Güneşin doğmasına az kalmıştı üç buçuk saatlik uykumla vedalaştım...
Bahçe kapısına kadar yürüdüm, ayaklarımın ıslandığını fark ettim az evvel yağmur serpiştirmiş olmalıydı...Gökyüzüne baktım ;ay ışıl ışıldı ve odamın penceresini aydınlatıyordu.
Elimde tuttuğum spor ayakkabılarımı giydim, sırt çantamdan hırkamı çıkardım ve bahçe kapısının gürültüsüne engel olmak için duvardan atladım.
Yol çok ıssızdı ,baykuş seslerini ise yalnızca bu gece duyuyorum,derinden gelen o sesler; gecenin sessizliğini bozuyordu. Gölgemden bile korkuyordum,arkama baktığımda evden çok uzaklaşmış olduğumu anladım çünkü bir tek bahçeyi çevreleyen dikenli çitlerin ucunu görebiliyordum.Artık çok uzaklaşmıştım ve geriye dönemezdim... Adımlarım sanki benden habersiz bir şekilde hızlanıverdi tam çiftlik yoluna yaklaşmıştım ki ;bir gümbürtüyle gök delindi sanki...Eteklerimden su aka aka koşuyorum, şimşekler bir sağıma bir soluma düşüyor ve tam gözlerimin önünde kırmızı bir alev çakıyor sanki.Kalbim ağzımın içinde şimdi ve yerinden çıkmasına çok az var. Nefes nefese koşmaya devam ediyorum, ayağım bir taşa takılınca su birikintisinin ortasına yığıldım şimdi gözyaşlarım yağmura yardım eder işte...
Ah!"Bacağım".Canım çıksa daha az acırdı herhalde.Yola böyle devam edemeyeceğimi anlayınca; yolun kenarına sürünerek attım kendimi, dizlerimi karnıma doğru çektim ve başımı diz kapaklarıma gömdüm. Hıçkırıklarım gök gürültüsüne meydan okuyor gibiydi...
Geçen sene bugün tüm bu korkularımdan uzakta sakin bir hayatım vardı.Şimdi ise uyumadan yaşıyorum her gözümü kapattığımda o üzüm bağlarında görüyorum kendimi. Gece zifiri karanlık ve ben o yeşil labirentte debeleniyorum kaçıyorum, kaçıyorum ;gözyaşlarım ve bedenimden akan terle bardaktan boşalan yağmur birbirine karışıyor ve arkamdan gelen ayak sesleri şunları tekrarlıyor :Dur!Kaçamazsın...Artık uyanıkken daha huzurluyum çünkü yaşadıklarım kendini bana uykumda hatırlatmaya devam ediyor...Çok mutlu bir yaşantınız olabilir ,başınızda kelebeklerin uçuştuğu her yeni güne yeni bir umutla uyanabilirsiniz fakat hayat bunların hepsini sizden sadece bir gecede alabilir...
Ertesi gün odamın açık penceresinden içeri sızan güneş göz kapaklarımı uyarıncaya ve yerdeki nefis yağmur sonrası toprak kokusu ciğerlerime dolunca uyandım;gece eve geri geldiğimi ve ağlayarak uykuya daldığımı hemen hatırladım.Ah! Dün gece düşünce burktuğum bileğimin acısını yüreğimde hissediyorum ,çantamdan bir bilek bandajı çıkarıp bileğime taktım artık daha rahat basabilirim yere belki.
Elimi, yüzümü yıkadım .Mutfaktan yeni demlenmiş tarçınlı çayın ve tava böreğinin davetkâr kokusu geliyor burnuma.
-Nil kızım kahvaltıya gel!
-Geliyorum anne deyip teresa çıktım,annem kahvaltıyı terasa taşımış bile bugün tatil günüm ve en sevdiğim şey terasta uzun uzadıya kahvaltı yapmak.
İçime bilmediğim bir huzur doldu birden sanki evimde bu terasta güvendeyim yine eskisi gibi...
Annemin ayak seslerini duydum.Arkamı döndüğümde; gece karası ve kan kırmızısı karışımı üzümlerin olduğu sepeti masaya bıraktığını gördüm.
-Ah ,kızım bunlar çiftlikten geliyor bu senenin hasadı çok bereketliymiş,Ziya Bey bizzat getirdi bunları;Nil kızıma selamlarımı ilet ve eğer düşünürse iki çiftliğin hayvanlarının aşılama ve sağlık kontrollerini tekrar üstlenmesini rica ediyorum dedi he unutmadan çok selamlarını iletti.Ah,ne iyi adam mal, mülk sahibi ama kibrini törpülemiş bütün Ürgüp'ün bağları neredeyse onun helal para kazanan insan böyle vefalı insan olur.
-Ne!Ne diyorsun anne sen?Nasıl işe geri dönmemi istedi ?
-Se
-Sel
-Selam mı söyledi bir de?
İçimi kaplayan sebepsiz huzurun fırtına öncesi sessizlik olduğunu şimdi anladım işte.
Yerimden bir hışımla kalktım ve üzüm dolu sepeti aldığım gibi aşağıdaki çöp kutusuna döktüm.
-Ne yapıyorsun Nil,delirdin mi yavrum?
-Anne o adama kapıyı bir daha açma beni sorarsa ,selam iletirse de alma!Tamam mı?
-Kızım sen delirdin mi?Neler oluyor geçen seneki hasat zamanından beri bana anlatmadığın ne var senin bu yüzden mi gül gibi işini bıraktın 3 beş buzağı dogumuna gider oldun?
-Anne hiçbir şey yok sadece sadece o adamlada çiftliği ile de ilgilenmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN AYDINLIĞINDA
Mystery / ThrillerDizlerimin üstüne basıp kan kokan topraktan kalktım.O ana kadar hiç konuşmamıştım.İçimden :Delirmek için en uygun zaman bu dedim,kendi kendime.En kolayı bu olur.Buna onu unutarak dayanabilirim,unutmak içinde;"aklımı kaybetmem gerekir. "