...