Motorcycle club |Taekook

Episode 12 (M)

Hello yorobun arsız bir Jimin ve onun öğrencisi Jungkook'a hazır mısınızzz!?#!?

Lets get it!

Yıldız parlatmayı unutmayalım 🌟

Bu ara Got7 a sardım ahgase olmama 👌 şu kadar kaldı idşfisifş bu gereksiz bilgiden sonra devvvam edelim

Finallerim bittiği halde yazma isteğim koşarak uzaklaştı... uzun bir süre taslaklardan gideceğim sanırım

"Can you stay up all night?
Fuck me 'til the daylight"

🔫

Soobin'in getirdiği birkaç atıştırmalık ve biramla kahvaltımı yapmış, ışıltılı hayatımın geri kalanını ellerimi önümde bağlamış bekliyordum.

Öğle saatlerine yaklaşırken boş oturmaktan sıkılarak dosyaların içinde boğulan Mark'ın yanına gittim. Yaptığı hesaplamanın içine dalmış ve geldiğimi fark etmemişti. Elimde tuttuğum birayı önüne koyduğumda bir 'Oh' çekmiş ve arkasına yaslanmıştı.

"Hesaplarda açık var Taehyung, yani bunu söylemek istemiyorum ama kasadaki para eksik."

"Bir yanlışlık olabilir mi? Yani- emin misin Mark?"

"Daha yeni kasaya para girdi ve bunu kaydettiğime eminim Taehyung, bir açıklık var ve bu hiç hoşuma gitmiyor."

İçimi kemirmek üzere düşen kurtla beraber bir sandalye çektim yanına. Mark stresle ayağını sallarken ben de düşünmeye başlamıştım. Kasadan para alınması ihtimali bile beni sinirlendirmeye yetmişti. Hesapları tekrar tekrar inceledikten sonra Mark'a döndüm. "Bu durumdan şimdilik kimsenin haberi olmasın. Biraz daha bekleyelim." Karşı çıkmayarak onayladı gözleriyle.

Tamirhane bölümüne geçerek motoruyla ilgilenen Hoseok'a doğru yürüdüm. "Hey yo! ne yapıyorsun tek başına?"

Yerden destek alarak ayağa kalktı. Benzinli ellerini bezine sildikten sonra omuz silkti. "Rutin işler bebeğim." Kendisini dışarıdan somurtkan görünse de aslında baya eğlenceli biriydi. Keyfine düşkündü, yani hayatı götüne taktığı pek söylenemezdi ama diğer günlerin aksine üzerinde bir durgunluk olduğunu anlamıştım.

Kaldırım kenarına oturduğunda ayağımla dürttüm. Kafasını kaldırarak baktığında kaşları çatıldı aynı şekilde kaşlarımı kaldırdım. "Neyin var asi oğlan?"

"Bilmem iyi uyuyamadım."

Tıslayarak güldüğümde attığı yalanın anlaşıldığını anlamıştı. "Yarın... İçim hiç rahat değil."

Önüne çömelerek devam etmesini bekledim. Biraz düşündükten sonra bıkkınlıkla konuştu. "Bu işe ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum Taehyung sürekli kendimizi tehlikeye atıyoruz. Yarın ki adamlar hiç tekin değil."

"Haklısın ama Gong böyle istiyor. Karşı çıkamayız biliyorsun. Biz her zaman ki gibi sevkiyatı yapıp geleceğiz. Jimin ve diğerleri bizi ilgilendirmiyor."

"Yani haklısın da- neyse bu günlerde fazla aksiyon filmi çekiyoruz başımıza bir şey gelmez umarım." Gülerek omzuna attım elimi. "Umarım dostum..."

Birkaç araba tamiriyle ilgilendikten sonra güneş yavaş yavaş izini kaybettirmişti. İçeri girdiğimde Mark bıraktığım gibi, Soobin ise telefonuyla uğraşıyordu. Beni fark ettiğinde ayağa kalkmaya çalışınca elimle durdurmuştum. Hemen yanına oturarak elimi omzuna attım. "Heyecanlı mısın kuzen?"